Selanik’te Atatürk Evi Yeniden Açıldı: Ortak Hafızanın ve Barışın Simgesi
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kapsamlı restorasyon sürecinin ardından Selanik Atatürk Evi’nin açılışını gerçekleştirdi. Atatürk’e vefa göstermenin cumhuriyete ve geleceğe sahip çıkmak anlamına geldiğini vurgulayan Ersoy, yapının sadece bir doğum yeri değil, “Cumhuriyet’e giden yürüyüşün başladığı mekân” olduğunu söyledi. Yenilenen müze, tarihsel ve duygusal bütünlüğüyle kültürel hafızayı yeniden canlandırıyor.
Cumhuriyet’in İzinde Bir Yeniden Doğuş
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Selanik’te Atatürk Evi Müzesi’nin açılışını gerçekleştirerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e duyulan vefayı, ulusal hafızanın yeniden inşası bağlamında ele aldı. Törene, Yunanistan Turizm Bakan Yardımcısı Anna Karamanli, Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Çağatay Erciyes, Selanik Başkonsolosu Serkan Gedik, milletvekilleri, belediye başkanları ve Batı Trakya Türk toplumunun temsilcileri katıldı.
Ersoy, açılış konuşmasında “Atatürk’e vefa göstermek, cumhuriyete ve geleceğe sahip çıkmaktır. Bu, milletimizin geçmişine olduğu kadar yarınlarına da bir sorumluluktur,” ifadelerini kullandı. Atatürk’ün doğduğu evin sadece bir yapı olmadığını, “Cumhuriyet’e giden yürüyüşün ilk adımlarının atıldığı yer” olarak ulusal kimliğin temel simgelerinden biri haline geldiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bu ev Türkiye ile Yunanistan arasındaki barışın sembolü olsun” sözlerini hatırlatan Ersoy, Türkiye’nin kültürel mirasa yönelik evrensel sorumluluğuna dikkat çekti.
Tarihi Evin Restorasyonu: Bir Hafıza Mekânının Yeniden İnşası
Ersoy, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak 2022’de başlatılan restorasyon sürecinin 2024 sonunda tamamlandığını belirtti. 19. yüzyıl sonlarında inşa edilen ve Atatürk’ün 1881’de doğduğu ev, mimari sadakati korunarak yenilendi. Restorasyon kapsamında ahşap doğramalar, elektrik tesisatı, sandık odası ve hamam orijinal haline getirildi; çatı, bahçe duvarı ve avlu taş zemini elden geçirildi.
Yapının iç düzenlemesinde, müze kurgusuna derinlik kazandıran beş ana bölüm yer aldı: “Atatürk ve Ailesi Temalı Oda, Zübeyde Hanım’ın Odası, Etnografik Sergi, Evin Tarihçesi Alanı ve Kütüphane.” Bodrum katta evin tarihçesi, orta katta etnografik objeler, üst katta ise Atatürk’ün Selanik yıllarına ait anlatılar sergileniyor.
Ersoy, restorasyonun temel hedefinin “evin müze haline getirildiği 1953 yılındaki orijinal formuna dönüştürülmesi” olduğunu ifade etti. Proje, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından yürütüldü; konservasyon çalışmalarıyla birçok tarihi eser koruma altına alındı.
Zübeyde Hanım’ın Türkiye’ye gelirken yanında getirdiği eşyalar, Atatürk’ün bebeklik eşyaları, Ali Rıza Efendi’nin tespihleri, 1878 tarihli Osmanlı belgeleri, 1925 tarihli Yunanca mülkiyet belgesi ve Rahmi Pehlivanlı’nın “Atatürk Evi” tablosu müzeye dahil edilerek yapının tarihsel bütünlüğü güçlendirildi.
Kültürel Diplomasi ve Ortak Hafızanın Yeniden İnşası
Tören, yalnızca bir müze açılışı değil, aynı zamanda iki ülke arasında kültürel diplomasi ve ortak hafıza vurgusunun da bir yansıması oldu. Yunanistan Turizm Bakan Yardımcısı Anna Karamanli, Atatürk Evi’nin iki halk arasında iyi komşuluk ve karşılıklı anlayış açısından “önemli bir fırsat” sunduğunu belirtti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, yapının “Türk milletinin ortak hafızasındaki en kıymetli sembollerden biri” olduğunu ifade ederken, Kürşat Zorlu binayı “bir milletin yeniden doğuşunun sessiz tanığı” olarak tanımladı. MHP Genel Başkan Yardımcısı İlyas Topsakal ise restorasyonu “iki komşu millet arasında geçmişin değerlerini geleceğe taşıyan bir kardeşlik köprüsü” olarak nitelendirdi.
Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Çağatay Erciyes, Atatürk Evi’nin Türk-Yunan dostluğunun somut bir simgesi olduğunu vurguladı. Açılış töreninin ardından Bakan Ersoy ve heyeti, yenilenen müzeyi gezerek yeni sergi düzenini inceledi.
Bu açılış, hem Atatürk’ün evrensel mirasının korunması hem de kültürel diplomasi aracılığıyla barışın pekiştirilmesi açısından anlamlı bir adım olarak değerlendiriliyor. Atatürk Evi, yalnızca bir hatıra mekânı değil; Türkiye’nin kültürel sürekliliğini ve komşuluk ilişkilerindeki iyi niyetini temsil eden bir barış anıtı olarak yeniden yaşam buldu.
Ayhan Mehmet aa