Türkiye ve Hollanda Arasında 400 Yıllık Bağlar: Hollanda - Türkiye Sergisi Açıldı

İzmir’de Konak Belediyesi ile Hollanda Krallığı Ankara Büyükelçiliği iş birliğiyle açılan “Hollanda ve Türkiye: Ortak Miras” sergisi, iki ülke arasında 400 yılı aşan kültürel ve diplomatik ilişkilerin tarihsel izlerini günümüze taşıyor. Pieter de Hooch’un tablosundaki Bergama halısının yeniden dokunmuş örneğinden Delft çinilerine uzanan seçki, ortak üretim geleneklerini somut biçimde gözler önüne seriyor.

Hollanda–Türkiye Ortak Mirası İzmir’de Yeniden Yorumlanıyor

Dört Yüzyıllık İlişkilerin İzinde Yeni Bir Sergi
İzmir’in tarihi ticaret dokusunu yansıtan Bıçakçı Han’da açılan “Hollanda ve Türkiye: Ortak Miras” sergisi, iki ülke arasında 17. yüzyıldan bu yana süregelen kültürel ve ekonomik ilişkilerin arkeolojisini sunuyor. Konak Belediyesi ile Hollanda Krallığı Ankara Büyükelçiliği tarafından hazırlanan sergi, Osmanlı İmparatorluğu ile Hollanda Cumhuriyeti arasındaki ilk diplomatik temasların kurulduğu döneme odaklanıyor.

1612 yılında İzmir’de kurulan ilk Hollanda konsolosluğu, Akdeniz ticaret ağlarının merkezlerinden biri olarak öne çıkmıştı. Bu tarihsel bağ, sergide yer alan materyaller ve anlatılar aracılığıyla yeniden görünür kılınıyor. Tekstilden bilimsel üretime, müzikten görsel sanatlara uzanan temalar, iki kültür arasındaki karşılıklı etkileşimin hem derinliğini hem de sürekliliğini ortaya koyuyor.

Pieter de Hooch’un Tablosundan Bergama’ya Uzanan Yolculuk
Serginin odak noktası, ünlü Hollandalı ressam Pieter de Hooch’un 1667 tarihli bir tablosunda yer alan Bergama halısının, “Ölümsüz İlham Perileri” projesi kapsamında 2025 yılında yeniden dokunan örneğidir.

Kültür girişimcisi Gülay Fitoz’ın öncülüğünde, usta dokumacı Kadriye Yakar ve Bergama Kadın Kooperatifi tarafından geleneksel teknikler kullanılarak üretilen halı, yüzyıllar önce Batı Avrupa resim sanatına konu olmuş Anadolu dokumacılığının güncel bir yorumu niteliğindedir.

Bu yeniden üretim, erken modern dönemde Avrupa resim sanatının Doğu halılarına yönelik estetik ilgisinin günümüzde nasıl kültürel bir köprüye dönüştüğünü somut biçimde göstermektedir. Halının yanında Delft Mavisi çiniler, Osmanlı lalesi motifleri ve ortak kültürel semboller yer alarak tematik bir bütünlük sağlamaktadır.

Diplomatik, Ekonomik ve Kültürel Katmanlar Bir Arada
Açılışa Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu ve çok sayıda davetli katıldı. Büyükelçi Wijnands konuşmasında, iki ülke arasındaki ilişkilerin çok katmanlı bir tarihsel zemine sahip olduğunu vurguladı.

Hollanda’nın Türkiye’deki doğrudan yabancı yatırımların yüzde 23’ünü oluşturduğunu belirten Wijnands, Hollanda’nın Türkiye’nin en büyük yatırımcısı konumunu sürdürdüğünü ifade etti. Türkiye’den yapılan yatırımların da önemli bir bölümünün Hollanda’ya yöneldiğini hatırlatarak, ekonomik iş birliğinin güncel boyutlarını ortaya koydu.

Aynı zamanda iki ülke arasındaki ilişkilerin sadece ekonomik değil, NATO iş birliği, insani yardım operasyonları ve kültürel etkileşim gibi alanlarda da güçlendiğini ifade eden Wijnands, İzmir’in bu kültürel temasların tarihsel ve simgesel bir merkezi olduğunun altını çizdi.

“Bu sergi, yalnızca geçmişi anmak değil, aynı zamanda gelecekteki ortak projelere rehberlik eden bir hafıza inşasıdır” sözleriyle kültürel diplomasi vurgusunu güçlendirdi.

Konak’ın Kültürel Bellek Mekânı Olarak Yeniden Konumlanması
Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, serginin İzmir’i yeniden kültür-sanat ekseninde konumlandırma hedeflerinin önemli bir parçasını oluşturduğunu belirtti. Konak’ın tarihsel kimliğine uygun biçimde, çok dilli ve çok kültürlü mirasın görünür kılınmasının belediye politikalarının merkezinde yer aldığını vurguladı.

Mutlu, serginin “ortak hafızayı tazeleme” gücünün, yalnızca Türkiye ve Hollanda arasındaki ilişkiler için değil, İzmir’in Akdeniz kültür havzasındaki rolü açısından da önem taşıdığını dile getirdi.

Konuşmaların ardından Büyükelçi Wijnands’ın Başkan Mutlu’ya lale soğanı armağan etmesi ve açılış kurdelesinin kesilmesiyle sergi ziyarete açıldı. Serginin, 2025 boyunca Türkiye’nin farklı şehirlerinde dolaşıma çıkması planlanmaktadır. Böylece ortak mirasın yalnızca akademik çevrelerde değil, geniş kitleler tarafından da görünür kılınması hedeflenmektedir.

Hüseyin Bağış aa