Letoon Kutsal Alanı: Likya’nın Kalbinde Yeni Arkeolojik Dönem
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Letoon Kutsal Alanı’nda yürütülen arkeolojik çalışmalar ile Likya medeniyetinin dini merkezi olarak kabul edilen alanda tiyatro, tapınak ve üç dilli yazıt üzerinde kapsamlı kazı ve restorasyon hazırlıkları ilerliyor. Proje, alanın hem kültürel miras hem de arkeoturizm açısından daha görünür ve sürdürülebilir hale getirilmesini amaçlıyor.
UNESCO Mirasında Hızlanan Çalışmalar
Muğla’nın Seydikemer ilçesi sınırlarındaki Letoon Kutsal Alanı, “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yeniden arkeolojik odak noktalarından biri hâline geliyor. 1988 yılında Antalya’nın Kaş ilçesindeki Xanthos Antik Kenti ile birlikte UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen Letoon, Likya’nın ortak dini merkezi olarak hem tarihi hem de kültürel açıdan benzersiz bir konuma sahip. Leto, Apollon ve Artemis’e adanmış tapınakları, yazıtları ve ritüel alanlarıyla antik dönemin çok katmanlı dini yapısını yansıtan kutsal alan, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izin ve katkılarıyla, Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Kasapoğlu’nun başkanlığında yürütülüyor. Kasapoğlu, Letoon’un MÖ 8. yüzyıldan itibaren kutsal alan olarak kullanıldığına dair verilerin bulunduğunu belirterek, bölgenin Likya medeniyetinin kutsal topografyasında merkezi bir yer tuttuğunu vurguluyor.
Tiyatronun Kazıları ve “Geleceğe Miras”ın Yeni Hedefleri
Bu yılın en dikkat çekici çalışmaları, yaklaşık 10 bin kişi kapasiteli olduğu tahmin edilen antik tiyatroda yapıldı. Kasapoğlu, elde edilen desteklerin kazıları hızlandırdığını ve tiyatronun kısa süre içinde tümüyle ortaya çıkarılarak restorasyon sürecine geçirileceğini ifade ediyor. “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında tiyatro, alanın yeniden işlevlendirilebilir ve ziyaret edilebilir bölümlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Kasapoğlu’na göre tiyatronun kazısının tamamlanması, Letoon’un kültürel peyzajında yeni bir kamusal alanın canlandırılması anlamına geliyor. Böylece alan hem bilimsel araştırmalar hem de kültür turizmi için daha çok yönlü bir kullanıma kavuşacak.
Leto Tapınağı’nın Yeniden Ayağa Kalkış Potansiyeli
Letoon’un en karakteristik yapılarından biri olan Leto Tapınağı, antik dünyanın mimari açıdan en bütünlüklü kutsal yapılarından biri olma potansiyeli taşıyor. 1960’larda yapılan kazılarda ortaya çıkarılan mimari malzemenin yüzde 80’e yakınının alanda bulunduğunu hatırlatan Kasapoğlu, tapınağın yüzde 70–85 oranında ayağa kaldırılabileceğini belirtiyor.
Bu kapsamlı restorasyonun gerçekleşmesi durumunda Leto Tapınağı, Batı Anadolu’da ayağa kaldırılarak sergilenen en bütünlüklü tapınaklardan biri olacak. Proje tamamlandığında, Letoon’un gezilebilirlik kapasitesinin önemli ölçüde artacağı; kültürel miras bilinci, turizm çeşitliliği ve arkeolojik görünürlük açısından bölgeye yeni bir dinamizm kazandıracağı öngörülüyor.
Likya Yazıtları, Xanthos Bağlantısı ve Kültürel Rotanın Geleceği
Letoon Kutsal Alanı, yalnızca mimari yapılarıyla değil, aydınlatıcı yazıtlarıyla da Likya tarihinin çözümünde kritik bir rol üstleniyor. Likçe, Aramice ve Grekçenin birlikte yer aldığı üç dilli yazıt, Likçenin çözülmesinde temel kaynaklardan biri olarak kabul ediliyor. Bu özelliği, Letoon’u yalnızca bir ibadet merkezi değil, aynı zamanda filolojik araştırmalar için de eşsiz bir alan hâline getiriyor.
Kasapoğlu, Letoon’un Muğla’nın listedeki tek arkeolojik alanı, komşu Xanthos’un ise Antalya’nın UNESCO’daki tek antik kenti olduğunu hatırlatarak iki alanın Likya Yolu güzergâhındaki stratejik konumuna dikkat çekiyor. Bölgedeki uygun iklim sayesinde sonbahar ve kış dönemlerinde dahi ziyaret yoğunluğu sürüyor.
Kazı başkanlığı ekibi, alanın bu potansiyelini güçlendirmek amacıyla hem yeni kazıları hem de restorasyon süreçlerini hızlandırmayı hedefliyor. Amaç, Letoon’u yıl boyunca gezilebilir, bilimsel araştırmalara açık ve sürdürülebilir bir kültürel miras alanı hâline getirmek.
Ali Rıza Akkır aa