Anasayfa / Kazılar

Giresun Adası'ndaki kazı Bizans dönemine ışık tutacak

Bizans döneminde çoğunlukla dini bir merkez olarak kullanılan Giresun Adası'nda, arkeolojik kazıyla bu döneme ait yapı, mezarlar ve eşyalar gün yüzüne çıkarılıyor.

 

GİRESUN: Doğu Karadeniz'in insan yaşayan tek adası olan Giresun Adası'nda başlatılan arkeolojik kazı ile Bizans dönemine ait yapı, mezarlar ve eşyalar ortaya çıkarılıyor.

Milattan önce 3. yüzyıldan bu yana yaşam sürülen adada geçen yıl yapılan kazılarda şapel (küçük kilise), pitos (ürünleri saklamaya yarayan büyük çapta küplere verilen ad) ve mezar gibi kültür yapıları gün ışığına çıkarıldı.

Bu yıl pitos ve şapel etrafındaki mezarlıkta yoğunlaştırılan kazının ilk haftasında üst üste gömülmüş kadın ve çocuk mezarları ile yeni pitoslar bulundu. Yaklaşık 45 gün sürecek kazıda sarnıçlar etrafında da çalışma yapılacak.

Kazının bilimsel danışmanı Celal Bayar Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gazanfer İltar,  yaptığı açıklamada, kazı çalışmalarının bu yıl pitoslar ve şapel çevresindeki mezarlıkta yoğunlaştırıldığını söyledi.

Daha önceki yıllarda yapılan kilise kazısında 100'ün üzerinde mezar açıldığını belirten İltar, bu kilisedeki mezarların tamamının erkek mezarları olduğunu ifade etti.

İltar, bu yıl şapel çevresindeki kazılarda ortaya çıkardıkları mezarlarda ise kadın ve çocukların gömülü olduğunu kaydederek, mezarlardan bazılarında kadın ve çocuğun üst üste gömülü bulunduğunu, bunun ilginç bir durum olduğunu vurguladı.

Adanın çok ağaçlık olduğunu aktaran İltar, bazı mezarların da defne köklerinin altında kaldığını, bazı defne köklerinin altında iskeletler olduğunu gördüklerini dile getirdi.

Kazı çalışmalarında şu anda 17 mezarın açıldığını belirten İltar, şöyle devam etti:

"Klasik Bizans usulü yöntemle defnedilmiştir. Bazılarının ayak uçlarında birer bronz sikke görüldü. Yine pitos alanı çevresinde yapmış olduğumuz çalışmalarda ise bol miktarda ya harçla desteklenmiş, kuvvetlendirilmiş ya da direkt toprağa gömülmüş pitoslar ortaya çıkmakta. Son bir hafta içerisinde 3 pitos daha ortaya çıktı ve yenilerinin geleceğini öngörüyoruz."

İltar, bundan sonraki kazı çalışmalarını sarnıçlar ve önümüzdeki yıllarda manastır binasında yoğunlaştırmayı düşündüklerini kaydetti.

"Giresun Adası tek başına bir inziva merkezi"

Giresun Adası'nın bir inziva merkezi olduğuna işaret eden İltar, "Öyle bir yer ki denizde uzak, dışa kapalı bir yaşam söz konusu. Adanın çevresi surlarla çevrili, surların belirli noktalarında giriş kapıları var, kullanılan taşlar hemen adanın kenardaki ana kayalıklarla yapılmış." diye konuştu.

İltar, bunun dışında üç katlı manastır binası olduğunu belirterek, "Sarnıçlar, kilise, şapel var. Bu ada tamamen manastır kompleksi olarak tasarlanmış olup yaklaşık 40-50 kişilik öğrenci grubuna hizmet veren dini hayat söz konusu. Adadaki yaşam tamamen Bizans dönemine ait, yalnız en eski bulgumuz milattan önce 300'lü yıllarda başlıyor. Osmanlı'nın son dönemine kadar yaşam izleri var." dedi.

Kazılarda ellerine geçen en eski bulgunun siyah seramikler olduğunu bildiren İltar, günümüze kadar ulaşan en önemli parçalardan birisinin de Bizans seramikleri ve vazolar olduğunu dile getirdi.

"Adayı Osmanlı üs olarak kullanmış"

Gazanfer İltar, Osmanlı döneminde de yine adada ilk etaplarda dini kullanım söz konusu olduğunu ifade ederek, son dönemlere doğru ise adanın bir nevi denizlerden gelen saldırılara karşı ön kale gibi kullanıldığını söyledi.

Kazak saldırılarında adanın üs olarak kullanıldığı bilgisini veren İltar, "Dolayısıyla bu bölgede Osmanlı dönemindeki adadaki yaşam da bol miktarda malzeme veriyor. Osmanlı dönemine ait sikkeler kazılarda çıkıyor. İlk kazıda 3 Tophane Lülesi dediğimiz İstanbul Lülesi bulundu. Üzerlerinde de ustaların damgası söz konusu." diye konuştu.

 

AA  Gültekin Yetgin