Anasayfa / Kazılar

Küllüoba’da Benzersiz Pithos Mezar: Anne Rahmi ve Ritüel Sembolizm

Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki Küllüoba Höyüğü’nde 5 bin yıl öncesine tarihlenen çocuk mezarında bulunan dört parmaklı el kabartması, Anadolu’da erken Tunç Çağı yas ritüellerine ışık tutuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle yürütülen kazılarda ortaya çıkarılan pithos mezar, ölü gömme geleneklerinin anne rahmi sembolizmine dayandığını gösteriyor. Etnoarkeolojik analizler, eksik parmağın acı ve yasın sembolik ifadesi olduğunu ortaya koydu.

 

Tunç Çağı Yerleşiminde Benzersiz Bir Buluntu
Eskişehir'in Seyitgazi ilçesi sınırlarında yer alan Küllüoba Höyüğü, yaklaşık 1250 yıl boyunca kesintisiz yerleşime sahne olmuş ve Orta Anadolu’nun Tunç Çağı kültür evrelerini belgeleyen önemli bir arkeolojik merkezdir. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Türkteki başkanlığındaki kazı ekibi, 2025 sezonunda höyüğün nekropol alanında dikkat çekici bir keşfe imza attı.

Kazı ekibi tarafından gün yüzüne çıkarılan pithos (küp mezar), hem mezar tipolojisi hem de üzerindeki kabartma motifleriyle Anadolu arkeolojisi için benzersiz bir örnek oluşturuyor. Bu keşif, yalnızca ölü gömme geleneğinin teknik yönlerini değil, aynı zamanda dönemin inanç sistemlerini ve ölüm algısını da aydınlatması açısından önem taşıyor.

Küp Mezarın Anlam Dünyası: Anne Rahmi ve Yeniden Doğuş İnancı
Küllüoba’da yıllardır sürdürülen kazılar, küp mezar geleneğinin erken Tunç Çağı’nda bölgenin en yaygın ölü gömme biçimi olduğunu ortaya koymuş durumda. Prof. Dr. Türkteki, küp mezarın sembolik yönüne dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Çömlekler anne karnını sembolize ediyor ve bu nedenle ölüler, tıpkı anne karnındaki pozisyonda küplerin içine yerleştiriliyor. Bu durum yeniden doğuş inancıyla ilişkilidir ve her gömüde aynı ritüel karşımıza çıkar.”

Bu kültürel kodlamanın, dönemin ölüm sonrası yaşam inancını temsil ettiği, ölünün doğduğu yere –anne rahmine– sembolik bir dönüş yaptığı kabul ediliyor. Söz konusu mezarda da yaklaşık 5 yaşındaki bir çocuğun fetal pozisyonda gömülmüş olması, bu geleneğin sürekliliğini doğruluyor.

Eksik Parmaklı El Kabartması: Yasın Sessiz İzleri
Bu yıl Küllüoba kazılarında bulunan pithos mezarı diğerlerinden ayıran en dikkat çekici unsur, üzerindeki dört parmaklı kabartma el motifi oldu. Anadolu’da el kabartmaları bilinen bir ikonografi olmakla birlikte, mezar çömleğinde görülmesi ve üstelik eksik parmakla tasvir edilmesi ilk kez Küllüoba’da belgeleniyor.

Etnoarkeolojik karşılaştırmalar, eksiltilmiş uzuvların bazı topluluklarda yas, acı ve kaybın sembolik ifadesi olarak kullanıldığına işaret ediyor. Prof. Dr. Türkteki bu durumu şöyle açıklıyor:
“Bir uzvun eksiltilmesi, acının bedensel karşılığı olarak ritüel pratiklerde karşımıza çıkar. Bu örnek, belki annenin kaybettiği çocuğa dair yasını sembolize ediyor olabilir. Anadolu’da el kabartması bilinse de mezar çömleği üzerinde böyle bir sembol ilk kez tespit edildi.”

Bu bulgu, İkincil gömü uygulamaları, ölüm sonrası toplumsal hafıza ve bedensel ritüeller üzerine yeni tartışmalar açacak nitelikte görülüyor. Zira kazılarda henüz amputasyon izli bir iskelet örneği bulunmamış olması, sembolik temsilin maddi pratiğin yerini aldığına işaret ediyor.

Küllüoba'nın Mezar Gelenekleri ve Arkeolojik Önemi
Küllüoba Höyüğü, pithos mezarların yanı sıra taş sanduka, kerpiç mezar ve basit toprak gömü gibi çeşitlilik sunan mezar tipolojileriyle de dikkat çekiyor. Buna karşın el kabartmalı küp mezar örneğinin şu ana kadar tek olduğu vurgulanıyor. Bu durum, höyüğün ölüm pratikleri açısından yalnızca yerel değil, bölgesel kültürel değişimlerin de izlenebileceği bir merkez olduğunu gösteriyor.

Devam eden çalışmalar, Küllüoba'nın yalnızca maddi kültür unsurlarını değil, aynı zamanda Tunç Çağı toplumlarının duygulanım dünyasını, yas biçimlerini ve ölümle kurdukları sembolik ilişkiyi de anlamamıza katkı sağlıyor.

Yavuz Emrah Sever aa