Anasayfa / Etkinlikler

İşgal İstanbul'unda Siyaset ve Gündelik Hayat sergisi 10 Ocakta açılıyor

Cumhuriyet’in 100. yılında, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Galerisi'nde 10 Ocak 2023 tarihinde açılacak “Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923” sergisi, kentin yaşamında sıra dışı, çalkantılı bir dönemi zengin bir arşiv çalışması eşliğinde anlatmayı amaçlıyor.

 

Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923 sergisi, 10 Ocak – 26 Aralık 2023 tarihleri arasında Beyoğlu, Tepebaşı’ndaki İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde ziyarete açık olacak.

Beyoğlu Tepebaşı’ndaki İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Galerisi, Pazar günleri hariç haftanın her günü 10.00 – 19.00 saatleri arasında gezilebilir.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün yeni sergisi, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiliz, Fransız ve İtalyan orduları tarafından işgale uğrayan İstanbul’u yazılı ve görsel arşivlerin ışığında izleyiciye aktarıyor. Kasım 1918 - Ekim 1923 arasında, yaklaşık beş yıl süren işgal; sergide, askeri, sosyal ve kültürel boyutlarıyla ele alınıyor. Meşgul Şehir: İşgal İstanbul’unda Siyaset ve Gündelik Hayat, 1918–1923 başlıklı sergi, Daniel-Joseph MacArthur-Seal ve Gizem Tongo’nun küratörlüğünde, uluslararası bir danışma kuruluyla birlikte hazırlandı. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü arşivinin yanı sıra, Türkiye, Fransa, İngiltere, Yunanistan, Ermenistan ve Rusya’daki çeşitli kütüphane, arşiv ve koleksiyonlardan seçilmiş, birçoğu ilk kez sergilenecek belgeler arasında, resmi yazışmalardan resimlere, film ve fotoğraflara, bir dizi yazılı ve görsel malzeme yer alıyor.

Kimin kentte kalacağı ve kenti kimin yöneteceği söylenti ve spekülasyon konularıydı

Meşgul Şehir, işgal yılları boyunca yalnızca siyasal anlamda değil, toplumsal ve kültürel anlamda da sürekli bir hareketlilik halinde olan İstanbul’a ayna tutuyor. İstanbul o yıllarda kelimenin her anlamıyla meşgul [Ar. Başkası tarafından kullanılır, işletilir, çalıştırılır durumda olan, tutulmuş, işgal edilmiş] bir şehirdi. Kimin kentte kalacağı ve kenti kimin yöneteceği söylenti ve spekülasyon konularıydı ve bunlar İtilaf devletleri başkanlarının, birbirini izleyen Osmanlı kabinelerinin ve Ankara Hükümeti’nin çelişen beyanlarıyla daha da şiddetleniyordu.

Şehrin sakinleri, şiddeti ve işgali protesto eden kitlesel eylemlere; daha iyi ücret ve koşullara erişmek umuduyla yapılan ve tramvay, vapur, havagazı hizmetlerini felç eden grevlere; savaş suçu işlemekle, yahut da İtilaf devletlerine veya padişaha karşı gelmekle suçlanan subay ve görevlilerin evine yapılan seher vakti baskınlarına; kahvehane müdavimlerinin silah ve yasak neşriyat nedeniyle aranma ve tutuklanmasına; İtilaf devletlerinin askerleriyle siviller arasında barlarda ve genelevlerde kopan kavgalara; silahlı çetelerce işlenen cinayetlere, linçlere ve adam kaçırmalara tanık oluyor veya katılıyordu. Bu çalkantının ortasında insanlar hayatlarını ve başkalarınınkini iyileştirmek için çabalamaya devam ediyordu. Okullar, kurumlar ve cemaat dernekleri kuruluyor; muhtelif yetenekli kişilerin ve hamilerin katkılarıyla konserler ve sergiler düzenleniyor; yeni siyasal, edebi ve sanatsal fikirler canlı basın ve yayın hayatının sayfalarını renklendiriyor; hayır kurumları mültecilere, savaş malullerine, yetimlere ve kentin yoksullarına destek olmak için para topluyordu.

İşgal 1923 yılının Ekim ayında sona erdiğinde, Türkiye Cumhuriyeti kurulmak ve şehir bambaşka bir döneme girmek üzereydi.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü aynı zamanda bir kütüphane! Kütüphane çalışma saatleri hakkında ayrıntılı bilgi için web sitesini ziyaret edebilirsiniz. http://www.iae.org.tr