Anasayfa / Etkinlikler

Prof. Dr. Oğuz Tekin: Define Haritaları Yalan

Antik çağda hiçbir zaman definelerin yerini gösteren haritalar yapılmamış! Ama antik çağda insanların define gömdüğü bir yer var! İkinci uluslararası para tarihi ve nümismatik kongresinde antik çağ gömü kültürünü anlatan Prof. Dr. Oğuz Tekin, adeta definecilere yol gösterdi!

 

Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Oğuz Tekin, antik çağda hiçbir zaman definelerin yerini gösteren haritalar yapılmadığını, günümüzde insanları kandırmak için define haritaları ve bir takım planlarla dolaşanlar olduğunu söyledi.   Koç Üniversitesi çatısı altında hizmet veren Antalya Kaleiçi'ndeki Suna- İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Merkezi'nde (AKMED), ikinci uluslararası para tarihi ve nümismatik kongresi düzenlendi. 2. Uluslararası Akdeniz Dünyasında Para Tarihi ve Nümismatik Kongresine Antalya Vali Yardımcısı Hüseyin Ece, iş adamı İnan Kıraç ile Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa, İngiltere başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinden para bilimci katıldı.   Kongrenin açılış konuşmasını yapan Antalya Vali Yardımcısı Hüseyin Ece, Anadolu’nun barındırdığı uygarlıkların dünyanın birçok ülkesindeki bilim insanını hala cezbetmeye devam ettiğini söyledi. Nümismatların da bu kapsamda Anadolu uygarlıklarına ait paraları incelediklerini ve bunların günümüze bıraktığı mesajları irdelediklerini ifade eden Ece, toplantının ikinci kez Antalya’da yapılmasının önemli olduğunu vurguladı. İş adamı İnan Kıraç da Anadolu’nun barındırdığı zenginliklerin önemine dikkati çekti. Bu kültürlerin araştırılmaya devam ettiğini vurgulayan Kıraç, toplantıya ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kıraç, kongrede, Akdeniz'e ilişkin nümismatik konusunda çalışan bilim insanlarını bir araya getirerek özgün araştırmaların sonuçlarının paylaşılmasını ve bu alana bilimsel katkı sağlanmasını amaçladıklarını aktardı.                                               SİKKENİN 2.700 YILLIK TARİHİ ANLATILIYOR Koç Üniversitesi Öğreatim Üyesi ve AKMED Direktörü Prof. Dr. Oğuz Tekin, ikincisi bu yıl gerçekleştirilen kongreyle ilgili bilgi verdi. Prof. Dr. Tekin, kongrede Akdeniz'in çevresinde yer alan tüm ülkelerdeki sikkelerle ekonomi tarihilin tartışıldığını söyledi. Kongreye nümismatik uzmanlarının yanı sıra tarihçilerin ve sanat tarihçilerinin katıldığını aktaran Prof. Dr. Tekin, “Sikkenin icat edildiği dönemden itibaren, ki bundan yaklaşık 2 bin 700 yıl öncesiydi bu. Para Batı Anadolu'da Lidya Krallığında icat edilmişti. O tarihten bu yana Akdeniz'i çeviren bütün uygarlıklardaki devletlerin silkeleri bu kongrede ele alınıyor. Sadece eski Yunan, Roma, Bizans yok. İslami sikkeler de anlatılıyor. Mesela Selçuklu sikkeleri, beylikler, Osmanlı sikkeleri, Abbasi sikkeleri gibi çok değişik çerçevede konular ele alınıyor" dedi.   Kongreye çoğunluğu yabancı 50 civarında bilim insanının katıldığını belirten Prof. Dr. Tekin, sunulan bildirilerin bir kitap haline getirileceğini de açıkladı. Nümismatiğe Türkiye'de yeni yeni merak uyanmaya başladığını anlatan Prof. Dr. Tekin, uluslararası düzeyde ve İngilizce yapılan kongrenin bir diğer amacının Antalyalılara sikke bilincini anlatıp farkındalık yaratmak olduğunu söyledi. Prof. Dr. Tekin, sikkeler çok küçük objeler oldukları için yurt dışına kaçırılabilen en kolay parçalar olduğunu söyledi.                                 