Kasım Devesi: Bereket, Toplumsal Dayanışma ve Kültürel Süreklilik
Kırklareli’nin kırsalında yüzyıllardır süregelen “Kasım Devesi” geleneği, hem çobanlık sözleşmelerinin yenilenmesi hem de düğün ritüellerinin bir parçası olarak toplumsal dayanışmayı pekiştiriyor. Günümüzde birçok köyde unutulmuş olsa da Yenibedir köyünde yaşatılan bu kültür, bereket, birliktelik ve gençlerin toplumsal role katılımına ilişkin zengin antropolojik veriler sunarak Trakya’nın somut olmayan miras dokusunu görünür kılıyor.
Kasım Devesi: Trakya’nın Somut Olmayan Kültürel Mirası
Kırklareli’nin çeşitli köylerinde yüzyıllardır uygulanagelen “Kasım Devesi” geleneği, değişen toplumsal dinamiklere rağmen Lüleburgaz’a bağlı Yenibedir köyünde canlılığını koruyor. Tarihsel olarak çobanların sözleşmelerinin yenilendiği kasım ayında gerçekleştirilen ritüel, düğün törenlerine de eklemlenerek kırsal toplumsal yapı içinde çok işlevli bir kültürel pratik hâline gelmiş durumda. Yakın dönemde köyde yapılan bir düğünde bu gelenek temsili olarak yeniden canlandırıldı; kız isteme merasimi ve takı töreninin ardından, kelim ve çullarla örtülmüş kalaslardan hazırlanan temsili deve maniler eşliğinde düğün alanında dolaştırıldı ve etkinlik köylüler tarafından ilgiyle izlendi.
Mevsimsel Döngü, Toplumsal Roller ve Ritüelin İşlevi
Kırklareli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ali Çakır’a göre Kasım Devesi, Trakya’nın somut olmayan mirasında mevsimsel döngüyle bağlantılı önemli bir halk geleneği niteliği taşıyor. Halk takvimine göre kış mevsiminin kasım ayında başlaması, çobanların yeni yıl sözleşmelerinin bu dönemde yapılması ve gençlerin ritüel için haftalar öncesinden hazırlığa girişmesi, geleneğin hem ekonomik hem de sosyal örgütlenmeyle bağlantısını gösteriyor. Köyün en son evlenen gelinin de hazırlıklara katkı sunması, ritüelin kuşaklar arası aktarımını pekiştiren sembolik bir unsur olarak değerlendiriliyor. Geleneğin bir diğer önemli boyutu, gençlerin köydeki haneleri dolaşarak yiyecek ve harçlık toplaması ve deve figürünün içine girerek evlilik çağındaki kızlara yönelik maniler söylemesi; bu durum ritüelin toplumsal iletişim ve eşleşme pratikleriyle ilişkili olduğuna işaret ediyor.
Göç ve Kültürel Süreklilik Üzerine Tehditler
Geleneğin özellikle sınır köylerinde yaşamaya devam ettiğini belirten Çakır, kırsal alanlardan kentlere yönelen göçün Kasım Devesi’nin sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini vurguluyor. Ritüelin yalnızca bir “deve oyunu” olarak değil, bereket, dayanışma ve köy kimliğini besleyen bir kültürel miras bileşeni olarak görülmesi gerektiği ifade ediliyor. Köy sakinlerinden Emel Işık ve Firdevs Aslan, geleneğin unutulmaması için çaba göstermeye devam ettiklerini belirterek yerel topluluğun bu kültürel mirasa sahip çıkma iradesini ortaya koyuyor. Böylece Kasım Devesi, hem geçmişle bağ kuran hem de geleceğe taşınmaya çalışılan canlı bir kültürel pratik olarak varlığını sürdürüyor.
Özgür Tiran aa