Küfeki taşı nedir?
Organik tortul taşıdır. Kalker, silis ve fosil (istiridye ve midye gibi) çökeltilerinden oluşan, çıkartıldığında yumuşak, işlenmesi kolay olan, açık havada sertleşen uzun ömürlü bir taştır.
Küfeki Taşı Nedir?
Küfeki taşı, Roma ve Bizans döneminde kullanılmaya başlanan, "İstanbul taşı" olarak da bilinen 2000-2500 yıl gibi uzun bir zaman ayakta kalabilen bir taştır. En önemli özelliği zeminden çıktığı anda her türlü işleme uygun olması ve kolay işlenmesi; havayla temastan sonra havadaki karbon dioksiti bünyesine alarak sertlik, dayanıklılık ve güç kazanmasıdır.
Bu yüzdendir ki, Bizanslıların Ayasofya ve Yukarıkapı Surları inşası ile Osmanlı döneminde Süleymaniye Külliyesi’nin yapımından bu yana İstanbul estetiğini oluşturan tüm yapıların içinde ve dışında daima temel taşı olmuştur.
Küfeki taşı aynı zamanda klimatik özelliği de olan bir taştır. Yaz aylarında bunaltıcı sıcağı ve kış aylarında dondurucu soğuğu absorbe ederek rahat bir nefes almanıza yardımcı olur. Ayrıca küfeki taşının 1986 yılında Moskova Üniversitesinde yapılan bir araştırmada nükleer dalgaları geçirmediği de tespit edilmiştir. Küfeki taşının İstanbul Teknik Üniversitesi´nde (İTÜ) yapılan kimyasal analizlerinde beyaz çimento, kireç, alçı, toz deterjan, pudranın yapımında da ham madde olarak kullanılabileceği tespit edilmiştir.
Küfeki Taşının Özellikleri
1. Organik tortul taşıdır. Kalker, silis ve fosil (istiridye ve midye gibi) çökeltilerinden oluşmuştur.
2. Açık bej, açık sarı, gri tonlarda, ince taneli ve kumlu görünümde, fosilli, boşluklu ve kristalli, kompakt bir taştır.
4. Ocaktan çıkmadan önce yumuşaktır. Bu yüzden işlenmesi çok kolaydır. Daha sonra havadaki karbondioksit gazını alarak sertleşir. Bu sertleşme uzun bir süre devam eder. Yıllar geçtikçe betona nispetle mukavemeti daha da artar.
5. Küfeki taşının çekme, basınç, kayma mukavemetleri geçen süre içinde artarken oluşumundaki porlar azalmakta ve su, gaz emisyonları, ve harici tesirlere karşı direnci artmaktadır.
7. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde çok sayıda önemli mimari eserde temel yapı taşı olarak kullanılmıştır. (İstanbul Surları, Su Kemeri, Topkapı Sarayı, Süleymaniye cami gibi). İstanbul estetiğini oluşturan tüm yapıların içinde ve dışında daima temel taşı olmuştur.
8. Mimar Sinan, Küfeki taşı üzerinde özel araştırmalar yapmış ve kolay işlenme, estetik ve mukavemet gibi özellikleri sebebiyle bu taşı eserlerinde kullanmıştır. Mimar Sinan’ın eserlerinde kullandığı Küfeki taşının kullanım yerleri ve inceliklerini, bugüne kadar sağlam bir şekilde ayakta kalan eserlerinde görmekteyiz.
Küfeki Taşının Sırrı
Deniz kabuklarının, çoğunlukla da küçük istridye kabuklarının oluşturduğu Küfeki Taşı, bir istridye kalkeridir. En önemli özelliği, doğadan çıktığı anda her türlü işleme uygun olması kolay işlenmesi, havayla temastan sonra, havadaki karbondioksidi bünyesine alarak sertlik, dayanıklılık ve güç kazanmasıdır... Bu yüzdendirki, Bizanslıların Ayasofya ve Topkapı surları inşaası ile Osmanlı döneminde Süleymaniye Külliyesi'nin yapımından bu yana, İstanbul 'un estetiğini oluşturan tüm yapıların içinde ve dışında daima temel yapı taşı olmuştur.
MİMAR SİNAN ve KÜFEKİ TAŞI
Eserleri ile yapı sanatı ve bilimine önemli katkıları bulunan MİMAR SİNAN, Hassa Mimarlar Ocağı'nın başı olduğu 1538 - 1588 dönemlerinde toplam 447 yapıta imza atmıştır.
MİMAR SİNAN'ın malzeme seçimindeki mühendislik dehası, değişik bakış açılarına dayalı çalışmaların ve disiplinlerin bir arada çalışma gereği her zaman hissedilmiştir. Eserlerinde seçtiği malzemelerin kullanım yerlerini ve sahip oldukları özellikleri çok iyi irdelemiş, yapıyı bir bütün olarak ele alıp tasarım ve sistem içindeki yük arttırımını kestirirken, KÜFEKİ taşının zaman içindeki kimyasal (Ca C03), fiziksel (boşluklu yapı) ve mekanik değerlerin iyi yönde değiştiğini gözlemlemiştir. Bu da, bize MİMAR SİNAN'ın mimarlık ve mühendislik erginliğinin yanı sıra çok kuvvetli sezgisel gücü olduğunu kanıtlamaktadır.
MİMAR SİNAN'ın yapılarında kullandığı küfeki taşının kullanım yerleri ve inceliklerini, günümüze kadar ayakta kalan eserlerinde görmekteyiz. Eserlerinin günümüz mimarlık ve mühendislik birimleri ile tekrar incelenip dehası yeniden keşfedilmektedir.
Kaynak: Barshan Madencilik