Anasayfa / Aktüel

İran'daki Türkmen mezarlığı cinsel organ tartışması ile gündemde

İran'daki Halid Nebi Mezarlığı cinsel organ tartışması ile gündemde. Erkek cinsel organına benzetilen mezar taşları, mezarlığı ve türbeyi sosyal medyada tanınır hale getirirken, gizemli mezar taşlarının Hint kökenli inançlardan kaynaklanıp, kaynaklanmadığı tartışılıyor.

 

Türkmenistan sınırı yakınlarındaki Gökçedağ’da bulunan yüzlerce yıllık mezar taşlarını İran hükümeti koruma altına aldı. Kimine göre cinsel organ simgesi (fallus), kimine göre ise Hint kökenli inançlara işaret eden Halid Nebi Mezarlığı’ndaki gizemi yapılacak bilimsel çalışmalar çözecek…

İran’ın Türkmenistan sınırındaki Gülistan Eyaletinde bulunan bir türbe ve çevresindeki mezar taşlarının sırrı henüz tam olarak çözülebilmiş değil. Türkmen Sahra olarak anılan bölgedeki Kümbeti Kâbus kentinin kuzeydoğusundaki Gökçedağ’ın sırtlarında bulunan Halid Nebi türbesinin çevresine yayılan 600’den fazla mezar taşı kimilerine göre ölenlerin cinsel kimliğini belirten fallik birer simge, bazılarına göre ise Hint kökenli bir inanıştan kaynaklanıyor. Ancak geçmişten beri bölgede yaşayan Türkmenlere ait olduğu savunulan yüzlerce yıllık mezar taşlarıyla ilgili kapsamlı bir bilimsel çalışma yapılmış değil. Birçoğu zamana yenik düşen ya da insan eliyle yok edilen Türkmen Sahra’daki esrarengiz mezar taşlarından geriye kalanlar İran hükümeti tarafından kültür mirası olarak korumaya alınmış durumda. Bugünün muzip bakış açısıyla yalnızca cinsellik simgesi olarak görülen mezar taşları Gülistan Eyaletinin en çok ziyaretçi çeken turistik cazibelerinden biri. Yaklaşık 60 santim ile 4 metre arasında değişen silindirik mezar taşlarıyla ilgili yapılacak kapsamlı bilimsel çalışmalarla bölgenin tarihi ve kültürel geçmişi hakkında yeni bilgiler sağlayacak.

Halid Nebi’nin Nasturi bir peygamber olduğuna inanılıyor

Açık Gazete'den Yusuf Yavuz'un haberine göre; Ortadoğu’nun en köklü kültürlerinden biri olan İran’ın Gülistan Eyaletinde bulunan ilginç mezar taşları yıllardır gizemini koruyor. Türkmen Sahra olarak da anılan Türkmenistan sınırındaki bölgede bulunan Halid Nebi Türbesi’nin çevresindeki tepelere yayılan yüzlerce mezar taşından büyük çoğunluğu, eski çağ inanışlarında bereket simgesi sayılan fallusları andırıyor. Halid Nebi’nin Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasındaki dönemde Yemen’de yaşamış ve daha sonra İran’ın bu bölgesine gelen Nasturi bir peygamber olduğuna inanılıyor. Bir görüşe göre erkeklere ait olan mezar taşları erkeklik organı biçiminde, kadınlara ait olanlar ise yumurtalık ve rahim şeklinde biçimlendirilmiş. Bazı görüşlere göre ise insan formunda stilize edilmiş mezar taşları. Bir başka görüş ise bu taşların Türklerde yaygın bir inanış olan “taş kesilme” kültüyle ilişkili olduğu yönünde. İnançlarından sapan bir halkın koyunlarıyla birlikte taş kesilmesi mitine işaret ediyor. Ancak Kümbeti Kâbus kenti yakınlarındaki Gökçedağ’a yayılmış olan mezar taşlarıyla ilgili bugüne kadar kapsamlı bir bilimsel çalışma yapılmış değil.

Gizemli mezar taşladının Göklen adlı Türkmen boyuna ait olduğunu öne sürülüyor

Bu konudaki bölük pörçük bilgilere göre 17. yüzyıldan kalmış olabileceği düşünülen mezar taşlarının bölgedeki Türkmen topluluklarına ait olduğu tahmin ediliyor. Yüzlerce dikili taşın 12. yüzyıla, Büyük Selçuklu dönemine kadar eskiye dayandığını düşünenler de var. 19. Yüzyılda Anadolu’yu Hindistan’ı ve bugün mezar taşlarının bulunduğu Türkmen Sahra bölgesini gezip resimleyen İskoç seyyah ve ressam James Baillie Fraser’in “Göklen” adlı Türkmen boyuna ait olduğunu öne sürdüğü mezar taşlarının boyutları 60 santim ile 4 metre arasında değişiyor.

