Kanlı Tabya’dan Peynir Müzesi’ne: Kars’ın Askeri Mirası
Kars, Osmanlı-Rus savaşlarının en önemli savunma hatlarından biri olarak inşa edilen tabyalarıyla tarihî mirasını korumaya devam ediyor. 18. ve 19. yüzyılda şehri düşmana karşı savunmak amacıyla yapılan bu yapılar, yalnızca askeri değil, aynı zamanda dönemin mühendislik ve strateji anlayışını yansıtan önemli kültürel varlıklar. Bugün 25’i ayakta olan tabyalar, hem turistik hem de müze işleviyle kente ekonomik ve kültürel değer katıyor.
Kars’ın Tarihi Tabyaları: Osmanlı’dan Günümüze Stratejik Savunma Mirası
Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan Kars, sahip olduğu tabyalarla Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde doğu sınırlarının korunmasında stratejik bir rol üstlenmiştir. Tabyalar, Osmanlı Devleti’nin özellikle 18. ve 19. yüzyılda Rus saldırılarına karşı savunma hattı olarak inşa ettiği en önemli askeri yapılardan biridir. Bu yapılar, yalnızca askeri fonksiyonlarıyla değil, aynı zamanda dönemin mühendislik bilgisi ve strateji anlayışını yansıtan özgün örnekler olarak da dikkat çekmektedir.
Osmanlı-Rus savaşlarının etkili olduğu 19. yüzyıl boyunca, Kars ve çevresi, doğu sınırlarını koruma amacıyla inşa edilen çok sayıda tabyaya ev sahipliği yapmıştır. Bugün Kars’ta 46 tabyanın kayıtlarda geçtiği, ancak bunlardan yalnızca 25’inin günümüze ulaştığı belirtilmektedir.
Mimari Özellikler ve Tarihsel Önemi
Tabyalar, dönemin askeri stratejisini en iyi yansıtan savunma yapıları arasında yer alır. Genel olarak hilal biçimli veya dikdörtgen planlı olarak tasarlanan tabyalar, ortada bir karargah binası, çevresinde ise hendekler ve toprak tahkimatla güçlendirilmiş siperlerden oluşur. Ayrıca tamamen yer altında inşa edilen koğuşlar, cephanelikler ve tahkimatlar da bu yapıların önemli özelliklerindendir.
Kafkas Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden Doç. Dr. Muhammet Arslan’a göre, Kars, tabya mimarisi açısından Anadolu’nun en zengin şehirlerinden biridir. Arslan, “Anadolu’da doğuda Erzurum, Kars ve Ardahan, batıda ise Çanakkale ve Edirne, tabya mimarisi açısından dikkat çekici örnekler sunmaktadır. Özellikle 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, şehri düşmandan korumak ve stratejik noktaları denetlemek amacıyla bu yapılar inşa edilmiştir” şeklinde konuştu.
Tabyaların en erken örneklerinden biri olan ve günümüzde Peynir Müzesi olarak işlev gören Süvari Tabyası, 1750’li yıllarda İran’dan gelebilecek saldırılara karşı inşa edilmiştir. Günümüzde interaktif bir müze olarak kullanılan yapı, Kars’ın kültürel turizmine önemli bir katkı sağlamaktadır.
Kanlı Tabya ve Kültürel Turizme Katkı
Kars’taki bir diğer dikkat çekici tabya ise Kanlı Tabya’dır. 19. yüzyılın başlarında inşa edilen bu yapı, 1828’de Rus ordusunun gerçekleştirdiği gece baskınında tabyada görevli tüm Osmanlı askerlerinin şehit düşmesiyle “Kanlı Tabya” olarak adlandırılmıştır. Bugün Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi olarak hizmet veren tabya, bölgenin askeri tarihini anlatan en önemli mekanlardan biri konumundadır.
Arslan, tabyaların yalnızca askeri yapılar olarak değil, kültürel ve turistik değerleriyle de ön plana çıktığını belirterek, “Bu yapılar, hem dönem mimarisinin incelenmesi hem de turizme kazandırılması açısından büyük önem taşıyor. Kars’ın Ardahan çıkışında yer alan Karadağ ve Arap Tabyaları da dönemin askeri mimarisini en iyi yansıtan örnekler arasındadır” ifadelerini kullandı.
Kars tabyaları, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan tarihi yolculuğu ve dönemin savunma anlayışını günümüze taşıyan önemli miraslar olarak varlığını sürdürmektedir. Günümüzde müze ve kültürel etkinlik alanı olarak değerlendirilen bu yapılar, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam etmektedir.
AA Cüneyt Çelik