Anasayfa / Aktüel

Ilısu Barajının suları 5 bin yıllık antik liman Tel-Fafan'ı yuttu

Dicle Vadisi ve Botan Vadisi’ni su altında bırakacak Ilısu Barajı’nda su tutma işlemi devam ediyor. Bölgedeki tarihi eserler, höyükler, mağaralar, binlerce dekarlık mera ile ekili alan ile birlikte 199 yerleşim yeri de sulara gömülmeyi sürüdürüyor. Siirt'in Çattape köyü ise sular ortasında adeta adaya dönüştü.

 

Dicle Nehri ile Botan Nehri’nin kesiştiği Siirt’in Kurtalan ilçesi Çattepe köyünde (Tilê Navro) bulunan antik Tel-Fafan Antik Liman Kenti sular altında bırakıldı.

Tel-Fafan’ın tamamen sular altında kalması, Çattape’nin adaya dönüşmesi, suyun yüksekliğini ve yarattığı yıkıcı etkiyi bir kez daha gözler önüne seriyor.
Tarihi bilinmiyor

Dicle ve Botan Nehri’nin kesiştiği noktada bulunan Çattepe Köyü, baraj nedeni ile yükselen sular altında kaldı.

Köyün bir kısmı sular altında kalırken, suyun çevrelediği köyün yüksek olan tepesi de ada şekline dönüştü.

Köyde son yıllarda başlatılan kazı çalışmalarında, MÖ 2 bin yıllarında kurulduğu tahmin edilen Tel-Fafan Antik Liman Kenti’nin kimi kalıntıları yerinden çıkarıldı.

Antik kentte yapılan kazı çalışmaları ile birlikte Tunç Çağı’na ait kimi kalıntılar bulundu.

Bulunan kalıntılar ile birlikte antik limanın tarihi MÖ 5 bin yıllarına kadar gidiyor.

Kimi uzmanlar ve bölge halkının anlatımlarına göre, kentin yedi katmanlı olduğu ve yeterince çalışma yapılması durumunda kent tarihinin 12 bin yılı da geçeceği belirtiliyor.

Kent tarihinin Hasankeyf ile bağlantılı olabileceğini söyleyen kimi uzmanlar da bunu Dicle üzerinde bir dönem yapılan ticaretle açıklıyor.
Tarih sular altında

Tel-Fafan antik liman kentinde ortaya çıkan kimi bulgularda Roma İmparatorluğu’nun yanı sıra Uruk Dönemi’nden de bulgulara ulaşılmasının yanı sıra Siirt’teki Başur Höyük ve Mezopotamya Niniveh 5 Dönemi kapları ile yakın benzerlik gösterdiği tespit edilmişti.

Antik kentin surları, Roma Dönemi’nde temsili olarak bulunurken, bunların günümüze kadar korunduğu biliniyor.

Bölgedeki yurttaşlardan Orhan Kavut, tarihi kente kazı çalışmalarının tam anlamıyla yapıldığını düşünmüyor.

Kavut, tarihi bir kentin su altında kalmasını istemediklerini söylüyor: “Bu toprakların altında daha nasıl eserler var, bilmiyoruz. Biz buranın su altında kalmasını istemiyorduk. Halen bu toprakların su altında kalmasını istemeyen insanların davasının sürdüğünü biliyoruz. Biz istemedik ama devlet zorla aldı. Kamulaştırma ile toprakları elimizden aldı. Burada insanlar sürekli göç yaşıyor. Bakın 1990 yıllarda insanlar önce şiddetten kaçtı. 2 binli yıllarda yeniden köylerine döndüler. Şimdi ise su yüzünden topraklarından oldular. Burada sadece insanlık değil bir tarih kayboldu” diye belirtiyor.

Metin Yoksul - gazetekarinca.com