Anasayfa / Arkeoloji / Türkiye

Patara'da 2 bin 350 yıllık demir çatal bulundu

Patara Antik Kenti kazılarında, aralarında ayna çerçevesi ve demir çatalın da olduğu, 2 bin 350 yıllık 200'ün üzerinde günlük yaşam malzemesi bulundu.

 

Antalya'nın Kaş ilçesindeki Patara'da 1988'de başlayan arkeoloji kazıları Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Işık ve ekibi tarafından yürütülüyor.

Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Likya Birliği'nin başkenti Patara Antik Kenti'nin Akdeniz'in en önemli antik kentlerinden biri olduğunu söyledi.

Patara'nın mitolojik kaynaklarda tüm sanatların, müziğin, güneşin, şiirin ve ateşin tanrısı olarak geçen Apollon'un kehanet merkezi olduğunu belirten Işık, Hristiyan dünyasının önemli kişiliklerinden Aziz Nikolas'ın da burada doğduğunu ve öğretilerini Myra'da gerçekleştirdiğini dile getirdi. Işık, "Patara için iki önemli şahsiyetten bahsedebiliriz. Birisi Pagan dinini temsil eden tanrı Apollon'un kehanet merkezi, diğeri de Aziz Nikolas'ın doğduğu kent olması." diye konuştu.

Işık, bu yılki çalışmalarda Nero Hamamı çevresinde yoğunlaştırdıklarını belirten Işık, kent merkezindeki bazilika ve Tepecik Akropolisi'nde kazılara devam ettiklerini anlattı.

- 2 bin 350 yıllık günlük yaşam malzemeleri

Kısık mevkisindeki köprü ve değirmen kalıntılarında kazı çalışmaları yaptıklarını da anlatan Işık, kazılarda en önemli alanın Tepecik Akropolü olduğunu vurguladı. Işık, en erken yerleşimin burada olduğunu belirterek, kentteki en önemli buluntuların da buradan çıktığını kaydetti. Işık, burada yapılan çalışmalar ile Hellenistik ve klasik döneme ait verilerle o dönemi aydınlatmaya çalıştıklarını kaydetti.

Tepecik Akropolü kazılarında çok ilginç buluntular elde ettiklerini de anlatan Işık, deprem ya da yangından sonra yıkılmış orijinal institü (korunmuş halde) durumda bulunan bir yapı içinden 200'ün üzerinde envanterlik eser çıktığını söyledi.

Yemek kapları, ağırlıklar, heykelcik ve sikkeler ile çok sayıda ev eşyasından oluşan buluntuların oldukça iyi durumda ve toplu halde aynı alanda bulunduğunu vurgulayan Işık, "Buranın bir beyin evi olduğunu düşünüyoruz. Bu eserler bizim Helenistik dönemle ilgili çok önemli bilgilere ulaşmamızı sağladı. Helenistik dönemi bu alanda belgeleyen nitelikte eserler olması bizim için önemli. Günlük hayatın bilinmesi açısından bize çok önemli bilgiler kazandırdı." diye konuştu.

- Biberon, ayna çerçevesi ve çatal

Patara Antik Kenti Kazı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Şevket Aktaş da özellikle topraktan yapılmış biberon ve bronzdan yapılmış ayna ile demirden yapılmış çatalın çok önemli buluntular arasında yer aldığını belirterek, şunları dile getirdi:

"Bunların önemli bir kişiye, bir beye ve hanımına ait olduğunu düşünüyoruz. 200'ün üzerinde ev eşyası bir arada bulundu. Bunlar günümüzden 2 bin 350 yıl öncesine ait. Hellenistik dönem sonu klasik dönem başı olarak tarihlendiriyoruz. Kazılarda genellikle kırık parçalardan oluşan buluntular elde ederdik. Bu sefer aynı anda ve korunmuş şekilde bulunması bizi çok heyecanlandırdı."

Pişmiş toprak ve kilden yapıldığı belirlenen biberonun çocuk beslemede, süt ya da akışkan gıdaların verilmesinde kullanıldığını belirten Aktaş, "Bu parçalarla o dönemin aile yapısının da nasıl olduğunu belirlememize yardımcı oluyor." ifadesini kullandı.

Bronz ayna çerçevesinin de yine Hellenistik dönem buluntuları arasında en dikkat çekici parçalar arasında olduğuna dikkati çeken Aktaş, "Muhtemelen bu eserlerin çıktığı yapı zengin bir kişiye ait. Çünkü bu dönemde sıradan insanlar aynayı çok fazla kullanmamışlardır. Soyluların yani zengin ve aristokrat kesimin kullandığı bir eşyaydı." dedi.

MÖ 350 yıllarına ait buluntular arasında çok fazla dokuma tezgahı çıktığını da vurgulayan Aktaş, halı ya da kilim dokunan bu tezgahın ahşap bölümlerinin günümüze ulaşmadığını belirtti. Aktaş, buluntuların dönemin günlük hayatına ait çok fazla bilgiye ulaşılmasını sağladığını vurguladı.

- İlk meclis binası da burada

Patara Antik Kenti'ndeki dünyanın ilk demokratik meclisi olarak kabul edilen Likya Birliği Meclis Binası da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onarılarak 2011'de a turizme kazandırılmıştı.

Hüseyin Kanber- AA