Anasayfa / Kazılar

Troya Antik Kenti kazıları 157. yılında

Çanakkale'deki Troya Antik Kenti'nde 1863'te başlayan kazıların 157'nci yılında, özellikle ören yerinin konservasyonu, korunması, bilgi sisteminin dijital hale getirilmesi ve bölgeyi salgın sonrası sürece hazırlama odaklı çalışmalar yürütülüyor.

 

 Çanakkale merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırları içinde yer alan, dünyadaki arkeolojik çalışmaların önemli alanlarından biri kabul edilen Troya Antik Kenti, kültür turizminin gözde adresi olarak önemini koruyor.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan ve 5 bin 500 yıllık bir tarihi geçmişe sahip olduğu belirtilen antik kentte arkeologlar yeni bulgulara ulaşmak için çalışıyor.

İlk olarak Heinrich Schliemann, daha sonra Dörpfeld ve Blegen tarafından yürütülen kazılar 157'nci yılında devam ediyor.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, bölgede kazıların 1863'te başladığını hatırlattı.

Antik kentteki çalışmaları yeni tip koronavirüs (Kovid-19) koşullarıyla sürdürdüklerini, salgın nedeniyle bazı planlarını değiştirmek zorunda kaldıklarını belirten Aslan, "Bu yıl daha çok ören yerinin konservasyonu, korunması, ören yeri bilgi sisteminin dijital hale getirilmesi ve bölgeyi pandemi sonrasındaki sürece hazırlamak üzere çalışıyoruz." dedi.

Troya ile ilgili yayın çalışmalarının da devam ettiğini aktaran Aslan, "Çalışmalarımızı özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığımızın izinleri ve istekleri, Türk Tarih Kurumunun destekleri, İÇDAŞ'ın ana sponsorluğunda kesintisiz olarak yürütüyoruz." ifadelerini kullandı.

Aslan, Troya Antik Kenti'nin, Homeros'un İlyada Destanı'nı yazıya geçirdiği milattan önce 730'lu yıllardan itibaren, destanda anlatılan kahramanlık öyküleriyle kutsal bir alana dönüştüğünü dile getirdi.

O dönemden bu yana Troya'nın kültür turizminin merkezi olduğunu vurgulayan Aslan, "Tarihte buraya pek çok ünlü askerler, bilim adamları, araştırmacılar gelmiş. Büyük İskender'den Fatih Sultan Mehmed'e, tarihte hemen hemen buraya gelmeyen tarih adamları ve politikacıların olmadığını biliyoruz. Yani Troya, kültür turizminde önemini devam ettiriyor." diye konuştu.

- Troya Müzesi açıldıktan sonra bölgeye ilgi arttı

Prof. Dr. Aslan, Troya için savaşların, salgın hastalıkların ve bunun gibi önemli olayların eksik olmadığı bir yer nitelemesinde bulundu.

Troya'nın 10 katmanında, her zaman bu tahribatlardan çıkarak önemini devam ettirdiğinin belirlendiğine değinen Aslan, şunları söyledi:

"Özellikle 18 Mart 2019'da Sayın Cumhurbaşkanımızın Troya Müzesi'nin açılışını gerçekleştirmesiyle bölgemize ve Troya Antik Kenti'ne olan ilgi ve turist sayısı büyük oranda arttı. Bunu elimizdeki verilerde çok net şekilde izleyebiliyoruz. Burada pandemi sürecinde maalesef tüm dünyada olduğu gibi ziyaretçi sayısında bir miktar azalma oldu ancak Troya Müzesi bence yüzyılın müzesi. Troya Antik Kenti dünyanın en önemli kentlerinden biri. Troya ve Troya Müzesi önümüzdeki dönemlerde de kültür turizminin en önemli başkentlerinden biri olacak, pandemi sonrasında da 2019'da yakaladığı bu önemli zirveyi tekrar kazanacaktır."

Antik kentin korunması, konservasyonu, bölgenin kış koşullarında zarar görmeden kalıntıların muhafazasına yönelik planlamalarının bulunduğuna işaret eden Aslan, sözlerini şöyle tamamladı:

"2018 Troya Yılı ve sonrasında burada çok modern bir yürüme sistemi yaptık. Ziyaretçiler için bilgilendirme sistemi yaptık. Yani insanlar pandemi sonrasında hiç bir şeye dokunmadan akıllı telefon uyumlu sistemlerle gezebilecekler. Engelli yolumuzu da bu sisteme entegre ediyoruz. Bu dönemde antik kenti dijitalleştirme çalışmalarımıza ağırlık veriyoruz. Hem koruma ve kollama yapacağız hem de dijitalleştirme çalışmalarımızı tamamlamayı hedefliyoruz."


AA  Burak Akay