Anasayfa / Müzeler

Dr. Emek Yılmaz, Gelecek İçin Müzeler Hareketi'nin önemini anlattı

Dünyanın çeşitli yerlerindeki müzelerin, sponsorluk seçimlerinde iklime zarar veren markalarla işbirliğine gitmeleri nedeniyle tepkiler aldıklarını hatırlatan Yılmaz, müzelerin sponsorluk anlaşmaları yaparken belirledikleri etik ilkelerle uyumlu tercihler yapması gerektiğinin altını çizdi.

 

Gelecek İçin Müzeler (Museums for Future - MFF) hareketinin Türkiye ayağı kurucusu ve koordinatörü Dr. Emek Yılmaz, müzeler olarak sürdürülebilirlik bilincini aktarma sorumlulukları bulunduğunu, hem faaliyetlerinde hem de binalarındaki uygulamalarla bunu anlatmaya çalıştıklarını söyledi.

Sürdürülebilir müzecilik uygulamalarıyla dikkati çeken Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi'nin koordinatörü de olan Yılmaz, MFF hareketinin çalışmaları ve müzelerin iklim kriziyle mücadeleye sunabileceği katkılar hakkında, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

MFF'nin, müzelerin küresel iklim krizine karşı nasıl önlemler alabileceğini göstermek için 2019'da Avusturya'da doğan bir hareket olduğunu belirten Yılmaz, geçen yılın ekim ayında Türkiye'nin de bu harekete katıldığını, birçok şehirden gönüllülerin ekibe dahil olduğunu ve gönüllü sayısı açısından Türkiye'nin diğer ülkeler arasında öne çıktığını vurguladı.

Harekete dahil olan müzelerin, programlarına, iklim krizine dair farkındalığı artıracak çalışmaları eklemek ve 2040'ta karbon sıfır hedefini yakalamak gibi amaçlarının bulunduğunu aktaran Yılmaz, "Müzelerin hem faaliyetlerinde hem de kullandıkları binalarda nasıl sürdürülebilir olabileceğini anlatmaya çalışıyoruz. Her yıl müzeleri yediden yetmişe milyonlarca kişi ziyaret ediyor. Bizim müzeler olarak sürdürülebilirlik bilincini aktarma gibi bir sorumluluğumuz var." dedi.

Yılmaz, müzelerin hediyelik eşya satılan bölümlerinde plastik atıktan kurtulmanın, işletmelerin dijital dönüşümünü sağlayarak kağıt israfını önlemenin ufak adımlar gibi görünse de farkındalık ve bilinç oluşması açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.

Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi binasının, sürdürülebilir uygulamalar gözetilerek tasarlandığını ve buna göre inşa edildiğini anlatan Yılmaz, binada kullanılan malzemelerin dahi karbon salınımını en aza indirmek amacıyla Bursa ve çevresinden getirildiği bilgisini paylaştı.

Yılmaz, şöyle devam etti: "Burada kullanılan ahşap tavan, karbon emilimi gerçekleştiriyor. Gri su uygulamamız var, su filtrelenerek tekrar dönüştürülüp klozetlerde kullanılıyor. Güneş panellerimiz var, enerji üretimine destek oluyoruz. Yeşil çatı uygulamamız var, yeşil çatıdan alınan yağmur sularını depolayıp, arıtıp yeşil alan sulamada kullanıyoruz. Zemin katta alttan ısıtma var, ısı pompalarla yandaki toprak araziye gidiyor ve tasarruf konusunda çok destek oluyor. İç bahçemiz var, bu bahçenin kapılarını açtığımızda doğal iklimlendirme oluşturuyor. Bahçenin tavanı açık, dolayısıyla havayı sirküle ediyor. Ayrıca müzenin kubbesindeki panoramik, eski, yeşil Bursa deneyimi de şehirleşmenin doğaya verdiği tahribatı göstermesi açısından önemli bir çalışma. Bu anlamda sürdürülebilir yeşil müzelere örnek gösterilebiliriz."

Yılmaz, dünyadaki diğer sürdürülebilir müzelere örnek olarak ABD'deki Ulusal Tarih Müzesi'ni, Fransa'daki Okyanus ve Sörf Şehri Müzesi'ni ve Güney Kore'deki Jeangok Prehistorya Müzesi'ni gösterdi.

MFF olarak iklim kriziyle ilgili farkındalık uyandırmak amacıyla her sene düzenlenen "Küresel İklim Grevi"ne yaptıkları çalışmalarla katkı sunduklarını bildiren Yılmaz, "Bu çalışmalardan biri 'Eserler Konuşuyor' projesiydi. Biz de Ulu Cami'den yola çıkarak yaptığımız bir çalışmayla projeye dahil olduk. Ulu Cami'nin özelikle son dönemdeki aşırı iklim olaylarından nasıl etkilendiğini ve bunun devam etmesi halinde gelecekte yapının nasıl zarar göreceği üzerine bir çalışma oluşturduk. Tarihi eserlerimizi geleceğe aktarmak istiyorsak, onları iklim krizinden korumamız gerekiyor. Bu çalışmayla onu göstermeye çalıştık." ifadelerini kullandı.

Dünyanın çeşitli yerlerindeki müzelerin, sponsorluk seçimlerinde iklime zarar veren markalarla işbirliğine gitmeleri nedeniyle tepkiler aldıklarını hatırlatan Yılmaz, müzelerin sponsorluk anlaşmaları yaparken belirledikleri etik ilkelerle uyumlu tercihler yapması gerektiğinin altını çizdi.

Yılmaz, şunları söyledi:"Geçen yılın nisan ayında Britanya Müzesi'nin bir petrol şirketiyle yaptığı sponsorluk anlaşması sonrasında yüzlerce kişi müzeye gelip bu anlaşmayı protesto etti. Ülkedeki Bilim Müzesi'nin de bir kömür madeni ile anlaşma yapması özelikle öğretmenler tarafından topa tutuldu. 400 öğretmen bir araya geldi, imza topladı ve sponsorluk anlaşması durdurulana kadar bu müzeye gitmeyeceklerini ve öğrencilerini de bu konuda bilgilendireceklerini söyledi. Böyle uygulamalara karşı durabilmek bizim çok önem verdiğimiz hareketler. Nerede olursa olsun müzeleri ziyaret ederken aslında herkes bir hizmet alıyor. Vatandaşların bu hizmeti aldığı kurumlardan, sürdürülebilir uygulamalar yürütmelerini ve çevre dostu olmayan markalarla işbirliğine gitmemelerini talep etme hakkı var."

İklim aktivistlerinin farkındalık uyandırmak iddiasıyla müzelerdeki eserlere yönelik saldırılarını da değerlendiren Yılmaz, "Biz MFF olarak iklim aktivizmini destekliyoruz ama bu şekilde değil. Kültürel mirasın dikkat çekmek amacı ile harcanılabilir görülmesine karşıyız. Ben de bu tarz eylemleri kaygıyla izliyorum. Onlar eserlerin bir camla korunduğunu bildiklerini söylüyorlar. Ama daha bilinçsiz kişiler bundan esinlenip bu derece korunmayan diğer eserlere ya da kamusal alandaki diğer kültürel miraslara ciddi anlamda zarar verebilir." diyerek sözlerini tamamladı.