Sapanca Gölü havzasında son yıllarda yağışların azalması, derelerle gelen suyun düşmesi ve artan kullanım baskısı, göl ekosisteminde kritik bir çekilmeye yol açtı. Anadolu Ajansı verileri ve resmî kurum analizleri, gölün su bütçesinde yapısal bir açık oluştuğunu ortaya koyarken, iklim değişikliği projeksiyonları önümüzdeki dönemde risklerin artacağına işaret ediyor.
Tektonik Bir Göl Üzerindeki Artan Baskı
Sapanca Gölü, Sakarya Havzası içinde yer alan ve “İçme-Kullanma Suyu Havzası” statüsüne sahip, aynı zamanda 1’inci ve 3’üncü derece doğal sit alanlarını barındıran önemli bir tektonik göl olarak öne çıkıyor. Ancak son dönemde gölü besleyen yağışların ve derelerin debisindeki azalma, çevresel ve antropojenik etkenlerle birleşerek su seviyesindeki düşüşü hızlandırdı. Son on yıllık veriler, gölün hidrolik dengesinin bozulduğunu ve doğal yenilenme kapasitesinin ciddi biçimde zorlandığını ortaya koyuyor.
Su Bütçesindeki Açık: Giriş Azalıyor, Çıkış Artıyor
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, Sapanca Gölü’ne havzasındaki yağışlar ve besleyici dereler aracılığıyla son 10 yılın yıllık ortalamasında 124 milyon metreküp su girişi sağlanırken, bu miktar son bir yıl içinde 89 milyon metreküpe kadar geriledi. Buna karşılık gölden içme-kullanma, sanayi, savaklama ve buharlaşma yoluyla çıkan yıllık ortalama su miktarı 136 milyon metreküpten 161 milyon metreküpe yükseldi. Bu tablo, gölün her yıl net su kaybı yaşadığını ve çekilmenin yapısal bir nitelik kazandığını gösteriyor.
Bölgesel Kullanım Baskısı ve Kocaeli Örneği
Su kaynaklarındaki azalmanın boyutu, Kocaeli’ye Sapanca Gölü’nden sağlanan içme suyu miktarıyla karşılaştırıldığında daha net görülüyor. Kocaeli Çevre Durum Raporu’na göre il, yıllık yaklaşık 30 milyon metreküp suyu Sapanca Gölü’nden temin ediyor. Son veriler, göle giren su miktarındaki düşüşün neredeyse Kocaeli’nin yıllık çekim miktarına eşdeğer bir kayba işaret ettiğini ortaya koyuyor. Bu durum, bölgesel su güvenliği açısından Sapanca Gölü’nün stratejik önemini daha da artırıyor.
Göl Su Eylem Planları ve Kurumsal Müdahale
Kuraklık riskinin artması üzerine, Ulusal Su Kurulu’nun üçüncü toplantısında, kuruma tehdidi altındaki göller için eylem planlarının hazırlanması kararlaştırıldı. Bu kapsamda Sapanca Gölü’nün de aralarında bulunduğu sekiz göl (Sapanca, Akşehir, Eber, Bafa, Burdur, İznik, Seyfe ve Beyşehir) için bilimsel modelleme çalışmaları yürütülüyor. Sapanca özelinde hazırlanan Göl Su Eylem Planı, Keçi, İstanbul (Karanlık), Kuruçay, Mahmudiye, Yanık, Karaçay, Balıkhane ve diğer besleyici dereleri kapsayan bütüncül bir havza yönetimi yaklaşımını esas alıyor.
İklim Değişikliği ve Kuraklık Göstergeleri
Küresel ölçekte sıcaklık artışları ve yağış rejimlerindeki düzensizlikler, Sapanca Gölü’nün bulunduğu Aşağı Sakarya Alt Havzası’nı da doğrudan etkiliyor. IPCC’nin Altıncı Değerlendirme Raporu’na göre, 2014–2023 döneminde küresel sıcaklık artışı hızlanarak 1,19 santigrat dereceye ulaştı. Türkiye’de ise 1991–2020 döneminde ortalama sıcaklıklar 13,9 santigrat dereceye yükseldi; 2024 yılı son 54 yılın en sıcak yılı olarak kayda geçti. 2025 su yılı yağışlarının normalin yüzde 26 altında gerçekleşmesi, bölgesel kuraklık riskini daha da derinleştirdi.
Gelecek Projeksiyonları ve Ekosistem Riski
Uzun dönemli projeksiyonlar, Sapanca Gölü havzasında ortalama sıcaklıkların 3,8 santigrat derece artabileceğini, yıllık yağışların ise yüzde 5,2 azalabileceğini öngörüyor. 24 aylık meteorolojik kuraklık haritaları, havzada “şiddetli” ve “çok şiddetli” kuraklık koşullarının hâkim olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, bu eğilimin devam etmesi halinde göl ekosisteminde biyolojik çeşitlilik kaybı, su kalitesinde bozulma ve içme suyu arzında ciddi risklerin ortaya çıkabileceği uyarısında bulunuyor. Bu nedenle, iklim uyum politikalarıyla entegre edilmiş sürdürülebilir su yönetimi, Sapanca Gölü’nün geleceği açısından hayati önem taşıyor.
Mehmet Can Toptaş aa

Neandertal Burnuna Dair Tahminler, Altamura Neandertal Fosili ile Sarsıldı
Bir Milyon 600 Yıllık Homo Erectus yüzü ve Afrika'daki insansı türlerin çeşitliliği
Safranbolu’nun UNESCO Yolculuğunda 31 Yıl
Roma Metro C Hattında Müze-İstasyon Dönemi Başladı