Göbeklitepe’de Sonbahar Bereketi: 12 Bin Yıllık Miras Günde 5 Bin Ziyaretçiyi Ağırlıyor
Göbeklitepe, sonbahar sezonuyla birlikte yeniden ziyaretçi akınına uğruyor. Günlük ortalama 5 bin kişinin gezdiği “tarihin sıfır noktası”, 2024’te 730 bini aşkın ziyaretçiye ulaşarak Türkiye kültür turizminin en güçlü merkezlerinden biri haline geldi. Uzmanlara göre Göbeklitepe, bölge turizminin kalıcı lokomotifi olma yolunda ilerliyor.
“Tarihin Sıfır Noktası”nda Sonbahar Yoğunluğu
Şanlıurfa’nın 18 kilometre doğusunda yer alan ve 12 bin yıllık geçmişiyle insanlık tarihinin yeniden yazılmasına neden olan Göbeklitepe, sonbahar mevsiminin başlamasıyla birlikte ziyaretçi yoğunluğu yaşıyor.
Neolitik Dönem’e tarihlenen ören yerinde boyları 3 ila 6 metre arasında değişen, 40 ila 60 ton ağırlığındaki “T” biçimli dikilitaşlar, üzerlerindeki yaban hayvanı kabartmalarıyla dünyanın en eski tapınak kompleksi olarak öne çıkıyor.
2018’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Göbeklitepe, 2019’un “Göbeklitepe Yılı” ilan edilmesinin ardından hem Türkiye’de hem de uluslararası düzeyde büyük bir ilgi gördü. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, Göbeklitepe’yi 2019’dan bu yana 3 milyon 776 bin 828 kişi ziyaret etti. Bu yılın ilk dokuz ayında 517 binin üzerinde ziyaretçi ağırlayan ören yerinde, günlük ortalama 5 bin kişilik bir yoğunluk gözleniyor.
Kültür Turizminin Lokomotifi Göbeklitepe
Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürü Aydın Aslan, Göbeklitepe’nin yalnızca Şanlıurfa’nın değil, Türkiye’nin kültür turizmi vizyonunda özel bir yer edindiğini belirtti.
“UNESCO Dünya Mirası’na dahil edilmesiyle Göbeklitepe, bölge turizminin lokomotifi haline geldi,” diyen Aslan, bölgeye gelen tüm turlarda artık Göbeklitepe ziyaretinin yer aldığını vurguladı.
Aslan, 2020’de Kovid-19 salgını, 2023’te deprem ve sel felaketleri nedeniyle yaşanan geçici düşüşlerin ardından ziyaretçi sayılarının hızla toparlandığını ifade etti:
“Şanlıurfa’da kültür turizmine olan ilgi her geçen yıl artıyor. Özellikle Göbeklitepe, Türkiye’nin tanıtımında bir marka değeri oluşturdu. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist, insanlık tarihinin başlangıcına dokunmak için buraya geliyor.”
Sonbahar Turizmine Canlılık Getiren Merkez
Göbeklitepe, yaz sıcaklarının gerilemesiyle birlikte özellikle eylül, ekim ve kasım aylarında en yoğun dönemini yaşıyor. Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Turizm Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Kamil Türkmen, sonbaharın bölge turizmi açısından “altın sezon” olduğunu belirtiyor:
“Şu anda ciddi bir yoğunluk söz konusu. Göbeklitepe, geçen yıl bölgede en çok ziyaret edilen ören yeri oldu. Ekim ayıyla birlikte bu yoğunluğun daha da artacağını öngörüyoruz. Günlük 5 bin ziyaretçi sayısı, hem ekonomik hem de tanıtım açısından çok değerli bir rakam.”
Türkmen, Göbeklitepe’nin yalnızca arkeolojik bir alan değil, aynı zamanda Şanlıurfa’nın gastronomi, el sanatları ve konaklama sektörlerini de besleyen bir turizm merkezi haline geldiğini vurguladı. Bu bütüncül turizm hareketliliği, bölge ekonomisine doğrudan katkı sağlıyor.
Dünya Turistlerinin Yeni Rotası: Göbeklitepe
Göbeklitepe, yalnızca yerli değil, yabancı turistlerin de ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Polonya’dan gelen Victor Ches, eşiyle çıktıkları dünya turunda Göbeklitepe’yi özel olarak görmek istediklerini belirtti:
“Burası bizi çok etkiledi. 12 bin yıl önceki insanların bu devasa taşları nasıl diktiğini hayal etmek bile inanılmaz,” diyor.
Almanya’dan gelen gurbetçi Samira Ceylan ise kazı çalışmalarının hâlâ sürüyor olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi: “Tarihin bu kadar canlı tutulduğu bir yer görmek çok güzel. Her adımda geçmişle temas ediyorsunuz.”
Kültür ve Turizm Bakanlığı Göbeklitepe kazı alanında yıl boyunca bilimsel çalışmaların sürdüğünü, alanın korunması ve ziyaretçi kapasitesinin sürdürülebilir biçimde yönetilmesi için yeni planlamaların gündemde olduğunu açıkladı.
“Göbeklitepe, İnsanlık Tarihini Anlatan Bir Açık Hava Laboratuvarı”
Uzmanlara göre Göbeklitepe, yalnızca arkeolojik bir keşif değil, aynı zamanda insanlık tarihinin sosyal ve inanç temellerini yeniden anlamamızı sağlayan bir “açık hava laboratuvarı”.
Yapıların ritüel amaçlı kullanıldığı ve yerleşik hayata geçiş sürecinin ilk izlerini taşıdığı düşünülen Göbeklitepe, tarımın ve inancın aynı coğrafyada filizlendiği bir medeniyet beşiği olarak kabul ediliyor.
Alan, bugün sadece geçmişin sırlarını çözmekle kalmıyor, aynı zamanda modern dünyanın kültürel miras anlayışını da yeniden şekillendiriyor.
Sonbaharla birlikte artan ziyaretçi sayısı, Göbeklitepe’nin dünya turizmi haritasındaki yerini daha da güçlendiriyor. Şanlıurfa’nın 2025 yılı için hedefi, 1 milyona yaklaşan yıllık ziyaretçi sayısına ulaşmak ve Göbeklitepe’yi “dünyanın en çok ziyaret edilen tarih öncesi alanı” konumuna taşımak.
Rauf Maltaş aa