Zonguldak'ta Kömürün 5 Bin Yıl Önce Tedavide Kullanıldığı Kanıtlandı
Zonguldak BEUN akademisyenlerinin yürüttüğü disiplinler arası araştırma, 5 bin yıl önce yaşayan toplulukların hastalık profillerini, tedavi yöntemlerini ve kömür kullanımına dair bulguları ortaya koydu. Metagenomik analizler, antik döneme ait antibiyotik direnç genlerini de gözler önüne sererek modern tıp açısından önemli ipuçları sundu.
Disiplinler Arası Öncü Proje
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Eczacılık Fakültesi ve Arkeoloji Bölümü öğretim üyeleri, Karadeniz Ereğli ilçesindeki İnönü Mağarası’nda yürütülen kazılarla Erken Tunç Çağı’na dair çarpıcı veriler elde etti. Doç. Dr. Şükran Öztürk ve Doç. Dr. Fadile Gülden Ekmen’in yürütücülüğünü üstlendiği “İnönü Mağarası Kazısı Toprak Örneklerinin Antibiyotik Direnç Genlerinin Tespiti ve Metagenomik Analizi” projesi, arkeoloji ile mikrobiyolojiyi buluşturarak Türkiye’de nadir rastlanan bir araştırma niteliği taşıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izin ve destekleri, BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in katkıları ve Doç. Dr. Hamza Ekmen’in bilimsel danışmanlığında yürütülen çalışmalarda, mağara kazılarından alınan toprak numuneleri modern genetik tekniklerle analiz edildi.
5 Bin Yıl Öncesinin Hastalık Profili
Metagenomik analizler sonucunda, günümüzden yaklaşık 5 bin yıl önce İnönü Mağarası’nda yaşayan toplulukların sıklıkla gastrointestinal hastalıklar yaşadığı belirlendi. Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi rahatsızlıkların o dönem için yaygın olduğu tespit edildi. Araştırmacılar, bu hastalıkların tedavisinde kömür ve türevlerinin kullanıldığını ortaya çıkardı.
Doç. Dr. Fadile Gülden Ekmen, kömür kullanımına dair bu bulgunun, Zonguldak havzasındaki kömürün insanlık tarafından keşfinin yalnızca 19. yüzyıla değil, 5 bin yıl öncesine dayandığını gösterdiğini vurguladı. Böylece, kömürün yalnızca enerji kaynağı değil, sağlık ve tedavi amacıyla da bilindiği anlaşıldı.
Antibiyotik Direnç Genlerinin Tarihçesi
Projede, yalnızca hastalık profilleri değil, aynı zamanda antik mikrobiyota ve antibiyotik direnç genleri de incelendi. Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Emre Keskin ve ekibinin katkılarıyla yapılan çalışmalar, üç farklı kültür tabakasında antibiyotik direnç genlerine rastlandığını ortaya koydu. Bu bulgu, direnç genlerinin yalnızca modern antibiyotik kullanımına bağlı olarak ortaya çıkmadığını, kökenlerinin binlerce yıl öncesine dayandığını kanıtlıyor.
Doç. Dr. Şükran Öztürk, bu sonuçların, “tek sağlık” yaklaşımının önemini bir kez daha ortaya koyduğunu, insan, hayvan ve ekosistem sağlığının bütüncül bir bakışla ele alınması gerektiğini vurguladı.
Kültürel ve Bilimsel Önemi
Araştırma, yalnızca arkeoloji açısından değil, tıp tarihi, ekoloji ve antropoloji açısından da büyük önem taşıyor. Kömürün tedavi amaçlı kullanımı, günümüzde aktif karbon tedavilerinde görülen uygulamaların tarihsel bir öncülü olarak değerlendiriliyor. Elde edilen bulgular, Erken Tunç Çağı toplumlarının çevresel kaynakları tanıdıklarını, hastalıkları teşhis edip tedavi etme yöntemleri geliştirdiklerini ve bu bilgileri yaşamlarına entegre ettiklerini gösteriyor.
Bu çalışma, hem geçmişteki insan topluluklarının biyolojik ve kültürel adaptasyonlarını anlamak hem de modern sağlık sorunlarına tarihsel bir perspektif kazandırmak açısından çığır açıcı nitelikte kabul ediliyor.
AA Gökhan Yılmaz