Bursa’da Jandarma ekiplerinin düzenlediği operasyonda Antik Roma ve Bizans dönemlerine ait olduğu değerlendirilen 29 tarihi obje ve 60 santimetre uzunluğunda bir heykel ele geçirildi. Kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına yönelik yürütülen operasyon, yasa dışı kazıların ve tarihi eser kaçakçılığının önlenmesine dair önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Eserlerin bilimsel analizi ve müze envanterine kazandırılması için çalışmalar başlatıldı.

Tarihi Eser Kaçakçılığına Geçit Yok: Jandarma Ekiplerinden Operasyon

Bursa İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı İstihbarat Şube Müdürlüğü ile Nilüfer İlçe Jandarma Komutanlığı’nın ortak yürüttüğü operasyonda kültürel mirasın korunmasına yönelik önemli bir adım atıldı. Uzun süredir takip edilen şüpheli şahısların elinde tarihi eser niteliği taşıyan objelerin bulunduğu bilgisine ulaşan ekipler, belirlenen adrese düzenledikleri baskınla yasa dışı yollardan elde edilen toplam 29 arkeolojik obje ile 60 santimetre uzunluğunda bir heykel ele geçirdi.

Ele geçirilen eserlerin, Antik Roma ve Bizans dönemlerine ait olduğu değerlendiriliyor. Operasyonda ayrıca bir adet el detektörü de bulundu; bu durum, şahısların yasa dışı kazılarla kültür varlıklarını aradığına dair somut bir gösterge olarak değerlendirildi. El konulan eserlerin üzerindeki motif ve yapısal analizler, eserlerin tarihsel sınıflandırılması ve orijin tespiti açısından bilimsel çalışmalara yön veriyor.

Jandarma kaynaklarından edinilen bilgiye göre, olayla ilgili birden fazla şüpheli hakkında adli işlem başlatıldı. Eserlerin kaçak kazılar yoluyla elde edildiği, yurtdışına çıkarılmadan önce satışa sunulmak üzere saklandığı iddia ediliyor. Operasyonun, sadece yerel değil, ulusal düzeyde kültürel varlıkların korunması adına örnek bir uygulama olduğu vurgulandı.

Eserler Koruma Altında: Bilimsel İncelemeler Başladı

Ele geçirilen obje ve heykelin korunması amacıyla Bursa Müze Müdürlüğü uzmanlarının da dahil olduğu bir ekip tarafından ön inceleme başlatıldı. Uzmanlar, özellikle 60 santimetrelik heykelin sanatsal ve stilistik özelliklerinin dönemin karakteristiklerini taşıyıp taşımadığına dair detaylı analizler yürütüyor.

Objelerin bir kısmının dini törenlerde kullanılan küçük boyutlu figürinler ve ritüel kaplar olabileceği düşünülüyor. Heykelin ise, bölgesel olarak Roma etkisinin güçlü olduğu bir dönem ve coğrafyada üretildiğine dair izler taşıdığı ifade ediliyor. Heykelin giysi kıvrımları, yüz hatları ve duruş biçimi, Roma dönemi portre sanatıyla benzerlik gösteriyor. Diğer objeler arasında sikke, mühür, seramik parça ve metal işçilikli küçük buluntular yer alıyor.

Uzmanlara göre, bu tür eserlerin bilimsel olarak değerlendirilmesi, sadece sanat tarihi açısından değil, Bursa’nın arkeolojik ve kültürel geçmişi hakkında yeni bilgiler edinilmesini de sağlayabilir. Bursa, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim merkezi olarak bilinirken, bu yeni buluntular bölgedeki tarihsel süreklilik ve kültürel etkileşimlere dair yeni perspektifler sunabilir.

Yetkililer, tüm buluntuların müze envanterine kayıt işlemlerinin ardından sergilenmeye uygun hale getirileceğini belirtiyor. Bununla birlikte, yasa dışı kazıların önlenmesine yönelik denetimlerin artırılması ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.