Hazar Denizi Alarm Veriyor: Biyoçeşitliliğin Kaybı ve İklim Krizinin Yükselen Tehdidi
Kazakistan kıyılarında su seviyesi hızla düşen Hazar Denizi, yalnızca iklim değişikliğiyle değil, ekolojik çöküşle de karşı karşıya. Dünyanın en büyük kapalı su kütlesi olan deniz, son 20 yılda 2 metreye yakın çekildi. Artan kirlilik, yok olan deniz canlıları ve toplumsal farkındalık hareketleri, bölgesel çevre politikalarının acilen yeniden tanımlanmasını gerektiriyor.
Küresel Isınmanın Sınır Tanımayan Etkisi: Hazar Denizi Geri Çekiliyor
Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, Türkmenistan ve İran tarafından paylaşılan Hazar Denizi, yaklaşık 370 bin kilometrekarelik yüzölçümüyle dünyanın en büyük kapalı gölü olma özelliğini taşıyor. Ancak bu geniş su kütlesi, günümüzde ciddi bir çevre kriziyle yüz yüze.
Son 20 yılda yaklaşık 2 metre gerileyen su seviyesi, kıyı ekosistemlerini ve bölge ekonomisini tehdit eder boyuta ulaştı. Uzmanlara göre bu düşüş, küresel ısınma, azalan yağışlar ve su kaynaklarının kontrolsüz kullanımıyla doğrudan ilişkili.
Hazar Denizi’nin en uzun kıyı şeridine sahip ülke olan Kazakistan, hem ekonomik hem ekolojik düzeyde bu gerilemeden en fazla etkilenen ülke konumunda. Özellikle Aktau kenti, deniz suyunun çekilmesiyle birlikte geçmişte sahil olan bölgelerin bugün toprakla kaplandığına tanıklık ediyor.
Aktau sakini Nurziya Satimova, çocukluğunun geçtiği kıyılarda artık su bulunmadığını belirtiyor:
“Çocukken denize girdiğimiz yerlerde artık kuru toprak var. Eskiden oturduğum yere kadar deniz suyu gelirdi. Şimdi gözle görülür bir çekilme var.”
Yerel halk için Hazar Denizi yalnızca bir coğrafi unsur değil; içme suyu kaynağı, geçim aracı ve kültürel kimliğin bir parçası. Bu nedenle, denizde yaşanan her değişim, toplumsal düzeyde derin yankılar yaratıyor.
Ekosistemin Sessiz Çöküşü: Foklar ve Balık Türleri Tehlikede
“Save The Caspian Sea” Ekolojik Hareketi’nin kurucusu Vadim Ni, Hazar Denizi’nin yalnızca sığlaşmadığını, aynı zamanda canlı çeşitliliğini hızla kaybettiğini vurguluyor. Ni’ye göre, bu durumun temel nedeni iklim değişikliğinin yanı sıra Volga Nehri üzerindeki barajlar ve endüstriyel kirlilik:
“Hazar Denizi’nin yüzde 80’i Volga Nehri’nden besleniyor. Yağışların azalması ve barajların su akışını kesmesi nedeniyle denize yeterli su ulaşmıyor. Üstelik, petrol faaliyetleri ve gemi trafiğiyle birlikte kirlilik seviyesi de artıyor. Hazar kapalı bir su kütlesi; içine bırakılan hiçbir şey dışarı çıkmıyor.”
Bir zamanlar mersin balığı ve Hazar foku gibi endemik türlerin yoğun bulunduğu bu ekosistem, artık can çekişiyor. Ni, üç yıl önce Kazakistan kıyılarında 2 bin Hazar foku, Rusya kıyılarında ise 2 bin 500 foku ölü halde bulduklarını belirtiyor. Aynı durum kuş türleri için de geçerli; ekosistem dengesi her geçen yıl biraz daha zayıflıyor.
Ni’nin uyarısı çarpıcı:
“Hazar Denizi yalnızca bir su kütlesi değil, milyonlarca canlının yaşam alanıydı. Şimdi ise sessiz bir ölümün ortasında.”
Toplumsal Farkındalık Yükseliyor: Moda, Festival ve Gençlik Girişimleri
Ekolojik krizin büyüklüğü karşısında Kazakistan’da sivil toplum örgütleri, farkındalık kampanyalarına hız verdi. Aktau kentinde düzenlenen “Save The Caspian Sea” temalı moda defilesi, denizin çekilmesi, kirlenmesi ve biyoçeşitliliğin azalması temalarını elbiselerle sembolize ederek büyük yankı uyandırdı.
Ayrıca her yıl düzenlenen “TazaFest” çevre festivali, “Eco Mangistau” örgütü öncülüğünde binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Örgütün başkanı Kirill Ossin, festivalin temel hedefinin hem Hazar’ın ekolojik durumu hem de atık yönetimi konusunda farkındalık yaratmak olduğunu belirtiyor:
“2006’dan bu yana Hazar Denizi’nin gözle görülür biçimde çekildiğini gözlemliyoruz. Kuraklık yalnızca deniz yaşamını değil, Aktau ve Kurık limanlarının faaliyetlerini de doğrudan etkiliyor. Bu nedenle iklim gündemi artık yerel değil, ulusal bir mesele haline geldi.”
Genç kuşaklar da çevre hareketine aktif biçimde katılıyor. 16 yaşındaki öğrenci Jasmine Vadodaria, festivalde açtığı stantta plastik şişelerin deniz ekosistemine verdiği zararları anlatıyor. Vadodaria, gelecekte çevre diplomasisi alanında uzmanlaşmayı hedeflediğini belirterek,
“Ben Aktau’da doğdum, Hazar Denizi’nin kaderi beni de ilgilendiriyor. Onu korumak, bizim kuşağın görevi.”
diyerek genç neslin duyarlılığını yansıtıyor.
Küresel Alarm: Hazar Denizi Artık Bölgesel Değil, Evrensel Bir Sorun
Hazar Denizi’ndeki su çekilmesi ve biyoçeşitlilik kaybı, yalnızca çevre örgütlerinin değil, devletlerin de gündeminde. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Birleşmiş Milletler’in 80. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Hazar’daki gerilemeyi “küresel bir alarm” olarak nitelendirdi:
“Bu artık yalnızca bölgesel bir sorun değil. Tüm uluslararası toplumla iş birliği yaparak Hazar’ın su kaynaklarını korumak için acil önlemler almalıyız.”
Tokayev’in çağrısının ardından, gelecek yıl Nisan ayında Astana’da düzenlenecek BM Bölgesel İklim Zirvesi’nde Hazar Denizi’nin durumu ana gündem maddesi olarak ele alınacak. Zirvede, su kaynaklarının yönetimi, bölgesel işbirliği mekanizmaları ve Hazar ekosisteminin sürdürülebilirliği konularında somut adımların atılması bekleniyor.
Bugün Hazar Denizi, hem enerji kaynaklarıyla tanınan bir ekonomik merkez hem de iklim değişikliğinin etkilerini gözler önüne seren ekolojik bir laboratuvar konumunda. Ancak uzmanların ortak görüşü net:
Eğer önlem alınmazsa, Hazar Denizi birkaç on yıl içinde geri dönüşü olmayan bir çevresel çöküş yaşayabilir.
Meiramgul Kussainova aa