Anasayfa / Arkeoloji / Ortadoğu

Göbekli Tepe'de delinmiş insan kafatasları bulundu

Göbekli Tepe’de kısmen neolitik dönem kafatası kültleriyle bağdaştırılabilecek ama bilinenlerden çok farklı; üzerinde kesik izleri ve delikler bulunan kafatası kemikleri bulundu. Kafataslarındaki deliklerin neden açıldığı konusunda Alman Arkeoloji Enstitüsü arkeologlarının iki ayrı tahmini var.

 

Göbekli Tepe'de hâlâ mezar bulunamadı ama tapınaklar arasında 700 kadar insan kemiği parçası bulundu. Alman Arkeoloji Enstitüsü antropologu Julia Gresky, kemiklerin çok dağınık şekilde ve neredeyse tapınak alanlarının hemen her yerinde bulunduğuna dikkat çekerek, bunları ayrıştırarak, bir insan iskeleti oluşturabilmenin dahi imkansız olduğunu söylüyor.

Bulunan insan kemikleri arasında en az 40 kadarı kafataslarına ait kemik parçalarıydı ki unufak olmuş 700 kadar kemik parçasının yarısından fazlasının kafataslarına ait olduğu düşünülüyor. Bunlardan büyük oranda  somut teşhis imkanı sağlayan 3 kafatasına ait kemik parçalarında kazıma, oyma, kesme ve delme izleri görüldü.

Mikroskopik analizler; oyma, kazıma ve kesme faaliyetlerinin litik aletler (kesici ve delici) ile gerçekleştirildiğini doğruluyor.

Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden (German Archaeological Institute) 3 kişilik bir ekip, bulunan kafataslarındaki deformasyon izlerinin neden kaynaklandığını araştırdı.

Araştırma sonuçları Science Advances (Bilimsel Gelişmeler) Dergisinde yayınlandı.

Science Advances Dergisi'nde 28 Haziran tarihinde Alman Arkeoloji Enstitüsü Doğa Bilimleri Bölümü'nden Julia Gresky ve Juliane Haelm ile Enstitünün Doğu Departmanı'ndan Lee Clare'nin imzası ile yayınlanan Modified human crania from Göbekli Tepe provide evidence for a new form of Neolithic skull cult (Göbeklitepe'de  müdahale edilmiş insan kafa kemikleri, yeni bir Neolitik kafa kültünün kanıtı) başlıklı makaleye göre; Göbekli Tepe'de bulunan kafataslarındaki kazıma, kesik izi ve delikler bilinçli olarak gerçekleştirilmiş.

GÖBEKLİ TEPE KAFATASI KÜLTÜ MEZOPTAMYA VE LEVANT BÖLGESİNDEN ÇOK FARKLI

Araştırmacılar; kafataslarından elde ettikleri bulguları, Göbekli Tepe'ye yakın tarihli bulguların keşfedildiği; Tell Qaramel, Jericho (Eriha), Körtik Tepe ve Ain Ghazal (Ayn Gazal - Ceylan Gözü) gibi Prehistorik arkeolojik alanlarında bulunan kafatası analizlerinde elde edilen bulgularla da karşılaştırarak benzerlik ve farklılıkları saptadılar. Göbekli Tepe tapınak alanının diğerlerinden en büyük farkı, henüz yerleşim alanına ve mezara rastlanmamış olması. Diğer tüm sitelerde insanların hoker pozisyonunda gömüldüğü biliyor. Öte yandan bazı alanlarda Çatalhöyük'te olduğu gibi ölülerin kafataslarının mezardan kesilerek çıkarıldığı da tahmin ediliyor.

Ancak Göbekli Tepe'deki kafatası kültünün, Anadolu'nun Erken Neolitik Alanları ile Levant Bölgesindeki kafatası kültlerinden çok farklı olduğu özellikle vurgulanıyor.

KURBAN OLASILIĞI ÜZERİNDE HİÇ DURULMUYOR, TIBBİ MÜDAHALE OLASILIĞI BULUNMUYOR

Arkeologlar kafataslarındaki kazıma oyma, kesme ve delme işlemlerinin bilinçli olarak yapıldığı konusunda hem fikir.

Kafataslarındaki kemikleri üzerindeki araştırmada; Göbeklitepe'de insan kurban edilme ihtimaline hiç değinilmiyor. Ancak kemiklerden bazılarının kan olukları olma olasılığı bulunan yerlerde bulunduğu makaleden anlaşılıyor.

