Kazdağları: 300 Milyon Yıllık Jeolojik Tarih
İda-Madra Jeopark Araştırmaları kapsamında Kazdağları’nda yürütülen çalışmalar, bölgenin hem jeolojik hem de ekolojik açıdan sahip olduğu özellikleri gözler önüne seriyor. Prof. Dr. Abdullah Soykan’ın açıklamalarına göre, 300 milyon yıllık kayaçlardan oluşan Kazdağları, Türkiye’nin oluşumunda mihenk taşı niteliği taşıyan 14 masiften biri konumunda. Bölge, aynı zamanda yaklaşık 800 bitki türü ve 79 endemik çeşidiyle biyolojik çeşitlilik açısından da dikkat çekiyor.
Jeolojik Yapı ve Masif Özelliği
Kazdağları, Türkiye’nin kuzeybatısında yer almakta olup jeolojik, jeomorfolojik, hidrolojik ve ekolojik açıdan çok özel bir konuma sahiptir. İda-Madra Jeopark Projesi kapsamında yürütülen çalışmalar, dağın yapısının 300 milyon yıl önce oluşan kayaçlardan meydana geldiğini ortaya koymuştur. Bu yapı, Kazdağları’nı Türkiye’nin oluşumunda mihenk taşı niteliği taşıyan 14 masiften biri haline getirmektedir. Uludağ, Saruhan, Menteşe ve Kırşehir masifleriyle birlikte değerlendirilen Kazdağları, ülkenin jeolojik evrim sürecinin anlaşılmasında kritik bir rol üstlenmektedir.
Floristik Zenginlik ve Endemik Türler
Kazdağları yalnızca jeolojik değil, floristik açıdan da olağanüstü bir çeşitliliğe sahiptir. Bölge, yaklaşık 800 bitki türünü barındırmakta ve bu türlerden 79’u endemik özellik göstermektedir. Daha da dikkat çekici olan ise 29 türün yalnızca Kazdağları’na özgü olmasıdır. Bu bitkiler, dünyanın hiçbir yerinde bulunmamakta, bu nedenle ekolojik koruma açısından özel öneme sahiptir.
Jeolojik Faktörler ve Ekolojik Çeşitlilik Arasındaki İlişki
Kazdağları’nın zengin bitki çeşitliliği, temel olarak ana kaya yapısı, iklim özellikleri ve topografyanın birleşimiyle ortaya çıkmaktadır. Jeolojik yapı, toprak özelliklerini belirleyerek bitki örtüsünün gelişimine doğrudan etki etmektedir. Bu nedenle, Kazdağları gibi masif bölgeler, hem jeolojik hem de biyolojik araştırmalar için önemli laboratuvarlar olarak değerlendirilmektedir.
Koruma Stratejileri ve Bilimsel Önemi
Kazdağları, yalnızca bilimsel açıdan değil, sürdürülebilir doğa koruma politikaları açısından da öncelikli alanlardan biridir. Endemik türlerin korunması, habitat bütünlüğünün sağlanması ve iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması için kapsamlı çalışmalar yürütülmelidir. İda-Madra Jeopark Projesi, bu bağlamda hem bilimsel hem de ekoturizm potansiyeli açısından önemli katkılar sunmaktadır. Gelecekte yapılacak araştırmalar, Kazdağları’nın Türkiye’nin jeolojik mirası ve biyolojik çeşitliliği içindeki yerini daha da belirgin hale getirecektir.
AA Hakan Firik