Anasayfa / Kültürel ve Doğal Miras

Mescid-i Aksa Altında Kazılar: Kültürel Miras Tehlikede

Kudüs Valiliği, İsrail’in Mescid-i Aksa’nın altında yürüttüğü yasadışı kazıların İslami eserlere zarar verdiğini ve bölgenin tarihi kimliğini yok etmeyi hedeflediğini açıkladı. Yapılan kazıların Emevi dönemine ait yapıları hedef aldığı, bu durumun hem İslam dünyasının kültürel mirasını hem de kutsal mekânın tarihi bütünlüğünü tehlikeye attığı belirtildi.

 

Mescid-i Aksa Altında Kazılar: Kültürel Miras Tehlikede
Kudüs Valiliği, İsrail’in Mescid-i Aksa’nın altında yürüttüğü yasadışı kazı çalışmalarına ilişkin çarpıcı bir açıklama yayımladı. Valilik, ortaya çıkan yeni görüntülerin, İsrail işgal güçlerinin kutsal mekânın tarihi dokusunu tahrip ettiğini ve İslami mirası yok etmeye yönelik bilinçli bir politika izlediğini gözler önüne serdiğini belirtti. Açıklamada, bu kazıların hem dini hem de tarihi açıdan geri dönülmez zararlar doğurabileceği uyarısında bulunuldu.
Mescid-i Aksa’nın, İslam dünyası için yalnızca bir ibadet yeri değil, aynı zamanda kültürel kimliğin en önemli simgelerinden biri olduğuna dikkat çeken Kudüs Valiliği, bu kimliğin tahrif edilmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Ancak mevcut uygulamaların tarihi temelleri riske attığı ve geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açabileceği endişesi hâkim.

Emevi Dönemine Ait Yapılar Hedefte
Valilik açıklamasında, İsrail tarafından yürütülen kazıların özellikle Emevi dönemine (661-750) ait arkeolojik kalıntıları hedef aldığı ifade edildi. Bu yapıların yok edilmesinin, yalnızca İslam medeniyetine ait mirasın değil, insanlığın ortak kültürel değerlerinin de kaybolmasına neden olacağına dikkat çekildi. Açıklamada, “İsrailli yetkililer, Mescid-i Aksa'nın tarihi kimliğini yok etmek ve iddia edilen tapınak için gerçekleri çarpıtmak amacıyla bu İslami arkeolojik yapıları yok etmeye çalışıyor” denildi.

Bu iddialar, İsrail’deki bazı aşırı sağcı siyasetçilerin söylemleriyle de örtüşüyor. Nitekim Başbakan Binyamin Netanyahu’nun liderliğindeki koalisyonda görev alan aşırı sağcı bakanlar, Mescid-i Aksa’nın yerine bir Yahudi tapınağı inşa edilmesi gerektiğini açıkça dile getiriyor. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in bu tapınağın inşaat bütçesini kendisinin karşılayacağını söylemesi, bu niyetin resmî düzeyde ifade edildiğini gösteriyor.

Uluslararası Hukuk ve Denetim Eksikliği
Kudüs Valiliği, yapılan kazıların herhangi bir uluslararası denetime tabi tutulmadan gerçekleştirildiğini belirterek, bu durumun uluslararası hukuk açısından ciddi bir ihlal oluşturduğunu savundu. Açıklamada, “Mescid-i Aksa'nın tarihi temelleri risk altındadır. Yapılan kazılar, tarihi eserlerin yok edilme tehlikesini doğuruyor” ifadelerine yer verildi. Valilik, UNESCO ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kurumlara, İsrail’in bu faaliyetlerinin durdurulması için acil çağrıda bulundu.

Uzmanlara göre, Mescid-i Aksa’nın altındaki yapılar yalnızca İslami değil, farklı medeniyetlerin de izlerini taşıyan bir arkeolojik zenginlik barındırıyor. Bu nedenle yapılacak her müdahale, hem dini hem de kültürel miras açısından telafisi mümkün olmayan bir kayba neden olabilir.

Artan Baskınlar ve Siyasi Söylemler
Kazılar, İsrail’in Doğu Kudüs’teki politikalarıyla birlikte değerlendirildiğinde daha geniş bir stratejinin parçası olarak yorumlanıyor. İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü askeri operasyon ikinci yılına yaklaşırken, fanatik Yahudi grupların Mescid-i Aksa’ya baskınları da giderek artıyor. Yahudi Gücü partisinden aşırı sağcı milletvekili Zvi Sukkot’un Aksa’da İsrail bayrağı açarak “Mescid-i Aksa bizim elimizde” şeklindeki ifadesi, bu politikanın yalnızca teoride kalmadığını gösteriyor.

Bu gelişmeler, Kudüs’te dini ve kültürel gerilimi artırırken, uluslararası toplumun sessizliği eleştirilerin odak noktası hâline geliyor. Kudüs Valiliği, kültürel mirasın korunması için sadece sözde değil, somut adımlar atılmasını talep ediyor.