Kayseri’de Roma Dönemi Hipodromu: Anadolu’nun İçlerinde Beklenmedik Bir Keşif

Kayseri’de Roma Dönemi Hipodromu: Anadolu’nun İçlerinde Beklenmedik Bir Keşif

Kayseri’nin Beştepeler mevkisinde uzun yıllardır bit pazarı olarak bilinen alanın altında, Roma dönemine tarihlenen bir hipodrom yapısının tespit edilmesi, kentin antik geçmişine dair ezberleri bozdu. ÇEKÜL Vakfı öncülüğündeki bilimsel karşılaştırmalar, tarihsel haritalar ve 1950’li yıllara ait hava fotoğraflarıyla doğrulanan alan, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca 3. derece arkeolojik sit olarak tescil edildi.

Kent Belleğinde Saklı Kalan Antik Bir Yapı
Kayseri’nin Beştepeler bölgesinde uzun yıllardır bit pazarı olarak kullanılan ve geçmişte çöplük işlevi de gören alanın altında, yaklaşık 450 metre uzunluğunda Roma hipodromu olduğu belirlendi. Roma kentlerinde sosyal ve siyasal yaşamın merkezinde bulunan hipodromlar, at yarışları ve gladyatör dövüşleri gibi etkinliklere ev sahipliği yaparak, kamusal yaşantının önemli unsurlarını oluşturuyordu. Bu yapının tespiti, Kayseri'nin sadece askeri ve ticari bir garnizon kenti değil, aynı zamanda önemli bir Roma yerleşimi olduğunu ortaya koydu.

ÇEKÜL Vakfı Kayseri Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, hipodromların yüksek duvarlarla çevrili, geniş kamusal yapılar olduğunu ve bulgunun kentin Roma dönemi kimliğini yeniden değerlendirmeyi gerektirdiğini belirtti. Özsoy’a göre, Kayseri’nin antik yerleşim dokusu yıllar boyunca şehir gelişimi içinde görünmez hâle gelmiş unsurlar barındırıyordu.

Haritalar, Fotoğraflar ve Akademik İz Sürme
Hipodromun keşfi, yüzey araştırmalarının yanı sıra tarihsel belgeler üzerine yürütülen disiplinler arası çalışma ile gerçekleşti. 1908 yılında Kayseri’yi ziyaret eden gezgin ve araştırmacı Gregorios Bernardakis’in çizimleri, kentteki antik su yolları, tapınaklar, kale yapıları ve mezarlık alanlarıyla birlikte hipodromun olası konumuna ışık tuttu.
Bu tarihsel çizimler modern kent haritalarıyla üst üste getirilerek bilimsel bir karşılaştırma yapıldı. Ayrıca 1950’li yıllara ait hava fotoğrafları da bölgenin topografik izlerini doğruladı. Elde edilen verilerin tamamı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından değerlendirilerek, Resmî Gazete’de yayımlanan kararla alan 3. derece arkeolojik sit olarak tescillendi.

Prof. Dr. Osman Özsoy

Prof. Özsoy, tarihleme çalışmalarının devam ettiğini; ancak mimari formun, boyutların ve planlamanın, yapının Roma dönemine işaret ettiğini vurguladı.

Kentsel Arkeoloji ve Planlamada Yeni Bir Dönem
Uzmanlara göre bu keşif, Kayseri’nin antik dönem kimliği bakımından önemli sonuçlar doğuracak. Roma şehir planlamasında hipodromların yanında yer alan hamamlar, sütunlu caddeler, tapınak yapıları, saraylar, hatta darphanelerin bulunabileceğine dikkat çekiliyor. Dolayısıyla hipodromun tespiti, diğer kamu yapılarının izine ulaşma ihtimalini güçlendirdi.

Ayrıca bölgenin açık hava laboratuvarı niteliği taşıdığı, şehir planlama, mimarlık, arkeoloji ve kültürel miras yönetimi alanında lisansüstü araştırmalara ev sahipliği yapabileceği ifade ediliyor. Bu durum, Kayseri'nin akademik ve kültürel turizm rotalarındaki görünürlüğünü artırma potansiyeli taşıyor.
Öte yandan alanın yıllar boyunca bit pazarı ve çöplük olarak kullanılmış olması, Türkiye’de kentsel hafıza, koruma kültürü ve kültürel miras yönetimi tartışmalarını yeniden gündeme taşıyor. Bugün yürütülen koruma çalışmaları, kentsel dönüşüm ve kültürel miras ilişkisinin hassas dengesini gözler önüne seriyor.

Anadolu’nun Roma Mirasına Yeni Bir Katman
Bu hipodrom keşfi, iç Anadolu’da Roma dönemine ait büyük kamusal yapıların tespiti açısından dikkat çekici bir örnek oluşturuyor. Özsoy’un belirttiği gibi, genellikle kıyı kentlerinde beklenen bu tür bir yapının Kayseri’de ortaya çıkması, kentin Roma dönemindeki stratejik konumunu yeniden tanımlamaya yönelik akademik tartışmaları tetikleyecek.

Alan çevresinde detaylı arkeolojik kazıların başlatılması, hipodromun kesin tarihsel bağlamının belirlenmesi ve ilişkili yapıların gün yüzüne çıkarılması amacıyla planlanıyor. Böylece Kayseri, sahip olduğu antik kültür katmanlarını bilimsel ve korumacı yaklaşımla yeniden gün yüzüne çıkararak Anadolu’nun antik kent tarihi içindeki yerini pekiştirmeyi hedefliyor.

Esma Küçükşahin aa


Benzer Haberler & Reklamlar