Anasayfa / Etkinlikler

Kilise'yi korkutan mezhep: Aryüsçülük

M.Ü. İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Bilal Baş, ilk Hıristiyanların İsa Peygamberin Tanrısallığı konusuna varoluşsal mesele olarak baktığına dikkat çekti.

 

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi “Dinler Tarihi” anabilim dalı öğretim üyesi Bilal Baş, 04 Mart Cumartesi günü ArkeoPera Kitabevinde  Hıristiyanlığın ilk dönem mezheplerinden Aryüsçülük hakkında bilgiler verdi.

"Hıristiyanlığı diğer dinlerden ayrılan temel özelliğin Hz. İsa'ya tapmaktır. Her ne kadar Baba, Oğul, Kutsal Ruh" teslis inancı öne çıksa da Hz. İsa'ya tapınım Hırsitiyanlık inancının en ayırıcı vasfıdır. Dini ve Siyasi otorite olan Kilise'nin İznilk Konsilinin belirlediği inanç formülüne göre Hz. İsa'ya tapınımın şartları bellidir. Bu şartlar dailinde Tanrı'ya ve Tanrı İsa'ya inanma zorunluluğu vardır" diyen yazar Bilal Baş,  Hıristiyanlığın ilk yıllarında İsa Peygamber'in Tanrı değil insan olduğunu savunan mezhepin kurucusu Aryüs'ün görüşleri ve temsil ettiği inanç hakkında bilgiler verdi.

Hıristiyanlığın, Yahudilik'ten ayrışarak başka kavimlere de kurtuluş vaadeden konumunun Aziz Pavlus tarafından şekillendirildiği yıllarda bu inanç motifinin oluştuğunu belirten Baş, "O yıllarda bu görüşe muhalif mezhepler olsa da bunlar zaman içinde özellikle de Pavlus Hıristiyanlığının Roma'nın resmi dini olması ile Kilise tarafından ortadan kaldırıldı" dedi

Bu muhalif görüşlerin uzantısı sayılabilecek bir Hıristiyan Mezhebi olarak Aryüsçü görüşün Hıristiyanlığın Roma'nın resmi dini olduğu yıllarda siyasi ve sosyal açıdan Doğu Roma Devleti ve Kilise kurumu için tehlikeli görüş konumunda olduğunu belirten Baş, ilk Hıristiyanların İsa Peygamberin Tanrısallığı konusuna varoluşsal mesele olarak baktığına dikkat çekti.

Bilal Baş, bu uğurda bir hayli kan döküldüğünü söyledi. Baş: "Dini bir jargon üzerinden ortaya çıkan ve toplumda çekişmelere neden olan kavramsal dini çatışmalardan biridir Aryüsçülük. Öyle ki o dönemde İstanbul sokaklarında insanlar aylarca Aryüs'in yoksa diğer Hırıstiyan alimlerinin mi haklı olduğunu tartışmışlardır. Hz. İsa'nın Tanrılığı meselesi sadece sokaklarda değil arenalardaki gruplar arasında da  tartışmalara yol açmaya başlamıştı. Yani o dönemde siyasi açıdan oldukça büyük sıkıntılar doğuran bir konuydu bu mesele" şeklinde konuştu. 

Kilise açısından tehlikeli görülerek yok edilen Aryüsçülük görüşüne dair tüm yazılı kaynakların yok edildiğini belirten Baş, "Biz Aryüsçülük konusundaki bilgileri ona karşı olan ve onu karalamak için yazılmış eserlerden öğrenebiliyoruz. Bu açıdan tam olarak onların neleri savunduğunu bilemiyoruz. Öyle ki Hıristiyan yazarlar Hz. Muhammed'i de Rahip Bahira sayesinde Aryüsçü görüşleri öğrenerek, Hz. İsa ayetlerini yazmakla suçluyorlar. Bu örnek, Aryüsçülüğün teslis inancında değil, tevhide yakın olduğuna yorumlanabilir. Ama ne kadar doğru olur burası da tartışılır. " dedi.

 

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Bilal Baş, konferans sonrasında daha önce konu hakkında yayınlanan "Bir Hıristiyan Mezhebi olarak Aryüsçülük" ve yeni yayınlanan Geç antik Çağda Mısır Manastırlarını konu edinen "Çölü Fethetmek" isimli kitaplarını imzaladı.

arkeolojikhaber.com