Anasayfa / Paleontoloji

Yürüyen tank Nodosaur'un zırhı onu korumaya yetmiyordu

Dinozorların Mona Lisa'sı olarak adlandırılan ve şöhreti her geçen gün artan zırhlı dinozor Nodosaur'un zırhının onu korumaya yetmediği anlaşıldı. Dev dinozorun kalın zırhına rağmen kamuflaja ihtiyaç duyduğu keşfedildi.

 

21 Mart 2011'te Kanada'nın Kuzey Alberta bölgesinde Fort McMurray Millenium Madeninde bulunan 5.4 metre boyunda 1.360 kilogram ağırlığındaki dinozorun burnundan kalçasında kadar taşlamış şekilde bulunan kafası ve sırt kısmının bilimsel analizleri sürüyor. Bilim adamları dev dinozorun kalıntılarını didik didik analiz ediyorlar.

Araştırmacılar, kütle spektrometresi kullaanarak dinozorun cildindeki pigmentleri incelemeyi başardılar.

Derisinde pheomelanin pigmentine rastlandı

Nodosaur'un deri altı hücrelerinin kimyasal analizi, derisinin kırmızımsı-kahverengi desenlerle kağlı olduğunu gösteriyor. Bedenin alt kısmında daha açık, üst kısmında ise daha koyu kırmızımsı kahverengi renk bulunduğu anlaşılıyor. Dinozorun derisinde tespit e dilen pheomelanin adlı kırmızımsı-altın renkli bir pigment bu rengi sağlıyordu. İnsanlarda, dudakların ve meme uçlarının pembemsi rengini veren pheomelanin Nodosaurlarda, muhtemelen turuncu görünüm sağlıyordu.

İddiaya görenodosaurun kırmızımsı-kahverengi desenleri, avcılardan saklanmasını sağlayan bir korunma mekanizmasıydı. Araştırmacılar, bu otoburdaki deri özelliklerinin büyük olasılıkla bir sincaptaki gibi soluk renkli bir karın ve koyu renkli bir sırt barındırdığını  fark ettiler. Bu renk örüntüsüne karşıt tarama deniliyor ve hayvanların çevrelerine rahatça karışmasına ve yırtıcılardan gizlenmesine yardımcı oluyor.

Bu denli kalın zırha sahip bir dinozorda bu özelliğin bulunması garip. Görünüşe göre dinozorun devasa pulları, pullarının sivri uçları onu güvende tutmak için yeterli değildi.

Yürüyen tank olarak tanımlanan Nodosaur, kalkan gibi derisine rağmen klamuflaja ihtiyaç duyuyordu.

Bilim adamlarına göre; bu özellik onun yaşadığı dönemdeki dinozor avcılarının, ne denli yırtıcı ve ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar şimdi dinozorun korunmuş iç organlarını inceleyerek son yemeğinin ne olduğunu keşfetmeye çalışıyorlar.

Nodosaur Borealopelta Markmitchelli olarak adlandırıldı

Öte yandan Nodosaur Borealopelta Markmitchelli olarak adlandırılan devasa fosile neden bu adın verildği şu şekilde açıklanıyor: Borealopelta markmitchelli'nin "borealis" kelimesi Latincede kuzey anlamına geliyor ve cinsini tanımlıyor. Gururu ve sevincini ifade eden tanım "sabırlı ve yetenekli" olduklarından dolayı seçilmiş.

Mona Lisa kadar ünlü bir dinozor olacak

Bir önceki haberimizde onun en ünlü dinozor T-Rex'in tahtını sallamaya başladığına dikkat çekmiştik. Onun şöhreti şimdi daha da ünlü bir ismin tahtına ortak olmaya aday.

Royal Tyrrell müzesi (The Royal Tyrrell Museum) görevlileri şu günlerde ona  'Dinozorların Mona Lisası' ünvanını layık görüyorlar. Pullu cildi içinde adeta bir heykel gibi görünen Nodosaur için Kanada'daki Royal Tyrrell Müzesi'nden Caleb Brown şunları söylüyor: 'Bu nodosaur her yönüyle dikkat çekici. Giderek ünleniyor. Yakında Mona Lisa gibi herkesin görünce tanıyacağı hale gelecek.  Ona güzelliğinden ve şöhretinden dolayı dinoların Mona Lisa'sı diyoruz" dedi.

www.arkeolojikhaber.com