Hindistan İstanbul Başkonsolosluğu tarafından hazırlanan ve küratörlüğünü Serra Oruç’un üstlendiği “Woven Legacies (Dokuma Mirasları)” programı, 27-29 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da sanatseverlerle buluşuyor. Tekstil mirasını tarih, zanaat, tasarım ve sürdürülebilirlik bağlamında değerlendirmeyi amaçlayan etkinlik; iki ülke arasında yüzyıllara dayanan ticaret yollarını, kültürel etkileşimi ve zanaatkârlığın politik-sosyal dönüşümlerle ilişkisini ele alacak.
Tarihten Günümüze Dokuma Kültürünün Küresel Yolculuğu
Woven Legacies programı, antik dönemde Akdeniz ile Hint Okyanusu arasında gelişen deniz ticaret ağlarının kültürel sonuçlarını tekstil üzerinden okumayı hedefliyor. Hindistan İstanbul Başkonsolosu Shri Mijito Vinito, etkinlik tanıtımında, Hint pamuklu tekstillerinin Roma İmparatorluğu’nun en çok talep ettiği ürünler arasında yer aldığını; bu ürünlerin Anadolu üzerinden Avrupa’ya ulaştığını vurguladı. Vinito’ya göre, yüzyıllarca süren ticaret, sadece ekonomik ilişkiler yaratmadı, aynı zamanda iki bölge arasında teknik, estetik ve sembolik bir dilin oluşmasına katkıda bulundu.
Bu bağlamda program; antika koleksiyonerleri, tasarımcılar, sanat tarihçileri, tekstil ve zanaat uzmanlarını hem araştırma hem de uygulama odaklı bir platformda buluşturmayı amaçlıyor. Panel, söyleşi ve sergiler, tekstilin kültürel kimlik inşasındaki rolünü günümüz sanat ve tasarım anlayışıyla birlikte değerlendirecek.
Sömürgecilik, Direniş ve Tekstil: Gandhi’den Günümüze
Vinito’nun aktardığı önemli tarihsel vurgu, tekstilin yalnızca ekonomik veya estetik bir nesne olmadığı, aynı zamanda politik bir direniş aracına dönüştüğü gerçeğidir. 20. yüzyılda Mahatma Gandhi liderliğinde yürütülen Swadeshi hareketinin, makine üretimi İngiliz tekstiline karşı el dokuması pamuklu kumaşları teşvik ederek ulusal bağımsızlık mücadelesinde sembolik bir rol üstlendiği hatırlatıldı.
Bu tarihsel deneyim, bugün Hindistan’da doğal boyalara dayalı üretimin ve zanaatkârlığın devlet politikalarıyla korunmasını açıklıyor. 1985’te kurulan Tekstil Bakanlığı ve 45 milyon kişiye istihdam sağlayan tekstil sektörü, devlet-sanat-zanaat ilişkisini güncel bir perspektife taşıyor. Programın, bu politik arka planı sanat ve tasarım bağlamında yeniden tartışmaya açması bekleniyor.
Sergi ve Paneller: Mirasın Çağdaş Yorumları
Küratör Serra Oruç, programın yalnızca kültürel mirası sunmakla sınırlı kalmayacağını; geçmişi çağdaş tasarım pratikleriyle yeniden ilişkilendirecek bir deneyim önerdiğini ifade etti. Oruç’a göre, miras bedensel, mekânsal ve duygusal deneyimlerden bağımsız düşünülmemeli; geleneksel dokuma teknikleri güncel moda ve tasarım anlayışıyla yeniden üretilebilir.
Sergide, Hindistan’dan saray koleksiyonları, özel koleksiyonlardan antika tekstiller ve modern yorumlar yer alacak. Oruç, mirasın “eski ve kırılgan” değil, “yeniden üretilebilir ve yaşanabilir” bir alan olduğunu vurgulayarak, tarihi dokuma tekniklerinin çağdaş giysiler, halılar ve aksesuarlarda uygulanabileceğini belirtti. Bu yaklaşım, koleksiyonun yalnızca müze vitriniyle sınırlı bir sergileme geleneğini kırmayı hedefliyor.
Kültürel Belleğin Zanaat Üzerinden Yeniden İnşası
Woven Legacies, Anadolu-İran-Hindistan eksenindeki kültürel ilişkilerin, İpek Yolu’na indirgenemeyecek kadar geniş ve derin olduğunu hatırlatıyor. Etkinlik, zanaatkâr pratiklerini yalnızca ekonomik değil, toplumsal hafızanın kurucusu olarak ele alıyor. Sergi ve paneller, mirasın geleceğe yeniden taşınması için kolektif bir estetik ve etik tasavvur çağrısı niteliği taşıyor.
Ramazan Kösedağ

Suriye'de Kayıp Ebla Arşivi İdlib Müzesi’ne Döndü
Zile’nin Çok Katmanlı Tarihi Turizmde Yeni Bir Dönem Açıyor
Gaziantep Kalesi Restorasyonu Tamamlandı
Karahantepe Ören Yeri'nde Karşılama Merkezi ve Çatı Çalışmaları Sürüyor