Anasayfa / Aktüel

Edirne’de Turizm ve Restorasyon Hamlesi: 500 Yapıda Eş Zamanlı Çalışma

Edirne Valisi Yunus Sezer, kentin turizm kimliğini güçlendirmek amacıyla yürütülen restorasyon, çevre düzenlemesi ve altyapı projelerinin kapsamını açıkladı. Kent genelinde 500’e yakın tarihi yapıda restorasyon sürerken, Meriç Nehri kıyıları yeniden düzenlendi, Türkiye’nin en büyük ve en nitelikli millet bahçelerinden biri hayata geçirildi. Saros Körfezi’nde turizm odaklı yenileme çalışmaları hız kazanırken, su altı müzesi projesi de bölgeye yeni bir cazibe sunacak.

 

Tarihi Dokuyu Koruyan Kapsamlı Restorasyon Hamlesi
Edirne, sahip olduğu kültürel miras potansiyeliyle Türkiye’nin önde gelen tarih turizmi kentlerinden biridir. Vali Yunus Sezer’in açıklamalarına göre kent genelinde camilerden hamamlara, konaklardan ticari yapılara kadar geniş bir yelpazede yaklaşık 500 restorasyon projesi eş zamanlı yürütülmektedir. Bu sayı, Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrederek Edirne’nin tarihî mirasa verdiği önemin altını çizmektedir.

Saraçlar Caddesi’nin yenilenmesi ve Ayakkabıcılar Çarşısı’nın restorasyonunun tamamlanmaya yaklaşmasıyla birlikte kent merkezinin özgün kimliği güçlendirilmiştir. Bu çalışmalar yalnızca yapı ölçeğinde değil, aynı zamanda kentsel hafızayı bütüncül bir yaklaşımla ele alan planlamaya dayanmaktadır. Restorasyon projelerinin büyük bölümü tamamlanma aşamasına gelmiş olup, kentin çekim gücünün artmasına doğrudan katkı sağlamaktadır.

Nehir Kıyılarında Yeni Yaşam Alanları: Meriç ve Tunca Düzenlemeleri
Vali Sezer’in vurguladığı bir diğer önemli çalışma, Meriç ve Tunca nehirleri boyunca gerçekleştirilen çevre düzenleme projeleridir. Meriç Nehri'nin her iki yakasında yapılan düzenlemeler, bölgeyi kentin en canlı kamusal mekânlarından biri hâline getirmiştir. Kentliler tarafından yoğun ilgi gören yeni millet bahçesi, 24 saat canlı kalan bir rekreasyon alanı olarak Edirne’nin yaşam kalitesini artırmaktadır.

Meriç kıyısındaki proje, yalnızca peyzaj düzenlemesini değil, aynı zamanda kenti su sporlarıyla bütünleştirme hedefini de taşımaktadır. Nehirde su sporları etkinliklerinin artırılması planlanmakta, Tunca Nehri için de benzer bir vizyon geliştirilmektedir. Böylece Edirne, doğa turizmini tarih turizmiyle harmanlayan çok katmanlı bir kent deneyimi sunmayı amaçlamaktadır.

Nehir kıyısı düzenlemeleriyle paralel olarak tarihi çeşmelerin tekrar akar hâle getirilmesi yönünde başlatılan çalışmalar, kentte kültürel sürekliliği güçlendiren önemli bir başka adımı temsil etmektedir.

Saros Körfezi’nde Turizm Odaklı Yeniden Yapılanma
Edirne’nin turizm stratejisinin en kritik halkalarından biri şüphesiz Saros Körfezi’dir. Yıllık yaklaşık 2 milyon ziyaretçi çeken bölge, uzun yıllar boyunca kontrolsüz kullanım, kaçak yapılar ve çevresel düzensizlik nedeniyle zarar görmüştür. Vali Sezer, geçen yıldan bu yana körfezde yoğun bir temizlik, düzenleme ve denetim süreci yürütüldüğünü ifade etmektedir. Bu yıl ise daha sıkı tedbirler uygulanarak bölgenin sürdürülebilir turizm ilkelerine uygun şekilde yönetilmesi hedeflenmektedir.

Körfezin en önemli projelerinden biri İbrice Limanı’ndaki dalış merkezi alanının yeniden düzenlenmesidir. Burada dalış turizmini güçlendirmek için bir su altı müzesi kurulacaktır. Edirne’nin tarihî eserlerinin taş replikalarının denize batırılmasıyla oluşturulacak bu müze, hem sporcular hem de kültür meraklıları için benzersiz bir turizm deneyimi sunacaktır.

Kısıtlı Kaynaklarla Maksimum Üretim: Edirne Modeli
Vali Sezer’in konuşmalarında vurguladığı bir diğer önemli unsur, İl Özel İdaresi’nin kısıtlı bütçelere rağmen yüksek verimli projeler üretmesidir. Köy yollarının asfaltlanması, içme suyu ve sulama altyapılarının yenilenmesi, enerji sistemlerinin geliştirilmesi gibi temel yatırımlar kesintisiz biçimde sürdürülmektedir. Buna ek olarak, iştirakler aracılığıyla kurumun hem finansal hem de operasyonel kapasitesi güçlendirilmektedir.
Bu yaklaşım, Edirne’de kamu kaynaklarının stratejik önceliklere göre etkin biçimde kullanıldığını ortaya koymakta; kentin turizm, kültür ve kırsal kalkınma alanlarında bütünleşik bir gelişim modeli benimsediğini göstermektedir.


Hakan Mehmet Şahin aa