Anasayfa / Paleontoloji

Paleontolog Xu Xing: Tavuk kanadı yerken aslında bir dinozor kanadı yiyorsunuz

Kuşların dinozorlardan evrimleştiği" fikri ilk olarak 1868'de İngiliz bilim insanı Thomas Henry Huxley tarafından ortaya atılmış olsa da, 20. yüzyılın başlarında yeterli fosil kanıtı olmadığı gerekçesiyle rafa kaldırıldı. Ta ki 1969'da Yale Üniversitesi'nden paleontolog John Ostrom, etobur ve çevik bir dinozor olan Deinonychus'u keşfedene kadar. Çinli ünlü akademisyen Paleontolog Xu Xing konu hakkında oldukça çarpıcı açıklamalar yaptı.

 

Bilim dünyası, yüz milyonlarca yıl önce dünyaya hükmeden dinozorların aslında tamamen yok olmadığını, evrimleşerek günümüz kuşlarına dönüştüğünü kanıtladı. Çinli bilim insanı Xu Xing, "Bir tavuğun kanadını yerken aslında bir dinozorun kanadını yiyorsunuz" diyor.

Dinozorlar Yok Olmadı, Evrimleşerek Kuşlara Dönüştü

"Dinozorlar aslında yok olmadı; evrimleşerek günümüzdeki kuşlara dönüştüler. Tavuk, ördek, güvercin, kartal ve devekuşu gibi türlere aslında 'dinozor' diyebiliriz. Bir yumurta yerken, aslında bir dinozor yumurtası yiyorsunuz. Bir tavuk kanadı, bir dinozorun kanadına eşdeğerdir."

Bu, ilk bakışta bilim kurgu gibi gelen ancak onlarca yıllık titiz bilimsel araştırmanın sonucu olan çarpıcı bir iddia. Dünyada en çok yeni dinozor türü keşfedip isimlendiren ve "Dinozor Akademisyen" lakabıyla tanınan Çin Bilimler Akademisi akademisyenlerinden Prof. Dr. Xu Xing, bu devrim niteliğindeki tezin en önemli isimlerinden biri. Xu Xing ile yapılan bir söyleşi, dinozorların büyüleyici dünyasına ve günümüz kuşlarıyla olan şaşırtıcı bağlantılarına ışık tutuyor.

Tüylerin Kanıtı: Kuşların Kökenine Dair En Güçlü Deliller Çin'den Geliyor

"Kuşların dinozorlardan evrimleştiği" fikri ilk olarak 1868'de İngiliz bilim insanı Thomas Henry Huxley tarafından ortaya atılmış olsa da, 20. yüzyılın başlarında yeterli fosil kanıtı olmadığı gerekçesiyle rafa kaldırıldı. Ta ki 1969'da Yale Üniversitesi'nden paleontolog John Ostrom, etobur ve çevik bir dinozor olan Deinonychus'u keşfedene kadar. Ostrom, Deinonychus ile bilinen en eski kuş Archaeopteryx arasındaki çarpıcı benzerlikleri ortaya koyarak, kuşların küçük theropod dinozorlardan evrimleştiği hipotezini güçlendirdi.

Ancak itirazlar sürüyordu: Eğer kuşlar dinozorlardan geliyorsa, neden hiçbir dinozor fosilinde tüy izine rastlanmamıştı? İşte bu sorunun cevabı, 1996 yılında Çin'in Liaoning eyaletinden geldi. Burada keşfedilen ve "Sinosauropteryx" adı verilen küçük bir dinozor fosili, tarihte ilk defa açıkça korunmuş tüy izlerine sahipti. Bu buluş, paleontoloji dünyasında bir deprem etkisi yarattı ve yeni bir araştırma çağını başlattı.

Prof. Dr. Xu Xing de bu keşfin ardından, tüylü dinozor avcılığına girişen ekiplerin başında geldi. Xu Xing ve ekibinin yaptığı sayısız keşif, kuşların kökeni hakkındaki bilgimizi kökten değiştirdi. Örneğin, dört kanatlı yapısıyla süzülebilen "Microraptor" (Güzellik Kuşu Hırsızı), kuşların uçuş evriminde bir "dört kanatlı" aşama olduğunu gösterdi. "Yi qi" (Garip Kanat) adı verilen ve yarasalarınkine benzer derimsi bir kanat yapısına sahip olan bir başka dinozor ise uçuşun evrimi hakkındaki tüm teorileri altüst etti.

Xu Xing, "Dinozorların kuşlara evrimleştiğine dair artık çok fazla kanıt var, ancak en iyi ve en çarpıcı kanıtlar Çin'den geliyor" diyerek, ülkesinin bu alandaki kritik rolünün altını çiziyor.

Milyonlarca Yıl Öncesinin Çin'inde Yaşayan Dinozorların İnanılmaz Çeşitliliği

Çin, bugüne kadar keşfedilen 300'den fazla dinozor türüyle, dünyadaki en zengin dinozor fosil yataklarına sahip ülke konumunda. Xu Xing bu durumu gururla, "Ülkemizde şu ana kadar 300'den fazla dinozor türü keşfedildi ve bu, dünyadaki en yüksek sayı" sözleriyle doğruluyor. Bu türlerin üçte ikisi son birkaç on yıl içinde, özellikle de Liaoning ve Yunnan gibi eyaletlerde keşfedildi.

