Anasayfa / Aktüel

Yurt dışına kaçırılan tarihi eserler için özel birim istendi

Tarihi eser kaçakçılığı suçlarına yaptırımların ağırlaştırılması amacıyla hazırlanan Meclis Kültür Varlıklarını Araştırma Komisyonu raporunda, eski eser kaçakçılığının ilk aşamasını kaçak kazılar ve soygunların oluşturduğuna dikkat çekildi

 

Yurt dışına kaçırılan kültür varlıklarının iadelerinin sağlanması ve mevcut kültür varlıklarının korunması amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, hazırladığı raporunda, tarihi eser kaçakçılığı suçlarına karşı uygulanan hapis cezalarının alt sınırının bir yıl yükseltilmesini önerdi.

Komisyonun TBMM Başkanlığına sunduğu raporda, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nda, tarihi eser kaçakçılığı suçlarına karşı belirlenen yaptırımlara ilişkin değişiklik yapılması gerektiği yer aldı.

Mevcut kanunda, özellikle tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile koruma alanlarının yıkılması, tahrip edilmesi, izinsiz kazı, sondaj yapılması ve eser kaçakçılığı konularında hapis cezasının alt sınırın 2 yıldan başladığı belirtilen raporda, alt sınırın bir yıl daha yükseltilmesi önerildi.

Höyük ve tümülüslerdeki yakalanan araçlara el konulmalı

Ayrıca raporda, höyük ve tümülüsler gibi taşınmaz kültür varlıkların, iş makineleri kullanılarak kısa zamanda yok edilebildiği vurgulanarak, kanuna "kaçak kazılarda kullanılan iş makinelerine el konulur" hükmünün eklenmesi gerektiği kaydedildi. Bu düzenlemelerle caydırıcılığın daha da artacağı ifade edildi.

Dedektörler kullanımının kısıtlanması isteniyor

İhbar mekanizmasının teşvik edilmesi için çeşitli önerilerin yer aldığı raporda, varlığı önceden bilinip müze, kütüphane, ören yeri ve benzeri yerlerde bulunan kültür varlıklarının çalınması durumunda ihbar eden kişilere ve zanlıyı yakalayan kamu görevlilerine ikramiye verilmesi hususunda düzenleme yapılmasına ilişkin öneri de yer aldı.

Kaçak kazılarda dedektör kullanımının yaygın olduğu belirtilen raporda, "Kaçak kazıları teşvik eden dedektörlerin yasaklanması veya kullanımının kısıtlanması zorunluluk haline gelmiştir. Eğer dedektörlerin yasaklanması mümkün olamıyor ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından yalnızca maden aramalarında kullanılmak üzere ruhsata bağlanması, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından ruhsat sahiplerinin gözetim altında bulundurulması hususu araştırılmalı ve bu yönde hukuki bir düzenleme yapılmalıdır." ifadesi kullanıldı.

- "Yurt dışındaki eserlerin takibini yapacak birim kurulmalı"

Yurt dışında bulunan Türkiye kökenli kültür varlıklarının tespiti ve bu eserlerin yurt dışına çıkarılmasıyla ilgili bilgi ve belgelerin toplanarak sistemli bir şekilde tasnif edilmesinin yasa dışı yollarla kaçırılan kültür varlıklarının Türkiye'ye iadesi çalışmalarına bir altyapı oluşturacağı anlatılan raporda, bu doğrultuda Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde yeni bir birim kurulması önerildi. Birimin de tecrübeli uzman ve akademisyenlerden oluşması gerektiği kaydedildi.

Eski eser kaçakçılığının ilk aşamasını kaçak kazılar ve soygunların oluşturduğunun ifade edilen raporda, höyük, tümülüs ve nekropol alanlarında Jandarma Genel Komutanlığına bağlı karakollarca yapılan denetimlerinin sıklaştırılması, kültür varlıklarının tel örgü ile çevrilmesi, bekçilerle veya gelişen teknolojiyle drone gibi insansız hava araçlarının kullanımı artırılarak kamera sistemleriyle korunması önerildi.

Kaçırılan eserlerin yurt dışına çıkarılma aşamasında genellikle deniz yolunun sık kullanıldığına işaret edilen raporda, Sahil Güvenlik birimlerinin kıyı şeridi ve karasularda güvenlik önlemlerini artırmaları, denetimleri sıklaştırmaları gerektiği vurgulandı.