Anasayfa / Kültürel ve Doğal Miras

Gaziantep, Avrupa’da Coğrafi İşaret Liderliğine Yürüyor

Türkiye'nin gastronomi başkenti Gaziantep, Avrupa Birliği nezdinde coğrafi işaret tescili için yaptığı 10 başvuruyla Türkiye’nin en fazla ürünle temsil edilen ili oldu. AB’den daha önce dört ürün için tescil alan kent, şimdi Nizip nanesinden Gaziantep lahmacununa kadar geniş bir yelpazede yöresel ürünlerini uluslararası alanda koruma altına almayı hedefliyor. Bu süreç, yerel kalkınma, gastronomi turizmi ve yeşil ekonomi açısından stratejik önem taşıyor.

 

Gaziantep’ten Avrupa’ya: Yöresel Lezzetlerin Küresel Yolculuğu
Türkiye'nin kültürel zenginliklerini ve yöresel değerlerini koruma amacıyla yürütülen coğrafi işaret tescili çalışmaları, Avrupa Birliği (AB) düzeyinde hız kazanıyor. Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) verilerine göre, Türkiye genelinden AB’ye 54 ürün için coğrafi işaret başvurusu yapılmış durumda. Bunların sekizi ilan aşamasına gelirken, 46’sının inceleme süreci devam ediyor.

Bu başvurular arasında en dikkat çekici veri, Gaziantep’in 10 ürünle öne çıkması oldu. Böylece kent, Türkiye’nin AB tescili için en fazla ürün başvurusunda bulunan ili konumuna ulaştı. Türkiye’nin AB tescilli ilk ürünü olan Gaziantep baklavası, bu başarı hikayesinin başlangıç noktasını oluşturuyor. UNESCO tarafından “Gastronomi Alanında Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilen Gaziantep, bu statüsünü korumakla kalmayıp, uluslararası gastronomi diplomasisinde de etkin bir rol üstleniyor.

Gaziantep’in AB tescili için başvurduğu ürünler arasında Nizip nanesi, Gaziantep bülbül yuvası, Gaziantep dolangel tatlısı, Gaziantep şöbiyeti, Gaziantep muskası, Oğuzeli nar ekşisi, Gaziantep bulguru, Nizip patlıcanı, Oğuzeli kurutmalığı ve Gaziantep lahmacunu bulunuyor. Bu liste, kentin mutfak kültürünün çeşitliliğini ve sürdürülebilir gastronomi potansiyelini yansıtıyor.

“Katma Değeri Halka Döndürmeliyiz”
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Sürdürülebilir Tarım ve Kırsal Kalkınma Daire Başkanı Kenan Seçkin, kentteki gastronomi mirasının Avrupa’da tanıtılması ve markalaşması için kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini belirtiyor. Gaziantep baklavası, Araban sarımsağı, menengiç kahvesi ve fıstık ezmesi gibi dört ürünün halihazırda AB tesciline sahip olduğunu hatırlatan Seçkin, bu başarının ekonomik değer yaratma süreciyle birleşmesi gerektiğini vurguluyor:
“Bunu katma değere dönüştürmemiz lazım. Coğrafi işaretlerin önemi, bu değerin halka yansımasıyla anlam kazanır. Avrupa’da yeşil ekonomiye geçiş süreciyle birlikte, gastronomi artık sadece bir mutfak kültürü değil, bir kalkınma aracıdır.”

Seçkin, Gaziantep’in yeni tescil sürecinin yalnızca ticari değil, kültürel bir misyon taşıdığını da belirtiyor. Kentin her yöresel ürününün kendine özgü bir hikâyesi olduğunu ifade eden Seçkin, “Gaziantep lahmacunu örneğin Türkiye’nin diğer bölgelerinde soğanla yapılır, ama biz sarımsak kullanırız. Bu fark, kültürel kimliğin damakta hissedilen bir yansımasıdır.” sözleriyle kentin gastronomi anlayışındaki özgünlüğü vurguluyor.

Ayrıca, baklavanın üretiminde “boz fıstık” kullanımı, ürünün kalitesini belirleyen temel unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. Bu doğrultuda Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, yerel çeşitlerin korunması amacıyla bir tohum ve gen bankası kurarak sürdürülebilir tarımsal üretimi destekliyor. Seçkin’e göre bu girişim, hem gıda güvenliği hem de özgün ürün kalitesinin korunması açısından stratejik bir adım niteliğinde.

Gaziantep’in Gastronomi Diplomasisi: Kültür, Kimlik ve Kalkınma
Gaziantep’in coğrafi işaretli ürünlerinin AB düzeyinde tescillenmesi, yalnızca gastronomi alanında değil, kültürel mirasın uluslararası görünürlüğü açısından da önemli bir aşama olarak değerlendiriliyor. AB tescil süreci tamamlandığında, Gaziantep Türkiye’nin gastronomi diplomasisinde lokomotif kent kimliğini güçlendirecek.
Gaziantep’in sahip olduğu 107 ulusal coğrafi işaret, yöresel üretimden küresel pazarlamaya uzanan bir değer zincirinin parçası. Bu zincir, yerel üreticilere ekonomik katkı sağlarken, aynı zamanda kültürel kimliğin korunmasına hizmet ediyor.

Kenan Seçkin, “Artık sadece deniz turizmi değil, gastronomi turizmi dünya genelinde yükselen bir trend. Gaziantep bu alanda Türkiye’nin öncü şehridir ve bu konumunu AB tescilleriyle daha da sağlamlaştıracaktır.” sözleriyle, gastronomiyle kültür arasında kurulan simbiyotik ilişkiye dikkat çekiyor.

Gaziantep’in yeni başvurularının onaylanması halinde, kent yalnızca mutfağının zenginliğiyle değil, kültürel sürdürülebilirlik vizyonuyla da Avrupa’da örnek gösterilen bir model haline gelecek.

Ömer Faruk Salman aa