Alanın tanınmasında sosyal medyada paylaşılan fotoğrafların etkisi büyük

Bugünün muhafazakâr kültürü ile popüler kültürü arasında sıkışıp kalmışa benzeyen Halid Nebi Mezarlığı Gülistan Eyaleti’nin en fazla ziyaret edilen turistik noktalarından biri oldu. Geçmişte yalnızca seyyahların ve kimi araştırmacıların ilgisini çeken dağlık bölgedeki mezar taşlarının bugün bu kadar tanınır olmasında sosyal medyada paylaşılan “muzip” fotoğrafların etkisi ise oldukça büyük. İran’da twitter, facebook ve youtube yasaklı ancak çoğu kullanıcı bu yasağı deliyor. Fotoğraf paylaşım sitesi instagram ise İran halkının adeta vazgeçilmezi konumunda. Kadın-erkek İranlı gezginler Gökçedağ’ın eteklerindeki uçsuz bucaksız manzaraya karşı yüzlerce yıldır ayakta duran fallik biçimli mezar taşlarını ziyaret edip bolca da fotoğraf paylaşıyorlar. Birçok yerel ve ulusal tur acentesi ise yeni turistleri bölgeye götürmek için kampanyalar düzenliyor.

600 civarında ayakta kalmış mezar taşı var

Sınırlı sayıdaki kaynağa göre mezar taşlarını İran’daki İslam devriminin yaşandığı karmaşık günlerde 1979’da ve 1980’de ziyaret eden bir başka İskoç arkeolog David Stronach’ın bölgede 600 civarında ayakta kalmış mezar taşı bulduğu kaydediliyor. Kimi ziyaretçilere göre benzer mezar taşları geçmişte Tebriz bölgesinde de bulunuyordu ancak bu mezar taşları yakın zaman önce yok edildi. Halid Nebi’deki mezarların da kaçak kazılarla tahrip edildiği bilgisi de hiç şaşırtıcı değil.

Ghada El Gemaiey: Bu gelenek Türklerin mirası

Kahire Üniversitesi Arkeoloji Fakültesi’nden Ghada El Gemaiey’in bölgede yaptığı araştırmaya göre koruma altındaki mezar taşları eşsiz bir kültür mirası. Mezarlıkta dolaşırken iç organları andıran pek çok şeklin göze çarptığına dikkat çeken Ghada El Gemaiey, konuyla ilgili yayınladığı bir makalesinde, bu şekillerin üreme ve verimliliği çağrıştıran mitolojik düşünce sistemiyle ilgili olduğunu belirtiyor. Kökleri Orta Asya’ya uzanan bu geleneğin Türklerin mirası olduğuna işaret eden El Gemaiey, araştırma yaptığı mezar taşları hakkında daha önceden yazılmış bir kaynak bulunmamasının ise büyük bir sorun olduğunu düşünüyor.

 Mezar taşlarının bulunduğu zirveye Türkmenlerin ‘Tanrı Dağı’ diyor

Mezar taşlarının bulunduğu zirveye bölgede yaşayan Türkmenlerin ‘Tanrı Dağı’ adını verdiğini kaydeden El Gemaiey, söz konusu mezar taşlarının üzerinde tarih bulunmadığını ancak 12. Yüzyılda bölgede hüküm süren Selçuklu dönemine kadar dayandırılabileceğini belirtiyor. El Gemaiey’in bu sır dolu dikili taşlarla ilgili kişisel görüşü ise mezar taşı değil, bölgedeki çobanların eski inançlarıyla ilgili birer korkuluk olduğu yönünde: “Her ne kadar taşlar erkek veya dişi genital organına çok yakın olsa da Selçuklular’dan Osmanlı’lara kadar, Türkiye’nin ve Orta Asya’nın her yerinde binlerce mezar taşı bu taş şeklini andırır ve kimse bunları bir genital organ olarak adlandırmaz.”

Halid Nebi Mezarlığındaki taşlar yakın zamana kadar İran toplumunda bir tabu gibi görülüyordu. Bu konuda araştırma yapmak isteyenler ya da Gökçedağ’ı ziyaret edip mezar taşlarını görmek isteyenler adeta lanetli bir tabuyla karşılaşıyordu. Konunun gündeme getirilmesi durumunda İranlı Mollaların ve aşırı köktendinci anlayışın bu mezar taşlarına zarar vereceği yönündeki iddiaların ne kadar etkisi oldu bilinmez ancak Türkmen Sahra’daki gizemli mezarlık önce İran halkının, ardından da bölgeye gelen yabancıların dikkatini çekmeyi başardı. Bugün fallik biçimli taşlara sarılıp öz çekim yapanlardan tutun da aralarında dağ bisikletiyle dolaşanlara kadar birçok insan için bu taşlar tabu olmaktan çıkmış görünüyor. Ancak yine de bu gizemli mezarlığın sırlarını aydınlatmak için yapılacak bilimsel çalışmalar bugünün insanına çok daha fazlasını kazandırabilir…

 (1): Ghada El Gemaiey:  Kahire Üniversitesi Arkeoloji Fakültesi. ‘Halid Nebi Türbesi ve Mezarlığı’ başlıklı makale. (Quest Journals Journal of Research in Humanities and Social Science, Volume 7-2019. ‘Beşeri ve Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 5. 2019)

Yusuf Yavuz - acikgazete.com