Pers Milliyetçiliğinin Taşa Kazınan Tarihi: Aryanizmin Mimariye Yansıyan Yüzü

Pers Milliyetçiliğinin Taşa Kazınan Tarihi: Aryanizmin Mimariye Yansıyan Yüzü

Soydaşlık ve türdeşlik temelli tarih yazımı, Avrupa'dan pek çok ülkeye yayıldığı gibi 9. yüzyılın ikinci yarısından itibaren İran coğrafyasına da taşındı. Yükselen Pers milliyetçiliği, oryantalist Aryanizm söylemi ile mimari kültürde köklü dönüşümlere yol açtı. Ahameniş ve Sasani mirasının yüceltilmesi, Kaçar dönemi izlerinin silinmesi ve ulusal kimliğin antik motiflerle yeniden inşası, modern İran'da mimari yönelimi belirledi.

Oryantalist Aryanizmin yükselişi, İran’da hem tarih yazımını hem de mimari kültürü dönüştürerek ulus-devletin ideolojik çerçevesini belirledi.

Oryantalist Aryanizmin İran Tarih Yazımındaki Kırılma Etkisi

18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa’da güçlenen soydaşlık / türdeşlik temelli tarihsel paradigma, kısa sürede İran coğrafyasını merkeze alan yeni bir okuma biçimi üretti. Avrupa oryantalistlerinin (Henry Creswicke Rawlinson, Eugène Napoléon Flandin, Antoine-Laurent-Pascal Coste, Marcel-Auguste Dieulafoy,  Georges Perrot & Charles Chipiez vb.) yürüttüğü arkeolojik çalışmalar, İran’ın antik geçmişini “Aryan uygarlığının çekirdeği” olarak yeniden tanımladı.

*******************************

İran'da Oryantalist Etkiyi Güçlendiren Anahtar Figürler Sir Henry Rawlinson: Bistun yazıtlarının çözümüyle Ahameniş tarihinin doğrulanmasını sağlayarak Aryanist söyleme bilimsel görünürlük kazandırdı. Eugène Flandin & Pascal Coste: İran’da ilk sistematik mimari belgeleme çalışmalarını yürüttüler. Marcel Dieulafoy: Persepolis’i “Aryan estetiğinin zirvesi” olarak yorumlayan analizleriyle mimari tarih yazımını etkiledi. Arthur Upham Pope: İran sanatını “dünya uygarlığının merkezi kökeni” ilan eden konuşmalarıyla Pehlevi kültür politikalarına entelektüel temel sağladı.

*******************************

Bu söylem, İran tarih yazımını klasik İslamî sürekliliğinden kopararak arkaik Pers geçmişine yöneltti. Böylece mimarlık tarihi de, Zerdüştî ve Ahameniş mirasına dayandırılan yeni bir ulusal kimliğin tasarım aracına dönüştü.

Zerdüşt Burjuvazisi ve Pers Milliyetçiliğinin Yükselişi

Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü akademisyeni Aras Kahraman, TTK'nın Belleten Dergisi'nin  Ağustos/Ağustos 2025 tarihli 315'inci sayısında yayınlanan "Orientalist Ideology of Aryanism and Its Manifestation in the Architectural Culture of Iran during the Nation-Building Process" (Aryanizmin Oryantalist İdeolojisi ve Ulus İnşa Sürecinde İran Mimarlık Kültüründe Tezahürü) başlıklı makalesinde yer alan bilgilere göre;  19. yüzyıl boyunca Mumbai’deki Parsî cemaatinin finansal ve ideolojik desteği, İran’da güçlü bir Pers milliyetçiliğinin ortaya çıkmasını hızlandırdı. Maneckji Limji Hataria’nın girişimleri, Forsat-od-dowleh gibi yerel düşünürleri Ahameniş mirasını romantize etmeye yöneltti. Kaynağını Aryanist söylemden alan bu akım, mimari kalıntıları ulusal kimliğin seçilmiş sembolleri hâline getirerek geniş kitlelere taşıdı. Bu üretimler, İslam sonrası çok-etnili İran tarihini geri plana iterek Ahameniş/Sasani dönemlerini bir tür ideolojik altın çağ olarak kurguladı. Böylece arkaik-ulusalcı söylem, hem popüler kültür hem de akademik üretim içinde kurumsal bir görünürlük kazandı. 

Pehlevi Dönemi ve Mimarlığın Ulus-Devlet Teknolojisine Dönüşmesi

1925 sonrasında Pehlevi rejimi, mimarlığı yalnızca estetik bir alan değil, ulus-devlet inşasının temel araçlarından biri olarak konumlandırdı. Anjoman-e Asar-e Melli (AAM) bu dönüşümün kurumsal omurgasını oluşturdu. AAM’nin Alman, Fransız ve Amerikan oryantalistlerle yürüttüğü işbirlikleri; Kaçar dönemi kentsel dokularının tasfiyesini, antik Pers ikonografisinin kamusal yapılarda yeniden üretilmesini ve mimarlığın devlet ideolojisini taşıyan bir vitrin hâline gelmesini sağladı. Ahameniş formları, boğa başlı sütunlar, Persepolis referansları ve Sasanî oranları, ulusal kimliğin görsel repertuarı olarak standartlaştırıldı.

*******************************

Anjoman-e Asar-e Melli'nin (AAM) Mimari Politikalardaki Rolü Kuruluş: 1920’lerin sonunda Pehlevi rejimi tarafından desteklendi. Görev: İran’ın “ulusal mirasını” tanımlamak, sınıflandırmak ve kamusallaştırmak. Yöntem: Pre-İslamî eserleri önceliklendiren bir envanterleme politikası; Kaçar döneminin “karanlık dönem” olarak etiketlenmesi. Sonuç: Persepolis estetiğini model alan anıtsal mimari; eski Kaçar yapılarının yıkımı; ulusal hafızanın Ahameniş öğeler üzerinden yeniden kurgulanması.

*******************************

Ulusal Belleğin Mimari Kurgusu Ferdowsi Türbesi

Pehlevi döneminin en sembolik projelerinden biri, Tus’ta yeniden inşa edilen Ferdowsi Türbesi oldu. Türbenin mimari tasarımı, André Godard ile Karim Taherzadeh Behzad’ın katkılarıyla, Cyrus’un mezarı ve Persepolis üslubunun birleşiminden oluşan bir “arkeolojik-modernist sentaks” üzerine kuruldu. Böylece Ferdowsi, Pehlevi ideolojisinin gözünde yalnızca bir şair değil, ulus-devletin pre-İslamî köklerini tahkim eden kutsal bir figüre dönüştürüldü. Türbe, Pers kimliğinin İslami kimliğe üstünlüğünü ima eden yeni bir hafıza mekânı işlevi üstlendi.

Yaşar İliksiz - Arkeolojikhaber.com


Benzer Haberler & Reklamlar