Oylum Höyük Kazılarında Hitit Yönetici Yapısı Ortaya Çıkarıldı
Kilis’te, Suriye sınırının hemen sıfır noktasında yer alan Oylum Höyük’te yürütülen kazılarda, Hitit çivi yazılı iki tablet ve çok sayıda yönetici mühür baskısı bulundu. Kazılarda ortaya çıkarılan bu belgeler, Geç Tunç Çağı’nda bölgenin önemli bir idari merkez olduğunu kanıtlayarak, Anadolu’nun siyasi ve kültürel tarihine yeni bir sayfa ekledi.
Hitit Belgeleri Anadolu’nun Güney Sınırında Ortaya Çıktı
Suriye sınırına sıfır noktasında konumlanan Oylum Höyük, 2025 yılı kazı sezonunda Anadolu arkeolojisinin en dikkat çekici bulgularına ev sahipliği yaptı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gaziantep Üniversitesi ve Kilis Valiliği iş birliğiyle yürütülen “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında süren kazılar, höyüğün Geç Tunç Çağı’nda önemli bir Hitit yönetim merkezi olduğunu somut verilerle ortaya koydu.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Atilla Engin, bu sezonun özellikle verimli geçtiğini belirterek, “Oylum Höyük, Tunç Çağları boyunca bölgesel bir güç merkeziydi. 2025 yılı çalışmalarında, Demir Çağ tabakalarının altındaki Geç Tunç Çağı’na ait iki önemli tabakada kazılar yürüttük. Bu tabakalarda ulaştığımız Hitit dönemi yapıları, bölgenin idari önemini açıkça gösteriyor,” dedi.
Engin, M.Ö. 13. yüzyıla tarihlenen anıtsal bir yapının önemli bir kısmının açığa çıkarıldığını ve yapının büyük olasılıkla Hititli bir yöneticiye ait olduğunu belirtti.
Yeni Buluntular: Hitit ve Akkad Dönemlerinden Yazılı Belgeler
Bu yılki kazılarda öne çıkan en önemli bulgular, iki Hitit çivi yazılı tablet ve çok sayıda mühür baskısı oldu. Söz konusu tabletlerin, Hitit idari sistemine ilişkin bilgiler sunması bekleniyor. Engin, “Bu mühür baskılarının tamamı, Hitit yönetici sınıfına ait karakteristik özellikler taşıyor. Bu durum, yapının doğrudan bir yönetim merkezine ait olduğunu kanıtlıyor,” açıklamasında bulundu.
Kazılarda ayrıca iki Akkadca tablet de bulundu. Filolojik incelemeleri yürüten uzmanların değerlendirmelerine göre, bu tabletler ekonomik ve edebi içerikli metinler barındırıyor. Bu bulgular, yalnızca Hititlerin değil, Mezopotamya kültürlerinin de bölgeyle etkileşim halinde olduğunu ortaya koyuyor.
Prof. Engin, bu belgelerin Anadolu’nun güney sınırında çok dilli bir idari sistemin varlığına işaret ettiğini belirterek, “Oylum Höyük, hem Anadolu hem de Mezopotamya dünyasının kesiştiği noktada yer alıyor. Buluntular, bu iki kültür arasında yoğun bir diplomatik ve ekonomik etkileşime işaret ediyor,” dedi.
Oylum Höyük: Tunç Çağı’ndan Günümüze Uzanan Bir Yönetim Merkezi
Oylum Höyük, yaklaşık 60 metre yüksekliği ve 22 hektarlık yayılım alanıyla Güneydoğu Anadolu’nun en büyük höyüklerinden biri olarak biliniyor. Daha önceki kazılarda ortaya çıkarılan saray yapıları, tapınak kalıntıları ve zengin buluntu katmanları, bölgenin Tunç Çağı boyunca sürekli bir yerleşim alanı olarak kullanıldığını göstermişti.
2025 kazı sezonuyla birlikte ulaşılan yeni bulgular, höyüğün özellikle Geç Tunç Çağı’nda (M.Ö. 1400–1200) bölgesel bir yönetim merkezi işlevi gördüğünü doğruluyor. Bu dönemde Hititler’in Suriye’nin kuzeyine kadar uzanan hâkimiyet alanı içinde Oylum Höyük’ün stratejik bir idari üs olarak kullanıldığı düşünülüyor.
Prof. Engin, “Oylum Höyük, yalnızca arkeolojik değil, aynı zamanda filolojik açıdan da benzersiz bir merkez haline geliyor. Önümüzdeki dönem hedefimiz, bu anıtsal yapının tamamını ortaya çıkararak Hitit diplomatik sistemine ilişkin daha fazla belgeye ulaşmak,” dedi.
Geleceğe Miras Projesi: Bilimsel Koruma ve Kültürel Sürdürülebilirlik
Kazılar, yalnızca arkeolojik keşiflerle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda bölgenin kültürel mirasının korunması ve belgelenmesi açısından da örnek bir model sunuyor. “Geleceğe Miras Projesi” ile birlikte Oylum Höyük, Türkiye’de arkeolojik alan yönetimi, koruma ve dijital belgeleme süreçlerinde öne çıkan merkezlerden biri haline geldi.
Projeyle birlikte kazı alanında 3D modelleme, dijital arşivleme ve yerinde sergileme çalışmaları da yürütülüyor. Böylece hem bilimsel verilerin korunması hem de kültürel turizmin sürdürülebilir biçimde geliştirilmesi amaçlanıyor.
Engin, “Oylum Höyük’te yürütülen her kazı, yalnızca geçmişi değil, geleceği de inşa ediyor. Bu projeyle amacımız, kültürel mirası bilimsel yöntemlerle geleceğe aktarmak,” ifadelerini kullandı.
İbrahim Özcan aa