Anasayfa / Müzeler

İsmail'in kurban edilişi'nin Kıptice versiyonu bulundu

Tek tanrılı dinlerin ortak kıssalarından İbrahim Peygamberin oğlu İsmail Peygamberi kurban etmek istemesini anlatan bölümünü olan Kıptice yaızlmış 1.500 yıllık paipürüs deşifre edildi. Papirüs Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet'in aksine İsmail'i kurtulmuş değil, kurban edilmiş gösteriyor.

 

Firavun I. Senwosret piramidinin yakınlarında keşfedilen “büyülü papirüs” olarak tanımladıkları 1.500 yıllık yazmayı deşifre etmeyi başardı.

Metin, Hıristiyanlığın Mısır’da yaygın olarak uygulandığı bir döneme tarihlendiriliyor. Papirüste, büyüleri Yunan alfabesinin kullanıldığı bir Mısır dili olan Kıptice yazan kişi(ler) çok kez Tanrı’ya yakararak ondan yardım diliyor.

Tercüme edilen papirüsün bir bölümünde “Set’in Tanrısı, İbrahim’in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı, Yakup’un Tanrısı, İsrail’in Tanrısı, sen acı çekenleri koru. Sözüm gücüm olsun.” ifadeleri dikkat çekiyor.

Papirüsü kullanan kişi, “Gökteki tüm ruhlar bana itaat etsin” diyerek Tanrı’dan bir istekte bulunuyor.

Papirüs’te Tanrı’dan birçok kez “Katil Dağının hâkimi” olarak bahsediliyor, büyülü papirüsü Mısır Dili ve Antikite dergisine veren Oxford Üniversitesi Klasik Çalışmalar Bölümü’nden araştırmacı Michael Zellmann-Rohrer, bu ifadenin muhtemelen Tekvin’de yer alan Tanrı’nın İbrahim’e oğlu İshak’ı Moriya diyarındaki bir dağ üzerinde kurban etmesini söylemesiyle ilgili anlatıya bir atıf olduğunu söylüyor.

Tekvin’de Tanrı’nın İbrahim’i oğlunu gerçekten kurban etmeden hemen önce durdurduğu söyleniyor. Ancak Zellmann-Rohrer antik dünyaya ait diğer metinlerde de kurban etme işleminin tamamlandığının söylendiğini belirterek bu papirüste anlatının kurban sanki durdurulmamış gibi ifade edildiğini yazıyor.

İddiaya göre ilginç Papirüs New York Metropolitan Sanat Müzesi tarafından 1934’te gerçekleştirilen keşif gezisi sırasında ortaya çıkarılmış ama şu ana kadar deşifre edilmemişti.

Zellmann-Rohrer papirüsü Metropolitan Sanat Müzesi’nin varlıklarının listelendiği dijital kataloğa bakarken fark etmiş.

Zellmann-Rohrer çalışmasında “Metnin kazma makineleriyle belirlenmiş ve çok sayıda gömülerle göze çarpan piramit kompleksindeki bir Kıpti yerleşimine ait olduğu şüphesiz” diye yazıyor. Ayrıca, verdiği bir demeçte papirüsün bu gömülerden birinin içine konulmuş olmasının da mümkün olduğunu söylüyor.

Zellmann-Rohrer’in belirttiğine göre papirüsün diğer bir metnin kopyası olması muhtemel. El yazısı göz önünde bulundurulduğunda metnin iki veya üç kişi tarafından kopya edildiği göze çarpıyor. Zellmann-Rohrer yazının “profesyonel ustalık”tan yoksun olduğunu, metni kopya edenlerin ise muhtemelen profesyonel yazıcılar olmadığını söylüyor.

Daha çok Yahudi İncili’ndeki kişilerden bahsedilen papirüste Yeni Ahit’e yalnızca çok az atıfta bulunuluyor. Papirüste ayrıca Hristiyanlıkla bazı noktalarda birleşen Gnostisizm müntesiplerinin sıkça kullandıkları terim ve isimlerden de bahsediliyor.

Zellmann-Rohrer Metni papirüs üzerine kopya edenlerin Yahudi inancına, töresel bilgilere ve Gnostisizme çok şey borçlu olan bir metinsel gelenekten istifade eden Hristiyanlar olduğunu ifade ediyor.

Papirüste eseri kullanan kişinin adı hiç geçmiyor. Zellmann-Rohrer metnin kullanıcısının metni kopya edenlerden biri olabileceğini söylüyor. Kullanıcının diğer kimselere metnin kopya etmeleri için para ödemiş olması da olasılıklar arasında.

Metropolitan Sanat Müzesi’nin web sitesinde yazdığına göre büyülü papirüs şu an halka açık şekilde teşhir ediliyor.

 Perrin Margaryan -  Arkeofili.com (Live Science. 17 Nisan 2018)