Bu dinozorlar, devasa sauropod'lardan, kuş benzeri küçük theropod'lara kadar inanılmaz bir çeşitlilik sergiliyor. Hatta Xu Xing, "dinozor dünyasının pandaları" olarak adlandırılabilecek türler olduğunu belirtiyor. Tıpkı pandaların etçil atalarının zamanla otçula dönüşmesi gibi, teorik olarak etçil olan theropod dinozorlar ailesinden de zamanla otçul türlerin evrimleştiğini fosil kayıtlarıyla gösteriyor.

Ancak Çin'in dinozor fosil kayıtlarında bir boşluk da bulunuyor. Xu Xing, Çin'de şu ana kadar Triasik Dönem'e (Dinozorların ortaya çıktığı ilk dönem) ait hiçbir dinozor iskelet fosili bulunamadığını, bu nedenle gelecekteki araştırmalar için önemli bir hedef olduğunu vurguluyor. Fosil avcıları için en uygun yerlerin ise, fosillerin kolayca yüzeye çıktığı Gobi Çölü gibi çöl ve bozkır bölgeleri olduğunu ekliyor. Ancak Xu Xing, kaçak kazıların ciddi bir yasa ihlali olduğunun altını çizerek, vatandaşları bu konuda uyarıyor.

Çin Tarzı İsimler Verilen Dinozorlar

Tyrannosaurus rex, Velociraptor, Triceratops... Dinozor isimleri genellikle Latince kökenlidir. Ancak Prof. Dr. Xu Xing, Çin'de keşfedilen dinozorlara neden Çin kültürünü yansıtan isimler verilemeyeceğini sorguladı. 2004 yılında bu geleneği yıkarak, Çincede "uykucu" anlamına gelen "Mei" kelimesinden türetilen ve milyonlarca yıldır uyuyormuş gibi duran fosilin pozisyonunu betimleyen "Mei long" (Uyuyan Ejderha) ismini verdi.

Bu, bir başlangıçtı. Ardından, tepesinde tavuk ibiğine benzer bir yapı bulunan "Guanlong" (Taçlı Ejderha) ve çamura saplanıp öldüğü için "Nanotyrannus" (Bataklıktan Kaçamayan Ejderha) gibi isimler geldi. Hatta "Yi qi" (Garip Kanat) gibi, dünyanın en kısa dinozor ismi olarak tarihe geçen ve tamamen Çincede yazılan türler de keşfedildi.

Xu Xing, bu yaklaşımın sadece bilimsel bir tanımlama olmadığını, aynı zamanda kültürel bir kimlik ve yerel renk taşıdığını belirtiyor. Onun bu öncülüğü, diğer ülkelerdeki bilim insanlarını da kendi dillerinde dinozor isimlendirmeleri yapmaya teşvik etti.

Tesadüfi Keşifler ve Dinozorlardan İlham Alan Gelecek

Paleontoloji, sabır ve azim gerektiren, büyük ölçüde şansa dayalı bir bilim dalı. Xu Xing, "Bir şeyler keşfedebilmek için yalnızlığa dayanabilmelisiniz" diyor. Ancak bazen saha çalışmaları dramatik sürprizlerle de doludur. Xu Xing, İki Dalga'da (Inner Mongolia) yaşadığı iki olayı örnek veriyor: Bir belgesel ekibinin çekimi sırasında, bir ekip üyesinin şapkasını rastgele attığı yerde yeni bir dinozor fosili bulundu. Yine başka bir medya ekibi için yapılan çekimde, farklı bir ekip üyesi başka bir yeni tür olan "Gigantoraptor"u (İki Dalga Dev Hırsızı) tesadüfen keşfetti. 2007'de "Time" dergisi tarafından dünyanın en önemli 10 bilimsel keşfinden biri seçilen Gigantoraptor, dev boyutlarıyla bilim dünyasını şaşkına çevirdi.

Ancak Xu Xing için her gün böyle büyük keşiflerle dolu değil. Ona göre asıl büyüleyici olan, çekiciyle kayaları yontarak milyonlarca yıllık sırları ortaya çıkarmak. Dinozorları incelemek, sadece geçmişi anlamak değil, aynı zamanda geleceğe ışık tutmaktır. Biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemlerin nasıl evrimleştiğini anlamak, insanlığın iklim değişikliği ve ekolojik krizler gibi küresel tehditlerle başa çıkmasına yardımcı olabilir.

Xu Xing'in hala cevabını aradığı birçok soru var. En büyük merakı, "Dinozorların karadan gökyüzüne uzanan yolculuğunun tam olarak nasıl gerçekleştiği". Bu süreçle ilgili birçok mekanizma hala gizemini koruyor. Bu soruyu yanıtlamak için Tsinghua Üniversitesi'nden meslektaşı Prof. Dr. Zhao Jingshan ile birlikte disiplinler arası bir proje yürütüyor: Fosillerden elde edilen verilerle "Microraptor"un robotik bir modelini yapmak ve onun uçuş dinamiklerini test etmek.

Prof. Dr. Xu Xing'in çalışmaları, sadece geçmişi aydınlatmakla kalmıyor, aynı zamanda robotik ve havacılık gibi alanlara da ilham vererek, bilginin sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Bu, dinozorların hikayesinin sonu değil, yeni bir bilimsel macera bölümünün başlangıcı.

Kaynak: Li Youyanyong - Xinhuanet / http://www.news.cn/