Osmanlı Mirası Lübnan’da Yeniden Hayat Buldu: Baakleyin Sebili Açıldı

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Lübnan’ın Cebel bölgesinde yer alan ve Sultan II. Abdülhamid döneminde inşa edilen Baakleyin Sebili’ni restore ederek yeniden hizmete kazandırdı. Lübnan’ın Şuf ilçesindeki proje, Türkiye’nin kültürel diplomasi ve miras koruma vizyonunun önemli bir örneğini oluşturuyor. Restorasyon, tarihî dokuyu korumanın yanı sıra iki ülke arasındaki kültürel işbirliğinin sürekliliğini de simgeliyor.

Osmanlı’dan Günümüze Uzanan Bir Kültürel Miras: Baakleyin Sebili
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Lübnan’da yürüttüğü **“Baakleyin Sultan II. Abdülhamid Sebili Restorasyonu ve Çevre Düzenlemesi Projesi”**ni tamamlayarak yapıyı yeniden hizmete açtı. Cebel Lübnan vilayetinin Şuf ilçesine bağlı Baakleyin beldesinde gerçekleştirilen proje, hem Osmanlı döneminden kalma nadir bir kamusal yapının korunmasını sağladı hem de Türkiye’nin bölgedeki kültürel varlığının görünürlüğünü güçlendirdi.

Açılış törenine, Türkiye’nin Beyrut Büyükelçisi Murat Lütem, Dürzi lider Velid Canbolat’ın eşi Nura Canbolat, Baakleyin Belediye Başkanı Kamil el-Ğusayin ve çok sayıda davetli katıldı. Konuşmalarda, projenin yalnızca bir restorasyon faaliyeti değil, aynı zamanda kültürel sürekliliğin ve ortak tarih bilincinin yeniden inşası anlamı taşıdığı vurgulandı.

TİKA’nın Kültürel Diplomasi Yaklaşımı: Paylaşım ve Dayanışma Temelli İşbirliği
Törende konuşan Türkiye’nin Beyrut Büyükelçisi Murat Lütem, TİKA’nın Lübnan’daki faaliyetlerinin yalnızca altyapı veya teknik destekle sınırlı olmadığını, “sürdürülebilir kalkınma, kültürel paylaşım ve yerel kapasite inşası” anlayışını merkeze aldığını ifade etti. Lütem, “Türkiye Cumhuriyeti olarak, Lübnan’ın sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmasına katkı sağlayan her girişimi kardeşlik anlayışıyla destekliyoruz. Bu anlayış, dayanışma ve bilgi paylaşımına dayanan kalıcı ilişkiler kurma çabamızın bir parçasıdır.” dedi.

TİKA’nın Lübnan genelinde yürüttüğü çalışmalar, kültürel diplomasi stratejisinin somut yansımaları olarak değerlendiriliyor. Ajans, geçmişte Trablusşam, Sayda ve Beyrut gibi kentlerde de Osmanlı dönemine ait kamu yapılarının restorasyonuna katkı sunmuş, ayrıca eğitim ve sağlık altyapısının güçlendirilmesine yönelik projeler yürütmüştür. Bu yönüyle Baakleyin Sebili projesi, Türkiye’nin çok katmanlı dış politika yaklaşımında kültürel mirasın stratejik bir araç olarak kullanıldığının göstergesidir.

Baakleyin Sebili: Tarihî Belleğin ve Osmanlı Estetiğinin Birleştiği Nokta
Sultan II. Abdülhamid döneminde, 1892-1893 (1308 R.) yıllarında inşa edilen Baakleyin Sebili, Osmanlı kamu mimarisinin sosyal hayır anlayışını yansıtan örneklerinden biridir. Sebil, hem Suriye-Lübnan Bankası’nın 25 livrelik banknotunda hem de Baakleyin Belediyesi’nin ambleminde yer almasıyla, yerel kimliğin güçlü bir bileşeni haline gelmiştir.

Restorasyon sürecinde yapı, aslına uygun taş işçiliği, kemerli cephe formu ve Arapça kitabesi korunarak yenilenmiştir. Üzerinde yer alan kitabe, dönemin vakıf kültürünü yansıtan şu ifadeleri taşımaktadır:
“Bu sebilin inşası, Sultan Abdülhamid Han Hazretleri zamanında Baakleyin Belediyesi mülkünde, hayırda yarışılarak yapıldı. 1308 R. (M. 1892-1893).”

TİKA’nın teknik desteğiyle gerçekleştirilen çalışmalar, yalnızca mimari onarım değil, aynı zamanda peyzaj düzenlemesi, çevre temizliği ve kamusal erişim planlaması gibi bütüncül koruma yaklaşımlarını da içermektedir. Böylece sebil, hem tarihî kimliğiyle hem de işlevsel değeriyle yeniden halkın kullanımına açılmıştır.

Sürdürülebilir Miras Yönetimi ve Türkiye-Lübnan İlişkilerinde Yeni Bir Sayfa
Baakleyin Sebili, Sultan II. Abdülhamid döneminde inşa edilen dört benzer sebil arasında ayakta kalmış en özgün örneklerden biri olarak kabul edilmektedir. Bu yönüyle yapı, Osmanlı şehir estetiğinin toplumsal refah ve kamusal paylaşım ideallerini somutlaştırmaktadır.

TİKA’nın restorasyon uygulamaları, yalnızca fiziksel korumayı değil, aynı zamanda yerel yönetimlerle ortak kapasite geliştirme, kültürel sürdürülebilirlik, ve bölgesel kimlik inşası gibi çok boyutlu hedefleri içermektedir. Proje, bu anlamda Türkiye’nin Lübnan’daki kültürel varlığını güçlendirirken, geçmişin mirasıyla geleceğin işbirliğini buluşturan bir diplomasi modeli ortaya koymaktadır.

Baakleyin Belediyesi ile gerçekleştirilen iş birliği, yerel halkın sürece aktif katılımını da sağlamış; böylece yapı, yalnızca tarihî bir anıt değil, yaşayan bir kamusal alan haline gelmiştir. TİKA’nın “kültürel mirasın korunması yoluyla toplumsal bağları güçlendirme” yaklaşımı, Türkiye’nin bölgesel barış ve dayanışma politikalarının kültürel temellerini yeniden hatırlatmaktadır.


Benzer Haberler & Reklamlar