UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Troya Antik Kenti’nde bu yılki kazılarda arkeologlar, 3 bin 200 yıl önce yaşandığı düşünülen Troya Savaşı’na dair arkeolojik izlerin peşinde. Son Tunç Çağı'na ait tahribat tabakasına inilerek savaşın izlerini taşıyan yeni bulgulara ulaşılması hedefleniyor.
Çanakkale merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırları içinde yer alan, 5 bin 500 yıllık geçmişe sahip Troya Antik Kenti’nde kazı çalışmaları Troya Savaşı’nın izini sürmeye devam ediyor.
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan antik kentte, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ve desteğiyle yürütülen 2025 yılı kazı sezonu, İÇDAŞ ana sponsorluğunda; Çanakkale Valiliği, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ve Tevfikiye Köyü Muhtarlığı’nın katkılarıyla devam ediyor.
Kazı başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan liderliğinde yürütülen bu yılki çalışmalarda, Troya Savaşı ile ilişkilendirilen Son Tunç Çağı'na ait tahribat tabakasına ulaşmak ve savaşa dair yeni arkeolojik bulgular elde etmek amaçlanıyor.
Savaşın Ayak İzleri: 3.500 Yıllık Sapan Taşları
Çalışmaların henüz başında olmalarına rağmen, Troya 6 dönemine ait saray yapısının önündeki alanda ortaya çıkarılan 3 bin 500 yıllık sapan taşları, bölgedeki savaş ve savunma izlerine ışık tutuyor.
Prof. Dr. Aslan, geçtiğimiz yıl aynı alanda Son Tunç Çağı’na ait iki ok ucu bulduklarını hatırlatarak, “Bu sezon hedefimiz, Homeros’un destanında anlatılan Troya Savaşı ile ilişkilendirilen döneme ait daha net arkeolojik veriler bulmak” dedi.
“Yangın Tabakası ve Gömü Alanları Savaşın Kanıtı Olabilir”
Troya kazılarında Son Tunç Çağı ile ilgili izler daha önce de keşfedilmişti. Arkeolog Carl Blegen’in 1930’lu yıllarda ve Manfred Osman Korfmann’ın 1980’lerde yaptığı kazılarda, MÖ 1200’lere tarihlenen bir yanık ve yıkım tabakası bulunmuştu.
Aslan, “Bir yangın tabakası içinde savaş aletleri, aceleyle gömülmüş iskeletler gibi izler, antik bir tahribata işaret edebilir. Bu sezon, bu tür verileri daha geniş bir alanda araştırmak için çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Sürpriz buluntular bekliyoruz,” diye konuştu.
Troya Atı’nın Ardındaki Gerçek Aranıyor
Kazılarda bu yıl ayrıca saray önünde bulunan kil ve çay taşlarından yapılmış sapan taşlarının, dönemin savaş teknolojisine dair önemli bilgiler sunduğunu belirten Aslan, “Bu kadar çok sayıda sapan taşının küçük bir alanda bulunması, burada savunma veya saldırı amaçlı bir hazırlığın yapıldığını gösteriyor,” dedi.
Efsane Değil, Arkeolojik Gerçeklik
Mitolojik kaynaklara göre Troya Savaşı, Troya Prensi Paris’in, Sparta Kralı Menelaus’un eşi Helen’i kaçırmasıyla başlar. Bu olay, Akaların (Yunanların) Troya’ya savaş açmasına neden olur. Yaklaşık 10 yıl süren kuşatmaların ardından, Agamemnon’un önderliğinde Akalar, ünlü Troya Atı hilesiyle kenti ele geçirir.
Troya kazılarında bu mitolojik anlatıların somut arkeolojik verilerle desteklenip desteklenemeyeceği sorusu ise hâlâ yanıtını arıyor.
AA Çiğdem Münibe Alyanak

Suriye'de Kayıp Ebla Arşivi İdlib Müzesi’ne Döndü
Zile’nin Çok Katmanlı Tarihi Turizmde Yeni Bir Dönem Açıyor
Gaziantep Kalesi Restorasyonu Tamamlandı
Karahantepe Ören Yeri'nde Karşılama Merkezi ve Çatı Çalışmaları Sürüyor