Anasayfa / Arkeoloji / Türkiye

Prof. Winter, Dülük 2017 arkeoloji kazılarını yorumladı

Yıllardır bulunan çok sayıda mühürle ve Jüpiter Dolichenus tapınağıyla gündemde olan Dülük Antik Kenti'ndeki arkeoloji kazılarının başkanı Prof. Dr. Engelbert Winter, kazı sezonundaki buluntuları yorumladı.

 

Aynı zaman da Süryaniler üzerine araştırmalar da yapan arkeolog Prof. Dr. Engelbert Winter; "Münster Üniversitesi ekibi tarafından Gaziantep’teki Dülük Antik Kenti’nde sürdürülen arkeolojik kazılarda bulunan çok sayıdaki Roma dönemi mührü, kentin inancına dair önemli bilgiler sağlıyor" dedi.

Kazı sezonunun bitmesinin ardından açıklama yapan arkeoloji kazı başkanı Prof. Dr. Engelbert Winter, “Dülük Antik Kenti’nin (Doliche) belediye arşivinden 1.000’den fazla parça içeren bu eşsiz grup, yerel Greko-Roman tanrılarına (Zeus’dan Hera’ya, Jüpiter Dolichenus’a) dair önemli bilgiler sunuyor.” açıklamasına bulundu.

Prof. Dr. Engelbert Winter'in ifadelerine göre kazıların önemli noktları şunları; 

> “İdari makamların yüzlerce belgeyi tanrı imgeleri ile imzalamış olması, dini inançların gündelik yaşamı ne kadar güçlü bir şekilde şekillendirdiğini gösteriyor. Jüpiter Dolichenus kültü, yakındaki merkezi bir tapınakta yer almakla kalmadı, aynı zamanda kent yaşamında da izlerini bıraktı.”

> “İlk olarak burada tapınılan Jüpiter Dolichenus’un, MS 2. ve 3. yüzyıllarda tüm Roma İmparatorluğu’na ne kadar güçlü bir şekilde bağlandığı da belli oluyor: resimlerin birçoğunda, tanrının çeşitli Roma imparatorlarıyla el sıkıştığını görülüyor.”
Erken Hıristiyanlığa dair bulgular

> Kazı ekibi, asker tanrısı Jüpiter Dolichenus’un tapınağını 17 yıldır araştırıyor. Ekip bu yıl kentsel alana odaklandı.

Prof. Winter, “Bir bina kompleksi içinde MS 400 yılına tarihlenen bir mozaiğin altında, eşit derecede kaliteye sahip daha da eski bir mozaik zemini ortaya çıkarabildik. Eldeki bulgulara göre geç antik bir kiliseye dair çok sayıda kanıt bulunuyor. Bu, bu bölgedeki erken Hıristiyanlığın tarihini anlamak için önemli bir katkı sağlayabilir.” diyor.

Üç yerel yapı kompleksindeki kazılar 2015 yılında başladı. Günümüze kadar, sütunlarla sınırlanmış 150 metre karelik büyük merkezi nef açığa çıkarıldı.

Prof. Winter, “Mimarinin yanı sıra, bir mermer masanın parçaları ya da bir yazıtta papaz yardımcısından bahsedilmesi gibi çevredeki küçük buluntular, bir kilisenin varlığına işaret ediyor.” diyor.
Kent merkezi keşfedildi

Şimdi ise araştırmacılar, şehrin doğu kesiminde jeofiziksel araştırmalarla ilk kez tespit ettikleri Dülük Antik Kenti’nin kent merkezini keşfetti.

 

Prof. Winter, “Bu varsayım teyit edilmiş oldu. Çok büyük bir binanın parçalarını keşfettik: Roma Demir Çağı’ndan, iyi korunmuş mozaiklerle kaplı bir hamam. Şimdiye kadar bölgede neredeyse hiç Roma termal hamamı bilinmediğinden, bu keşif büyük bir akademik önem taşıyor.” diyor.

Keber Tepe’de paleolitik çağ bulguları

Münster’deki araştırma ekibi, kentsel alanın genişliği ve şehrin kronolojisine yeni bakış açıları kazandırdı. Bu yıl antik kent Keber Tepe yerleşiminde yapılan yoğun bir yüzey araştırması, şaşırtıcı sonuçlara yol açtı.

“Paleolitik çağa tarihlenen çok sayıda bulgu, Keber Tepe’nin çok erken bir tarihte önemli bir yer olduğuna işaret ediyor. Dülük, daha sonra Roma ve Bizans dönemlerinde burada kuruldu.”

 

Çok sayıda mühür keşfedildi

Keşfedilen çok sayıda mühür hakkında açıklama yapan Prof. Winter, “Bulunan birçok mührün, boyutlarından, sık rastlanmasından ve bazı durumlarda üstündeki yazıtlardan dolayı kentin idari veya resmi kurumlarına ait olduğu görülüyor. ‘Şehir tanrıçası’ Tike’nin betimlemelerine ek olarak Augustus ve Dea Roma tasvirleri, Roma imparatorunun ve Roma devletinin kişileştirilmiş tanrıçasının, Roma imparatorluğunun doğu sınırındaki Dülük kasabasındaki önemli rolüne işaret ettiği için özel bir dikkati hak ediyor. Bununla birlikte, merkezi motif, şehrin en önemli tanrısı olan Jüpiter Dolichenus’tur. MS 2. ve 3. yüzyıllarda, bu tanrının kültü, Akdeniz dünyasının büyük bölümlerine yayılmış ve İngiltere’ye kadar uzanmıştı.  Bu nedenle, bu tanrı ile bir imparator arasında bir el sıkışması gösteren resimlerle yüzlerce belgenin mühürlenmesi şaşırtıcı değildi. “Tanrı’nın Roma devletine olan ilgisinin bir işaretiydi. Betimlemeler, aynı zamanda kültün kendisine dair de bilgiler sağlıyor. Tasvirlerde Jüpiter ve eşi Iuno’nun büstlerini gösteren mühürlerin yanı sıra, Zeus’un oğulları Castor ve Pollux’un ilahi ikizlerinin tasvirleri de yer alıyor. Dioscuri veya Castores Dolicheni olarak da bilinen Zeus’u oğulları, genellikle Jüpiter’in arkadaşı olarak gösterilir ve bu nedenle kültte önemli rol oynar.” dedi.

Dülük Antik Kenti

Dülük Antik Kenti, Asurlular döneminde Mezopotamya’dan Kilikya’ya uzanan yolun; Helenistik ve Roma döneminde ise, Antakya ve Kilikya’dan Zeugma’ya uzanan ipek yolunun güzergahında bulunmaktaydı.

Dülük’te Keber tepesinde yapılan bilimsel kazılarda Alt Paleolitik döneme ait çakmaktaşı aletler ve bu aletlerin yapıldığı atölyeler bulundu. Bu taş aletler özgün bir karakter gösterdiği için literatürde “Dülükien” olarak adlandırıldı.

Tarihte Doliche olarak bilinen kent, Hititlerin baş tanrısı Teşup’un din merkezi oldu. Klasik dönemlerde de önemini koruyan Doliche ve baştanrısı Teşup; Roma döneminde de önemini koruyarak Jupiter Dolichenus diye anılmaya başlandı. Bu inanç, Romalı askerler sayesinde Avrupa içlerine, İngiltere’ye, Kuzey Afrika’ya kadar yayıldı.

Roma döneminde Dülük, antik kent ve kutsal alan olmak üzere ikiye ayrılıyor.

Erman Ertuğrul - Arkeofili.com (Religion and Politics – Cluster of Excellence at WWU Münster. 7 Aralık 2017)