Anasayfa / Aktüel

Haydarpaşa Garı, Tarihten Sanata Uzanan Yeni Kimliğine Kavuşuyor

117 yıllık köklü geçmişiyle İstanbul’un simge yapılarından biri olan Haydarpaşa Garı, yeni bir kültür ve sanat merkezi kimliğiyle geleceğe hazırlanıyor. Sultan II. Abdülhamit’in emriyle 1906’da yapımına başlanan ve 1908’de hizmete giren gar, hem Osmanlı hem Cumhuriyet dönemlerinde demiryolu ulaşımının en önemli noktalarından biri oldu.

 

Milli Mücadele yıllarında cephanelik olarak kullanılan, 1917’de büyük bir patlamayla sarsılan, 2010’daki yangında çatısı zarar gören Haydarpaşa, geçirdiği restorasyonlarla ayakta kaldı. Şimdi ise Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı arasında imzalanan protokol doğrultusunda “Haydarpaşa ve Sirkeci Boğazın Birleştirici Gücü Gar-Kültür-Sanat Projesi” hayata geçiriliyor.

2026’da ilk etabının tamamlanması beklenen proje ile Haydarpaşa, performans sanatları merkezi, kütüphane, müze, sergi salonları ve atölyelerle Anadolu Yakası’nın en büyük kültür-sanat durağına dönüşecek. Aynı zamanda Marmaray çalışmaları sırasında ortaya çıkan ve MÖ 5. yüzyıla kadar uzanan arkeolojik buluntular da Haydarpaşa’da açılacak Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek. Böylece tarihi gar, demiryolu ulaşımıyla birlikte sanatı, tarihi ve kültürel mirası buluşturan çok yönlü bir merkez haline gelecek.

Haydarpaşa’nın Tarihi Yolculuğu
Haydarpaşa Garı’nın temeli, Sultan II. Abdülhamit’in demiryolu vizyonunun bir parçası olarak 30 Mayıs 1906’da atıldı. Padişahın, “Rayların denize kavuştuğu yere öyle bir bina yapın ki ümmetim baktığında Mekke’ye kadar gidileceğini hissetsin.” sözleriyle şekillenen proje, Alman mimarlar Otto Ritter ve Helmuth Cuno tarafından inşa edildi. 19 Ağustos 1908’de hizmete giren gar, Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul-Bağdat/Hicaz Demiryolu üzerindeki başlangıç noktası oldu.

Tarih boyunca birçok talihsiz olaya sahne olan Haydarpaşa, 1917’de sabotaj sonucu büyük hasar gördü, Cumhuriyet’in ilanının 10. yılında yeniden inşa edildi. 1979’da tanker kazası ve 2010’daki yangın ise garın tarihindeki diğer önemli dönüm noktaları oldu. 2016’da başlayan restorasyon sürecinde çatı katı ve bekleme salonu aslına uygun şekilde yenilendi. Bugün Haydarpaşa, yalnızca bir ulaşım merkezi değil, aynı zamanda kolektif hafızanın bir parçası olarak önemini koruyor.

Kültür, Sanat ve Arkeolojiyle Yeniden Doğuş
Kültür ve Turizm Bakanlığının 2024’te başlattığı proje ile Haydarpaşa Garı, sadece demiryolu ulaşımıyla değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal faaliyetlerle anılacak. Projenin ilk etabının 2026’da tamamlanması planlanıyor. Garın tarihi dokusu korunarak performans sanatları merkezi, tematik müze, sergi salonları, kütüphane ve tasarım atölyeleri inşa edilecek. Ayrıca, bölgedeki yeşil alan ihtiyacına cevap veren canlı bir kamusal alan da tasarlanacak.

Haydarpaşa istasyon bölgesinde Marmaray çalışmaları sırasında başlayan ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından yürütülen kazılarda, MÖ 5. yüzyıla tarihlenen “Körler Şehri”ne ait liman kalıntıları gün yüzüne çıkarıldı. Bu keşifler, yeni kurulacak Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek. Böylece Haydarpaşa, Anadolu Yakası’nın en büyük kültür-sanat durağına dönüşürken, aynı zamanda bir arkeopark işlevi de üstlenecek. Camisi korunarak ibadete açık kalacak olan tarihi gar, gelecek kuşaklara hem ulaşım hem kültür hem de sanat mirası olarak aktarılacak.

AA Yasemin Kalyoncuoğlu