Anasayfa / Arkeoloji / Ortadoğu

Irak'ta Uruk Dönemi'ne tarihlenen tapınak, kültürün sınırlarını dağlara uzattı

Irak'taki Portekizli ve İngiliz arkeologların Kani Shaie kazılarında arkeologlar, "kült mekan" veya ibadethane olarak kullanılmış olabilecek 5 bin yıllık bir yapının kalıntılarını keşfetti. Ortaya çıkan anıtsal yapı, Uruk kültürünün sınırlarını yeniden çiziyor.

 

Coimbra Üniversitesi bünyesindeki Arkeoloji, Sanat ve Kültürel Miras Bilimleri Merkezi (CEAACP) tarafından yürütülen Kani Shaie Arkeoloji Projesi, Başkenti Erbil olan günümüzde Irak Kürdistanı olarak nitelendirilen bölgede Zagros Dağlarının eteklerindeki Süleymaniye sınırlarındaki Kani Shaie höyüğünde Uruk Dönemi’ne (MÖ 3300–3100) tarihlenen anıtsal bir tapınak yapısı keşfetti.

Keşif, Mezopotamya ve Zagros Dağları’nın erken tarihine dair yeni bilgiler sunuyor.

Uruk kültürünün sınırlarını değiştiriyor

2025 kazı arkeolojik sezonunda, Kani Shaie höyüğünün üst kesimlerinde “kült işlevi görmüş olabileceği” belirtilen büyük bir yapıya ulaşıldı. Yapının, uygarlık tarihinin ilk büyük şehirlerinden Uruk (bugünkü Varka) kültürüne ait olduğu tespit edildi.

Proje eş yöneticileri André Tomé, Maria da Conceição Lopes ve Steve Renette, “Bu yapı gerçekten anıtsal ölçekteyse — ki bunu ayrıntılı analizlerle doğruluyoruz — keşif, Uruk’un çevre bölgelerle kurduğu ilişkiler konusundaki anlayışımızı kökten değiştirebilir,” açıklamasında bulundu.

Araştırmacılara göre, buluntu Uruk’un doğu sınırlarının, bugüne dek “kenar bölge” sayılan Zagros eteklerine kadar uzandığını gösteriyor. Bu durum, erken şehirleşmenin yalnızca Güney Mezopotamya’da değil, çevre bölgelerde de politik ve kültürel etkileşim ağları kurduğuna işaret ediyor.

Altın kolye ucu, mühür ve duvar konileri

Kazı ekibi ayrıca döneme ait nadir eserler de ortaya çıkardı: Bir altın kolye ucu parçası, bölgedeki zenginlik göstergesi ve değerli metallere erişimi kanıtlıyor.

Silindir mühür, Uruk döneminde idari kontrol ve iktidarın meşrulaştırılmasıyla ilişkilendiriliyor.

Renkli duvar konileri, Uruk mimarisinin tipik dekoratif öğeleri olarak, yapının kamusal ya da törensel işlevini destekliyor.

Arkeologlar, “Bu buluntular, Kani Shaie’nin yalnızca bir yerleşim değil, sosyal hiyerarşi ve yönetim pratiğinin geliştiği bir merkez olduğunu düşündürüyor,” diyor.

Kani Shaie: Fırat’ın doğusundaki en önemli yerleşim

Kani Shaie, Dicle Nehri’nin doğusundaki en önemli arkeolojik alanlardan biri olarak kabul ediliyor.
Yerleşim, Erken Tunç Çağı’ndan MÖ 3. binyıla kadar süregelen uzun bir iskân dizisini koruyor.
Daha önceki kazılarda, höyüğün düz kesimlerinde Hellenistik–Parth dönemi (MÖ 247–MS 224) ve Yeni Asur dönemi (MÖ 911–609) tabakalarına da ulaşılmıştı.
Bu süreklilik, bölgenin “uygarlığın beşiği” olarak anılan Bereketli Hilal içindeki stratejik konumunu güçlendiriyor.

2013’ten bu yana süren Kani Shaie Arkeoloji Projesi, Coimbra Üniversitesi’nden CEAACP ile Cambridge Üniversitesi ve Süleymaniye Eski Eserler ve Miras Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülüyor. Proje direktörlüğünü André Tomé, Maria da Conceição Lopes ve Steve Renette üstlenirken; CEAACP araştırmacısı Michael Lewis yardımcı direktör olarak görev yapıyor. Ekibin içinde Algarve Üniversitesi’nden ve farklı uluslardan uzmanlar da bulunuyor.

Kazıların 2025 sezonu, Portekiz Bilim ve Teknoloji Vakfı (FCT) ile Cambridge Üniversitesi tarafından desteklendi.

CEAACP arkeologları, bulguların önemini şöyle özetliyor:

 “Kani Shaie, insan topluluklarının ilk kez siyasi otorite, yönetim ve törensel temsil biçimleri geliştirdiği bir dönemi somut olarak yansıtıyor. Uruk’un etki alanını dağlık bölgelere kadar uzandığını gösteren bu yapı, ‘uygarlığın doğuşu’ kavramını yeniden tanımlayabilir.”

Keşif, yalnızca Mezopotamya arkeolojisi için değil, erken devlet oluşumu ve kültürel etkileşim araştırmaları açısından da büyük önem taşıyor.

Önümüzdeki kazı dönemlerinde yapı kompleksinin tamamının ortaya çıkarılması ve Uruk sonrası dönemlerle ilişkilerinin incelenmesi planlanıyor.

Kaynak: Coimbra University