Anasayfa / Arkeoloji / Türkiye

Harput'ta Bulunan kayada Asurbanipal esintileri de var

Ünlü Arkeolog ve arkeoloji editörü Nezih Başgelen, Harput'ta bulunan kayadaki kabartmaları arkeoloji.tv'ye yorumladı.

 

3 Mayıs 2016 tarihinde Elazığ’ın Harput mahallesinde ağaçlandırma yapılırken bulunan kabartmalı kaya bloğundaki tasvirler gizemini koruyor.

Ünlü editör Arkeolog Nezih Başgelen; "Harput’ta bulunan kabartmaların üzerindeki sahnelerin anlatım tarzı bana MÖ 668-627 arasında hüküm sürmüş son büyük Asur kralı Asurbanipal’in Ninive'de yeni yaptırdığı ya da onarttığı saraylarda, hükümdarlık döneminin tarihsel olaylarını konu alan kabartmaların anlatım tarzına yakın bazı benzerlikleri çağrıştırıyor" dedi.

Arkeoloji TV'ye konu hakkında görüşlerin açıklayan Nezih Başgelen görüşlerini şu şekilde açıkladı: "Elazığ/Harput yöresinin Orta Asur krallarından I. Salmanasar (M.Ö. 1273-1244) döneminden Asurpanipal (MÖ 668-627)’ e değin Asur krallığının etki alanı içinde pek çok seferin hedefleri içinde olduğu, I. Tikulti Ninurta (M.Ö. 1243-1207) döneminde Nairi ülkelerine yapılan seferlerde Elazığ/Harput (Alzi) ve çevresinin egemenlik altına alındığını, kralın Alzi ülkesini zapt ettiğini 28.000 kişiyi Fırat’ın öteki yakasına sürüp götürdüğünü bilinmektedir.

Eser sahte değil ise fotoğraflardan görebildiğim kadarıyla Harput’ta bulunan kabartmaların üzerindeki sahnelerin anlatım tarzı bana MÖ 668-627 arasında hüküm sürmüş son büyük Asur kralı Asurbanipal’in Ninive'de yeni yaptırdığı ya da onarttığı saraylarda, hükümdarlık döneminin tarihsel olaylarını konu alan kabartmaların anlatım tarzına yakın bazı benzerlikleri çağrıştırıyor.

Bugün önemli bölümü British Museum koleksiyonunda bulunan Asurbanipal dönemi Ninive kabartmalarının üsluplarında daha önceki dönemlerinkilerle karşılaştırıldığımızda görmediğimiz destansı anlatım özelliklerine yakınlaşan bazı unsurların bu kabartmadaki sahne düzeninin biçimlenmesinde de kullanıldığı görülüyor.

Bir sefer ve fetih anlatımının canlandırıldığı ,yerel özelliklerinde etkin olduğu yöresel kalker taşından kabartma üzerindeki sahnelerde yer alan ikonografik unsurların analojik incelemeleri yapıldığında bu konuda daha ayrıntılı çözümlemeler elde edilebilinir. Bir uzmanın kaygılandığı gibi bir sahtelik söz konusu değil ise bölge tarihi arkeolojisi açısından çok yönlü araştırılması ve değerlendirilmesi gereken ilginç bir eser ile karşı karşıyayız.

Sahnelerde yazı olmaması, insan figürlerinin sakalsız tasviri demir çağı güçleri içinde farklı bir merkezi de düşündürüyor"