Anasayfa / Etkinlikler

Gökçeada’nın Geleceği İçin Bilimsel Yol Haritası: TÜDAV’dan Çevresel Sürdürülebilirlik Çağrısı

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından düzenlenen “Bütün Yönleriyle Gökçeada Sempozyumu”, adanın su kaynakları, ekosistem dengesi ve kültürel mirasının korunması konularında bilimsel çözüm önerilerini gündeme taşıdı. Gökçeada Belediyesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleşen toplantı, Türkiye’nin en büyük adasında çevresel sürdürülebilirlik için disiplinler arası bir işbirliği modeli sundu.

 

Gökçeada, Bilimsel İşbirliğinin Odak Noktasında

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın (TÜDAV) öncülüğünde, 2–3 Ekim tarihlerinde düzenlenen “Bütün Yönleriyle Gökçeada Sempozyumu”, Türkiye’nin en batısındaki adayı çevresel, kültürel ve sosyoekonomik yönleriyle ele aldı.

Gökçeada Belediyesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa ve TÜDAV’ın ortaklığında yürütülen sempozyum, 100’ü aşkın bilim insanı ve uzmanı bir araya getirdi.
TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, açılış konuşmasında Gökçeada’nın Türkiye deniz ekosistemleri içindeki stratejik önemine değinerek, “Adanın çevresel geleceği yalnızca yerel değil, ulusal ölçekte de değerlendirilmeli. Bilimsel işbirliği bu tür hassas ekosistemlerin sürdürülebilirliği açısından hayati önemdedir.” ifadelerini kullandı.
Öztürk, TÜDAV’ın 1999 yılında kurduğu Gökçeada Sualtı Parkı’nın, Türkiye’de bir sivil toplum kuruluşu tarafından kurulan ilk deniz parkı olduğunu hatırlatarak, 25 yıldır yürütülen bilimsel çalışmaların adanın doğal yaşamı hakkında önemli veriler sağladığını belirtti.

Su Kaynakları ve Çevresel Sürdürülebilirlik Krizi

Sempozyumun ana temalarından biri, Gökçeada’nın su sıkıntısı oldu. Ada genelinde iklim değişikliği, azalan yağış rejimi ve yeraltı su kaynaklarının yetersizliği, hem günlük yaşamı hem de tarımsal üretimi tehdit eden başlıca unsurlar arasında yer alıyor.

Bilim insanları, sempozyumda sundukları bildirilerde su kıtlığının ekolojik dengenin bozulmasına ve tarım verimliliğinin düşmesine yol açtığını vurguladı. Uzmanlar, yağmur suyu hasadı, deniz suyunun arıtılması ve entegre su yönetimi modelleriyle sürdürülebilir su politikaları geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
Gökçeada’nın “organik tarım adası” olarak bilinen kimliği, iklimsel değişimle birlikte yeni bir dönemece girmiş durumda. Tarımsal üretimin devamı için yerel yönetim, üniversiteler ve sivil toplumun ortak su yönetimi stratejisi oluşturması önerildi.

Ekosistem, Kültürel Miras ve Sosyal Denge

Sempozyum, yalnızca çevresel sorunlara değil, Gökçeada’nın çok katmanlı kültürel mirasına da ışık tuttu. Arkeoloji, deniz biyolojisi, tarım, turizm, balıkçılık ve sosyoloji alanlarından bildirilerin yer aldığı oturumlarda, adanın çok kültürlü yapısı ile biyolojik çeşitliliği arasındaki ilişki tartışıldı.
Arkeolog Prof. Dr. Halime Hüryılmaz, Gökçeada’daki 28 yıllık kazı deneyimini aktararak, adanın tarihsel katmanlarının Anadolu ve Ege medeniyetleri arasında köprü işlevi gördüğünü belirtti. Ayrıca İÜ Su Ürünleri Fakültesi Gökçeada Deniz Araştırmaları Birimi yöneticisi Dr. Tuncer Ulutürk’ün adadaki çalışmalarına vurgu yapıldı; kendisine, adadaki deniz araştırmalarına katkılarından dolayı onur plaketi takdim edildi.
Bu anlamda sempozyum, Gökçeada’nın yalnızca ekolojik değil, arkeolojik ve sosyokültürel bir laboratuvar olduğunu ortaya koydu.

Bilimsel Yol Haritası: Plastiksiz ve Temiz Denizler İçin

TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Öztürk’ün vurguladığı gibi, sempozyumun en temel hedefi “gelecek nesillere kristal berraklığında, plastiksiz, canlı denizler bırakmak”.
Bilim insanları, bu amaca ulaşmak için disiplinler arası koordinasyon, sürdürülebilir turizm modelleri, deniz kirliliğiyle mücadele stratejileri ve yerel toplulukların bilinçlendirilmesi konularında somut öneriler sundu.
Sempozyum sonunda hazırlanacak sonuç bildirisi, Gökçeada’nın çevresel yönetimi, ekosistem koruma öncelikleri ve kültürel sürdürülebilirlik politikalarına ilişkin önerileri içerecek. Bildirinin, ilerleyen günlerde kamuoyuyla paylaşılması planlanıyor.

Uzmanlara göre bu belge, yalnızca Gökçeada için değil, Türkiye’nin diğer ada ve kıyı ekosistemleri için de örnek bir yol haritası oluşturacak.

Muhabir: Başak Akbulut Yazar aa

Düzenleme: Arkeolojikhaber