İstanbul Ticaret Odası, Eminönü ve Tarihi Yarımada’da tarihi dokuyu koruma ve modern şehir estetiğini bütünleştirme hedefiyle beş önemli restorasyon ve rekonstrüksiyon projesi yürütüyor. Eski ve yeni merkez binalar, Hidayet Camisi ile Taşhan Ek Blok restorasyonları, geçmişle geleceği aynı potada buluşturarak bölgeye kültürel, ekonomik ve mimari açıdan yeni bir kimlik kazandırıyor.
Tarihi Yarımada’da Beş Büyük Restorasyon Hamlesi
İstanbul Ticaret Odası (İTO), Tarihi Yarımada’da tarihi yapıları koruma ve geleceğe taşıma misyonuyla kapsamlı bir restorasyon seferberliği başlattı. Bu kapsamda İTO eski Merkez Binası, İTO Ek Bina, Taşhan Ek Blok, İTO yeni merkez binası ve Hidayet Camisi projeleri farklı aşamalarda sürdürülüyor.
İTO, daha önce de 428 yıllık Yeni Cami Hünkar Kasrı, Mimar Vedat Tek’in eseri Liman Han ve 1930’lardan kalma Taş Han gibi yapıları restore ederek İstanbul’un tarihine kalıcı katkılar sağlamıştı.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Tarihi Yarımada’nın İstanbul’un kalbi olduğuna dikkat çekerek, “Restorasyon projelerimiz, bu yapıları yalnızca koruma değil, yaşatarak geleceğe aktarma sorumluluğunun bir parçasıdır,” dedi. Avdagiç’e göre, tarihi yapıların yeniden işlev kazandırılması, kentin kültürel sürekliliğini korumanın temel yolu.
“Yaşayan Tarih” Anlayışıyla Yeniden İnşa Edilen Mekânlar
İTO Başkanı Avdagiç, kurumun restorasyon yaklaşımını “yaşayan tarih” ilkesiyle tanımlıyor: “Restore et, sonra kaderine bırak anlayışını reddediyoruz. Bu binaların yaşaması, kullanılması ve bir kültürün temsilcisi olarak nefes alması gerekiyor.”
Avdagiç, İTO’nun 144. yılına yaklaşırken, kurumun hizmet binalarını birer “medeniyet mirası” olarak değerlendirdiklerini belirtiyor: “Bu eserleri, bu toprakların tapu senetleri olarak görüyoruz. Onlara sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmaktır.”
İTO’nun restorasyon stratejisi, yalnızca mimari yenilemeyi değil, aynı zamanda kentin ekonomik, kültürel ve sanatsal kimliğini güçlendiren bir şehir politikası olarak öne çıkıyor.
Eski Merkez Binası: 1971’in İzlerini Taşıyan Yeni Bir Yapı
Projeler arasında öne çıkan ilk çalışma, İTO’nun eski Merkez Binası. 1971 yılında inşa edilen ve zemindeki sıvılaşma nedeniyle Haliç’e doğru kayan bina, 54 yıl önceki mimari karakterine sadık kalınarak yeniden yapıldı.
“İstanbul Ticaret Sarayı” olarak da bilinen bu yapı, dönemin modernist mimarisinin özgün özelliklerini koruyacak biçimde yeniden inşa edildi. Güçlendirilmiş taşıyıcı sistemlerle donatılan bina, İstanbul Ticaret Üniversitesi öğrencilerinin kullanımına sunuldu. Böylece yapı, geçmiş ile bugünü birleştiren işlevsel bir eğitim alanına dönüştü.
Ek Hizmet Binası: Boğaziçi Manzaralı Yeni Bir Kültür Mekânı
İTO Ek Hizmet Binası, 1870’lerin mimari karakterini koruyarak restore ediliyor. 1998’de Emlak Bankası’ndan satın alınan bina, özgün tuğla cephesi korunarak, avlu kısmı cam cepheyle yenilendi. Böylece hem modern hem de tarihî bir mimari dil yakalandı.
Binada yer alan Kitap İstanbul mağazası ve 296 kişilik konferans salonu, bölgeye kültürel bir soluk getirecek. Ayrıca sahne arkasına Boğaziçi’nin panoramik manzarasının yerleştirilmesi, mekânın estetik değerini artıran özgün bir detay olarak öne çıkıyor.
Yeni Merkez Binası: Arkeolojik Katmanlarla Bütünleşen Modern Mimari
Eminönü’nde yapımı süren İTO yeni Merkez Binası, Boğaziçi, Haliç ve Sarayburnu manzarasına hâkim bir konumda yükseliyor. Osmanlı döneminde doldurulan Neorion Limanı kalıntıları üzerine inşa edilen proje, arkeolojik katmanlarla modern mimarinin dikkatli bir uyum içinde birleştiği bir örnek oluşturuyor.
Kazılar sırasında ortaya çıkarılan ikinci derece kültür varlıkları — ahşap iskele, taş payeler ve set duvarlar — özenle belgelenerek koruma altına alındı. Bu tarihi kalıntılar, binanın zemin katında özel bir sergi alanında ziyaretçilere sunulacak. Böylece modern bir ofis binası, aynı zamanda bir arkeoloji müzesi işlevi görecek.
Hidayet Camisi ve Taş Han: Dini ve Ticari Mirasın Yeniden Doğuşu
İTO, Eminönü’nün önemli ibadethanelerinden Hidayet Camisi’nin restorasyonunu da üstlenmiş durumda. 1813’te II. Mahmud döneminde inşa edilen ve 1887’de II. Abdülhamid tarafından yenilenen caminin zemininde yapılan radar taramaları, yapının güvenli bir biçimde güçlendirilmesini sağladı.
Restorasyon kapsamında caminin kubbe kurşunları yenilendi, kalem ve çini işleri aslına uygun biçimde restore edildi, iç mekândaki ahşap doğramalar ve kitabeler onarıldı.
Öte yandan, 1930’lardan kalma Taş Han’a ek hizmet blokları inşa ediliyor. Bu blokların en üst katı, İTO Tahkim Merkezi’nin duruşma salonu olarak kullanılacak. Aynı zamanda bazı müdürlüklerin de bu binaya taşınmasıyla, bölgeye idari bir canlılık kazandırılması hedefleniyor.
“Kültürel Savunma Hattı” Olarak Tarihi Yapılar
Avdagiç, projelerin yalnızca mimari yenileme olmadığını, aynı zamanda bir kültürel direniş biçimi olduğunu vurguluyor:
“Biz bu binaları taş yığınları olarak değil, bir medeniyetin zenginliklerini barındıran kültürel savunma hatları olarak görüyoruz.”
Bu perspektifle İTO, geçmişin mirasını modern işlevlerle yeniden bütünleştirerek, Tarihi Yarımada’yı hem yaşayan hem öğreten bir açık müze haline getirmeyi hedefliyor.
Hilal Uştuk aa

Suriye'de Kayıp Ebla Arşivi İdlib Müzesi’ne Döndü
Zile’nin Çok Katmanlı Tarihi Turizmde Yeni Bir Dönem Açıyor
Gaziantep Kalesi Restorasyonu Tamamlandı
Karahantepe Ören Yeri'nde Karşılama Merkezi ve Çatı Çalışmaları Sürüyor