Yapılan müdahalelerin şifa amaçlı olup olmadığı ihtimali üzerinde durulmuş. Ancak şifai müdahale olduğunu destekleyen hiç bir olguya rastlanmadığı ve analizlerde bunu destekleyen veriler bulunmadığı için tıbbi müdahale olmadığı konusunda fikir birliği var.

Öte yandan kafataslarının derisinin dahi kazınarak sıyırılmış olma ihtimali güçlü görünüyor ki bu da cerrahi amaçlı bir eylemden söz edilemeyeceğinin en bariz kanıtı.

Alman Arkeoloji Enstitüsü antropologu Julia Gresky'ye göre hayli belirgin iz bırakmış kazıma emareleri bulunan kafataslarındaki müdahaleler kesin olarak bilinçli ama çok özensiz ve kabaca yapılmış. Taşlardaki estetik hassasiyet kafataları işlemlerinde hiç gösterilmemiş.

GÖBEKLİ TEPE'DEKİ KAFATASLARI NEDEN DELİNDİ?

Mevcut arkeolojik bulguların yanı sıra, harici arkeolojik ve etnografik kanıtların sağladığı arka plan bilgilerinden de yararlanılarak yapılan yorumlara göre; araştırmacı arkeolog ve antrapologlar ağırlıklı olarak iki yorum üzerinde duruyorlar.

Bu yorumlardan bir tanesi; Göbekli Tepe'den kafataslarının "Atalara hürmet" ya da "İbret-i Alem" için sergilenmiş olma ihtimali. İnsanlar atalara saygı kültü çerçevesinde saygı duydukları yakınlarının ya da kendilerine kafa turan düşmanlarının kafataslarını insanlara göstermek için sergilemiş olabilirler.

Araştırmacılara göre bu en güçlü olasılık. Ama sergilemenin çok dekaratif olduğunu da düşünmemek gerekiyor. Çünkü kafataslarındaki delikler olduça özensiz açılmış. Bu nedenle kafataslarındaki deliklerin sergilenmek amacıyla bir ipe dizmek için değil, bir iple bir yere asarak aşağı sallandırmak için kullanmak amacıyla açıldığı tahmin ediliyor.  Hindistan'daki Naga halkının etnografik örnekleri ile Göbekli Tepe kafataslarında gözlemlenen oymaların pozisyonlarının hemen hemen aynı olması bu anlamda dikkat çekici olarak yorumlanıyor.

Göbekli Tepe’deki başka buluntular da burayı ziyaret edenlerin kafataslarıyla özel bir ilişkisi olduğu fikrini destekliyor.

D yapısındaki dikilitaşlardan birinde, başı olmayan insan betimlemesi görülüyor.

Bunun dışında kimi vahşi hayvan betimlemeleri gövdesinden ayrılmış baş olarak yorumlanabilecek yuvarlak şekillerle birlikte resmediliyor.

Bazı insan heykellerinin başları kasıtlı olarak kırılırken heykellerden biri gövdesinden ayrılmış baş tutar halde betimleniyor.

Kafataslarının bu heykellerin boynuna asılmak için dahi delinmiş olma olasılığı bulunuyor.

Bir diğer yorum ise; kafataslarının damgalanmak için dağlanması. Suriye'deki Tell Qarassa bölgesinde bulunan neolitik alanda yüzleri kasıtlı olarak sakatlanan iskeletler bulunmuştu. Ölüm sonrası cezanın( postmortal) bir ifadesi sayılabilecek damgalama, negatif cenaze töreni örneği olarak yorumlanıyor.  Bu bulguya dayanarak, Göbekli Tepe'deki oyulmuş. kafataslarının "markalı" bireylere ait olduğu anlatılıyor olabilir. Damgalıların diğerlerinden farklı (olumlu ya da olumsuz) şekilde muamele gördüğü tahmin ediliyor.

ARKEOLOGLAR VE ANTROPOLOGLAR: YORUM YAPACAK YETERLİ VERİ YOK

Her ne kadar Alman Arkeoloji Enstitüsü üyeleri uzun tartışmalar sonucu bu ihtimalleri en olası ihtimaller olarak gösterse de dünya çapında dönemle ilgili araştırma yapan ünlü arkeolog ve antropologların genel kanaati; "bu verilerle yorum yapmanın imkansız" olduğu yönünde.

Zülfikar Emin - Arkeolojikhaber.com