Anasayfa / Arkeoloji / Türkiye

Su altı arkeolojisinin davetsiz misafirleri: Balıklar ve ahtapotlar

Su altı arkeoloğu Doç. Dr. Hakan Öniz, Akdeniz Üniversitesi'nde görevli su altı arkeologlarının su altı kameralarına yansıyan deniz canlılarıyla yaşadıkları ilginç anları paylaştı. Su altı robotlarının yerine yerleşen aslan balıkları, arkeologların en büyük baş belası.

 

Antalya, Mersin ve Adana kıyılarında son iki yılda yaptıkları araştırmalarda 71 batığın keşfini yaptı, geçen yıl dünyanın en eski batığını bulma başarısı gösteren Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz ve ekibi  çalışmaları sırasında, deniz canlıları ile sık sık karşılaşıyorlar ve ortaya ilginç manzaralar çıkıyor.

Batık tarihi eserlerin deniz tabanına yapışmış vaziyette olduğuna işaret eden Öniz, küçük keskin çekiçlerle yaklaşık 55 metre derinlikte çalıştıklarına dikkat çekti.

Doç. Dr. Hakan Öniz, arkeologların su altında öncelikle kendi dalış emniyetlerine dikkat ettiklerini söyledi.

Bilimsel önceliklerinin de kırılgan arkeolojik materyallerle temaslarda oldukça titiz davranmak olduğunu vurgulayan Öniz, dikkat etmeleri gereken üçüncü unsurun deniz canlıları olduğunu dile getirdi.

Balon Balıkları en büyük tehlike

Kendilerine şu ana kadar doğrudan saldıran bir deniz canlısının olmadığını vurgulayan Öniz, onların dünyasına misafir olarak gittikleri için tedbirli olduklarını belirtti.

Varlıkları Akdeniz için büyük tehlike oluşturan Balon balıklarının etraflarında 10'arlı, 12'şerli sürüler halinde gezdiğini, boyu 70-80 santimetreye ulaşanların da olduğunu söyleyen Öniz, "Bir defasında büyük bir balon balığı, arkeolojik kazı yapan arkadaşımıza oldukça yaklaştı. Arkadaşımız da şaşkın ve tedirgin oldu. Balığı takip etmekten işini yapamaz hale geldi. Bu anların görüntüleri bizi gülümsetti." dedi.

Aslan balıkları su altı robotunun yerini işgal ediyor

Öniz, kazılarda en fazla aslan balıklarıyla uğraştıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Su altı robotlarına gemiden kumanda ediyoruz. Deniz tabanına plastik sandalyeler yerleştiriyoruz. Bunların da pozisyonlarını batığı sürekli takip edebileceğimiz bir yere konumlandırıyoruz. Ancak bazen yerleştirdiğimiz sandıkların içerisine aslan balıkları yerleşiyor. Robot gelmeden önce mutlaka bir aslan balığı oluyor. İki yıldır aynı olayı yaşıyoruz. Su altı robotuna yer vermiyorlar. Oldukça inatçı davranıyorlar. Robotu kumanda eden arkadaşımız aslan balığını sandığın içinden dışarıya itmek zorunda kalıyor. Her sabah robotu kumanda eden arkadaşımız ile aslan balığı arasında böyle bir sempatik kavga yaşanıyor. Gelip robotun önünü kapatıyorlar."

Ahtapotlar parlak nesnleri yuvalarına taşıyor

Ahtapotların da batığın içindeki kovuklara yerleşip gitmediklerini ifade eden Öniz,."Ahtapotların evlerini, yuvalarını süsleme gibi bir özelliği var. Parlak malzemeleri alıp yuvalarının önüne dizerler. Parlak neyi görseler alıyorlar. Ahtapotlar, batıkta bir şey çıkarsa onu alıp yuvasına götürüyorlar. Böyle bir endişemiz de var. Batıktan bir şey çıkarsa doğrudan muhafaza altına almamız gerekiyor. Orada bırakmıyoruz. Ahtapot ile yer değiştirme konusunda bir mücadelemiz var." diye konuştu.

Süleyman Elçin - AA