Anasayfa / Kültürel ve Doğal Miras

Karaca Mağarası: 150 Milyon Yıllık Jeolojik Miras 2025’te 114 Bin Ziyaretçiyi Ağırladı

oluşumlarından biri kabul edilen Karaca Mağarası, 2025 turizm sezonunda 114 bin 77 yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırladı. Damlataş zenginliği, doğal renkleri ve mikroklima özellikleriyle dikkat çeken mağara, yalnızca turistik bir durak değil, aynı zamanda jeolojik mirasın korunması açısından da önemli bir doğal laboratuvar niteliği taşıyor.

 

Jeolojik Bir Harikalar Galerisi
Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sınırlarında yer alan Karaca Mağarası, jeomorfolojik özellikleriyle Türkiye’nin en önemli doğal miras alanlarından biri olarak kabul ediliyor. Yaklaşık 150 milyon yıl önce başlayan jeolojik süreçlerin bir sonucu olarak oluşan mağara, damlataş zenginliği ve çeşitliliğiyle öne çıkıyor.

Mağara içerisinde sarkıt, dikit, sütun, perde damlataşları, org desenli duvarlar ve traverten havuzları gibi birçok oluşum bir arada görülüyor. Bu özellikleri sayesinde Karaca Mağarası, yalnızca bir doğa harikası değil, aynı zamanda jeolojik zamanların okunabildiği doğal bir “kaya arşivi” olarak da değerlendiriliyor. Mağaranın 12 ila 17 derece arasında değişen sabit sıcaklığı ve yüksek nem oranı, yıl boyunca doğal oluşumların korunmasına katkı sağlıyor.

Koruma ve Ziyaret Dengesinde Örnek Bir Model
Her yıl nisan ayında ziyarete açılan ve kasım ayında doğal nemin korunması amacıyla ziyarete kapatılan mağara, Türkiye’de koruma ve turizmin dengeli yürütüldüğü nadir örneklerden biri olarak öne çıkıyor. Beyaz travertenlerin ve damlataşların renginin bozulmaması amacıyla uygulanan bu dönemsel kapatma politikası, mağaranın doğal dengesini koruma hedefi taşıyor.

2025 sezonunda 114 bin 77 ziyaretçi ağırlayan Karaca Mağarası, bu sayıyla önceki yıllara göre artış kaydetti. Yetkililer, ziyaretçi yoğunluğunun özellikle yaz aylarında ve hafta sonlarında arttığını, mağaranın iç sıcaklığı ve atmosferinin yaz aylarında doğal bir serinleme alanı sunduğunu belirtiyor.

Gümüşhane Valiliği ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yürütülen tanıtım çalışmaları, mağaranın yalnızca yerli değil, yabancı turistler için de cazibe merkezi haline gelmesini sağladı. Özellikle doğa ve jeoloji meraklısı turistlerin, mağaranın benzersiz iç yapısını fotoğraflamak üzere Karadeniz rotalarına Karaca Mağarası’nı dahil ettikleri görülüyor.

Doğal Mirasın Turizmle Bütünleşmesi
Karaca Mağarası’nı ziyaret edenlerin ifadeleri, mağaranın yalnızca görsel değil, duygusal bir deneyim sunduğunu da ortaya koyuyor. Ziyaretçilerden Doğukan Çayan, arkadaşının tavsiyesi üzerine geldiği mağaranın “serin, etkileyici ve doğayla iç içe bir atmosfer sunduğunu” ifade ederken; Süheyla Yücel, mağaranın uzun zamandır görmek istediği bir doğa harikası olduğunu belirtti.

Diyarbakır’dan gelen Emir Çiftçi ise mağaranın Anadolu’nun her bölgesinden gelen ziyaretçiler için görülmesi gereken bir doğa eseri olduğunu vurguladı. Bu bireysel deneyimler, Karaca Mağarası’nın Türkiye turizmi açısından yalnızca bir doğal oluşum değil, aynı zamanda kültürel bir buluşma noktası işlevi gördüğünü ortaya koyuyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “doğal miras alanı” statüsünde değerlendirilen mağara, hem bilimsel araştırmalar hem de turistik gözlemler açısından önem taşıyor. Bölge üniversitelerinin jeoloji ve turizm bölümleriyle iş birliği içinde yürütülen çalışmalar, mağaranın iç yapısındaki mikrobiyolojik yaşamı ve kalsit oluşum süreçlerini belgelemeye devam ediyor.

Uzmanlara göre, Karaca Mağarası’nın ekoturizm kapsamında değerlendirilmesi, hem sürdürülebilir turizm anlayışına katkı sağlıyor hem de yerel ekonomiyi güçlendiriyor. Bölgedeki pansiyonlar, rehberlik hizmetleri ve hediyelik eşya üretimi, mağaranın ziyaretçi trafiğiyle doğrudan ilişkili olarak gelişiyor.

Doğal ve Kültürel Sürdürülebilirliğin Kesişim Noktası
Karaca Mağarası, Türkiye’de doğal oluşumların korunmasıyla turizm ekonomisinin uyumlu biçimde yürütülebileceğini gösteren başarılı bir örnek olarak değerlendiriliyor. Her yıl artan ziyaretçi sayısına rağmen doğal dokunun korunması, bölgedeki bilinçli turizm politikaları sayesinde mümkün olabiliyor.

Uzmanlar, mağaranın önümüzdeki yıllarda UNESCO Dünya Doğal Mirası adaylığı sürecine dahil edilmesi yönünde görüş bildiriyor. Bu süreç tamamlandığında Karaca Mağarası, yalnızca Türkiye için değil, dünya için de korunması gereken bir jeolojik miras olarak daha geniş ölçekte tanınabilir hale gelecek.

Sinan Uçar aa