Fethiye Kıyılarında 3 Gemi Batığı ve Antik Demirleme Yeri Tespit Edildi
Muğla’nın Fethiye kıyılarında yürütülen su altı arkeolojisi yüzey araştırmalarında, Tunç Çağı’ndan Osmanlı dönemine uzanan çok katmanlı bir denizcilik geçmişine ışık tutan antik demirleme yeri ile üç gemi batığı tespit edildi. İleri teknoloji sonar sistemleri ve robotik araçlarla yürütülen çalışmalar, Doç. Dr. Hakan Öniz başkanlığındaki ekibin bu yıl ulaştığı toplam 10 yeni batık keşfiyle Türkiye su altı arkeolojisine önemli katkılar sunuyor.
Su Altı Arkeolojisinde Yeni Bir Odak: Fethiye Kıyıları
Akdeniz’in doğu kıyıları boyunca yürütülen su altı arkeolojik araştırmalarına bu yıl Fethiye’nin doğu kıyıları da dahil edilerek araştırma coğrafyası genişletildi. Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Başkanı ve araştırma ekibi lideri Doç. Dr. Hakan Öniz’in yürüttüğü çalışmalar, bölgede daha önce sistematik biçimde incelenmemiş alanlara odaklanarak önemli sonuçlara ulaştı.
Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle ve “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında gerçekleştirilen araştırmalarda sonar cihazları, yüksek çözünürlüklü görüntüleme sistemleri ve robotik su altı araçları kullanılarak hem bilinen batık alanlarında kazı yapıldı hem de yeni batıkların tespiti sağlandı. Sualtı ekibi, güçlü tekno-arkeolojik yöntemlerle derinliklerde korunmuş tarihsel kalıntıları yüksek doğrulukla kayıt altına aldı.
Araştırmalar sonucunda bu yıl Antalya’da 6, Fethiye’de ise 4 olmak üzere toplam 10 yeni gemi batığı tespit edilerek daha önce 411 olan Türkiye su altı gemi batığı envanteri 421’e yükseltildi.
Tunç Çağı’ndan Osmanlı’ya Uzanan Antik Demirleme Yeri
Bu yılın öne çıkan en önemli keşfi, Fethiye kıyılarında daha önce bilinmeyen bir antik demirleme yerinin belgelenmesi oldu. Doç. Dr. Öniz’in aktardığına göre, bu alan Tunç Çağı’ndan Osmanlı dönemine kadar çok sayıda geminin güvenli durak noktası olarak kullandığı bir liman işlevi görüyordu. Bulunan çapa izleri, farklı dönemlere ait çok sayıda geminin bu noktada demirlediğini, fırtına anlarında sığınak olarak bölgeden yararlandığını gösteriyor.
Araştırmalar, Fethiye kıyılarındaki bu demirleme yerinin Akdeniz’in doğu-batı ticaret yolları üzerinde stratejik bir konuma sahip olduğunu ortaya koydu. Gemilerin Mısır, Levant kıyıları, Hatay, Adana ve Mersin gibi bölgelerden gelip bu alanda durakladıkları, kimi zaman fırtına nedeniyle demirlerini bırakarak yolculuklarına devam etmek zorunda kaldıkları anlaşılıyor. Su altında tespit edilen çok sayıdaki çapa, kıyıların binlerce yıldır kesintisiz denizcilik faaliyetlerine sahne olduğunu kanıtlıyor.
Üç Yeni Gemi Batığı: Zaman Kapsülleri Olarak Denizaltı Arkeolojisi
Antik demirleme yerinde üç gemi batığının bir arada bulunması, bölgenin hem doğal koşullarının hem de tarihsel kullanım biçimlerinin anlaşılması açısından önemli veriler sağlıyor. Öniz’in aktardığına göre, Fethiye’nin doğu kıyıları batıdan gelen rüzgârlara karşı korunaklı olsa da doğudan çıkan ani fırtınalar gemilerin kaçışını zorlaştırıyordu. Bu nedenle bazı gemiler acil durumda halatlarını keserek çapalarını bırakmak zorunda kalırken, kimileri fırtınadan kaçamayıp aynı noktada batmıştı.
Keşfedilen üç batık, taşıdıkları yükler, amforalar, üretim teknikleri ve ticaret güzergâhlarıyla dönemlerinin ekonomik ve kültürel bağlantılarına doğrudan ışık tutuyor. Öniz’e göre her bir batık, üzerinde çalışıldıkça “bir kitap gibi” dönemsel üretim, ticaret ve mal dolaşımı hakkında bilgi sunuyor. Böylece bölgedeki su altı arkeolojisi yalnızca batık sayısının artmasıyla değil, tarihin denizcilik boyutuna dair kavrayışın derinleşmesiyle de ilerliyor.
Türkiye Sualtı Arkeolojisi İçin Yeni Ufuklar
Doç. Dr. Öniz, yürütülen çalışmaların uluslararası ilgi gören Kumluca Seramik Batığı ve “Dünyanın en eski batığı” olarak bilinen Kumluca Orta Tunç Batığı gibi alanlarla birlikte değerlendirildiğinde Türkiye su altı arkeolojisinin dünya literatüründe giderek daha görünür olduğunu belirtiyor. Son yıllarda gerçekleştirilen kazılarda çıkarılan eserlerin 2026 sonunda hizmete açılması planlanan Kemer’deki Akdeniz Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek olması, buluntuların bilimsel ve kültürel değerinin geniş kitlelerle buluşturulmasını sağlayacak.
Fethiye kıyılarında keşfedilen antik demirleme yeri ve üç batık, bölgenin denizcilik tarihine dair bilinmeyen pek çok katmanı açığa çıkararak, arkeolojik araştırmaların önümüzdeki yıllarda da genişleyerek devam edeceğinin habercisi niteliğinde. Bu buluntular, Akdeniz’in tarihsel ticaret ağlarını anlamada yeni bir referans noktası oluşturuyor.
Ayşe Yıldız aa