Anasayfa / Kazılar

Tadım Kalesi’nde Neolitik İzler: 7 Bin 500 Yıllık Taş Mühür Gün Yüzüne Çıktı

Elazığ’da Tadım Kalesi ve Höyüğü’nde yürütülen arkeolojik kazılarda, Neolitik Çağ’a tarihlenen ve yaklaşık 7 bin 500 yıllık olduğu değerlendirilen taş mühür gün yüzüne çıkarıldı. “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında sürdürülen çalışmalar, Elazığ’ın tarihsel sürekliliğini Geç Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı’nın ötesine taşıyarak bölgenin Anadolu uygarlıkları içindeki yerini yeniden tartışmaya açıyor.

 

Elazığ’da Neolitik Döneme Açılan Yeni Bir Arkeolojik Bulgu
Elazığ’ın merkeze bağlı Tadım köyünde yer alan Tadım Kalesi ve Höyüğü’nde yürütülen arkeolojik kazılar, Anadolu’nun erken yerleşim tarihine ışık tutan yeni ve dikkat çekici bir buluntuyla sonuçlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Elazığ Valiliği’nin destekleri, Elazığ Müze Müdürlüğü ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün koordinasyonunda sürdürülen kazılarda, yaklaşık 7 bin 500 yıl öncesine tarihlendirilen taş bir mühür ortaya çıkarıldı. Kış koşulları nedeniyle sezonu tamamlanan kazılar, bilimsel analiz ve yayın çalışmalarıyla yıl boyunca devam ediyor.

Geleceğe Miras Projesi ve Tadım Kalesi Kazıları
Bakanlık tarafından “Geleceğe Miras Projesi” kapsamına alınan Tadım Kalesi ve Höyüğü, çok katmanlı yerleşim dokusuyla Doğu Anadolu’nun önemli arkeolojik alanlarından biri olarak öne çıkıyor. Kazı çalışmalarında bugüne kadar üç kutsal ocak, Nahçıvan tipi Karaz çanak çömlekleri, ok uçları, günlük yaşamda kullanılan taş aletler, stilize heykelcikler ve geometrik bezemeli tek kulplu testiler tespit edildi. Ayrıca dağ keçisi bezemeli çömlekler ve hububat değişiminde kullanılan çeç damga mühürler, bölgedeki ekonomik ve ritüel pratiklere dair önemli veriler sundu.

7 Bin 500 Yıllık Taş Mühür ve Anlamı
Kazılarda son olarak gün yüzüne çıkarılan taş mühür, alanın Neolitik Çağ’a kadar uzanan yerleşim sürecini belgeleyen en erken buluntulardan biri olarak değerlendiriliyor. Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, mührün sahiplik, mülkiyet ya da kimlik göstergesi olarak kullanılmış olabileceğini belirterek, bu tür buluntuların erken toplumsal örgütlenme biçimlerine dair önemli ipuçları sunduğunu vurguladı. Taş mühür, şu anda Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde muhafaza edilmekte ve bilimsel analiz süreci devam etmektedir.

Elazığ’ın Tarihsel Sürekliliği: Neolitik’ten Osmanlı’ya
Vali Hatipoğlu, Tadım Kalesi ve Höyüğü’nde üst katmanlarda Osmanlı, Selçuklu, Roma ve Bizans dönemlerine ait izler tespit edildiğini, derinlere inildikçe M.Ö. 3500’lere ve Neolitik Çağ’a ulaşan bir yerleşim sürekliliğinin ortaya çıktığını ifade etti. Bu durum, Elazığ’ın yalnızca bölgesel değil, Anadolu ölçeğinde de erken yerleşim ağları içinde önemli bir merkez olduğunu ortaya koyuyor.

Kazı Alanlarının Genişletilmesi ve Kültürel Turizm Hedefleri
Elazığ genelinde Tadım Kalesi ve Höyüğü’nün yanı sıra Harput, Palu kaleleri ve Salkaya köyünde sürdürülen kazılar da kentin arkeolojik potansiyelini gözler önüne seriyor. Salkaya’da ortaya çıkarılan figürlü mozaik ve jeoradarla tespit edilen Roma Hamamı için kazı alanının 2026 yılında genişletilmesi planlanıyor. Ayrıca Palu Kalesi’nde Urartu dönemine ait yekpare sur duvarı ve Osmanlı karakolu, Harput Kalesi’nde ise Fetih Mescidi’nin yeniden inşası hedefleniyor. Tüm bu çalışmalar, Elazığ’ın kültürel mirasını görünür kılarak sürdürülebilir kültür turizmine katkı sağlamayı amaçlıyor.


İsmail Şen aa