MÜZAYEDELERDE TÜRKİYE KÖKENLİ PEK ÇOK SİKKE SATILIYOR Avrupa ve Amerika'daki müzayede firmalarının satışlarında Türkiye kökenli pek çok sikke olduğunu da anlatan Prof. Dr. Tekin, “Bunlara engel olamıyoruz. Ama birtakım polisiye tedbirler varsa ve alınıyorsa duyum alındıysa Kültür ve Turizm Bakanlığı onların peşine düşüyor ve getiriyor. Sonuçta işin ucunda para var. O objeye para olarak bakıldığı için elinde bir şekilde bir sikke olan onu müzeye teslim etmek yerine 'Ben bundan nasıl para kazanırım, nasıl değerlendiririm' diye bakıyor. Ülkemize ait bu değerlerin korunmasını ilkokuldan başlayarak eğitimli nesillerle aşabiliriz" diye konuştu.   4 gün sürecek kongrede, para kavramının ortaya çıkışıyla en erken sikkelerden başlayarak, Bizans döneminin sonuna kadar Akdeniz'e damgasını vuran kültürlerin para ve ekonomi tarihi ele alınacak. Akdeniz Dünyası'na ilişkin para tarihi ve nümismatik konularında çalışan bilim insanları konferansta özgün araştırma sonuçlarını paylaşacak.                                 DEFİNELER BİNALARIN TEMELİNE GÖMÜLÜYORDU! Aynı zamanda Suna- İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Merkezi'nin direktörü Prof. Dr. Oğuz Tekin, antik çağda eskiden sikkelerin değerli metallerden basıldığını, günümüzde ise, kağıt para ya da değersiz metallerden para yapıldığını belirtti.   Eski paraların bronzdan yapılabildiği gibi büyük alışverişlerde altın ve gümüş paralar kullanıldığını anlatan Prof.Dr. Tekin, şöyle dedi: "Bunların bir yerden bir yere nakledilmesi sırasında birtakım sıkıntılar yaşanıyordu. Örneğin yolda korsanlar çevirebiliyordu. Bir kuşatma altında bu paraları saklama ihtiyacı doğuyordu. ya bunları gömeceksiniz, ya da bir şekilde bunları saklayacaksınız. Yani bir şekilde insanlar altın ya da gümüş paralarını saklama amacıyla toprağın altında belirli yerlere gömüyorlardı. Ancak bu büyük miktarda değil, ihtiyacını karşılayacak kadar oluyordu. Ayrıca insanlar eskiden uğur getirmesi amacıyla da yaptıkları binaların temeline define gömebiliyorlardı."   Bu konuda başka örnekler de veren Prof. Dr. Tekin, bir kilise ya da herhangi bir kamusal bina yapıldığında onun temeline de bir avuç sikkenin uğur getirmesi için gömüldüğünü, bunun bereket getireceğine inanıldığını söyledi. Prof.Dr. Tekin şöyle devam etti: "Ayrıca ölümden sonra öteki dünyada ihtiyaçların karşılanması amacıyla mezarlara sikke konuluyordu. Sikkeler ölen kişinin ağzına, kemiklerinin herhangi bir yerinin arasına veya avcunun içine yerleştiriliyordu. Avcunun içine yerleştirilen sikkeler kişinin öteki dünyaya yolculuğunda 'kayıkçıya' kendisini nehirden geçirmesi için verilmek üzere konuluyordu. Antik çağdan beri devam eden bu uygulama İslam inancında yok. Arkeolojik kazılarda o şehrin içindeki bir yerlerde bazen bu tür altın ve gümüş sikkelere rastlamak mümkün olabiliyor. Bu sikkelere define adı veriliyor. Bu şekilde Anadolu toprakları ve Akdeniz'in diğer ülkelerinde yüzlerce, binlerce define var."                                                         DEFİNELER TESADÜFEN BULUNUYOR Bu definelerin nasıl bulunduğunu da anlatan Prof.Dr. Tekin, şöyle dedi: "Bunları bulmak için define avcıları kaçak kazılar yapıyor. Hatta ellerine haritalar alıp dolaşanlar oluyor. Her şeyden önce o definelerin saklandığı yeri haritalarla göstermek antik çağın mantalitesinde yok. Onlar böyle bir şeyi hiçbir zaman yapmadı. Antik çağda insanlar sadece bu defineleri gömdü. Yerini sadece kendileri biliyordu. Ama bir takım kötü niyetli insanlar, insanları kandırmak için böyle yapay planl haritalar yapıyor. Bir de yanına gerçek bir sikke koyuyorlar. İnandırıcı olsun diye. Halbuki bunların hiçbirisi doğru değil."   Definelerin haritayla değil, büyük çoğunluğunun tesadüfen bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Tekin, "Defineler ya tarla sürülürken traktörün pulluğuna takılıp çıkmıştır, ya da bazen ören yerlerinde kaçakçıların dedektörle arama yapmasıyla bulunmuştur. Çoğunluğu resmi arkeolojik kazılarla bulunmuştur" dedi.   Kaynak: www.akdenizsonhaber.com