Anasayfa / Arkeoloji / Türkiye

DNA analizlerine göre Anadolu'nun ilk çiftçileri yerel avcılardı

Göç yollarının ortasında kalmasına rağmen Anadolu avcı toplayıcılarının gen havuzunun 7.000 yıl boyunca çok az değiştiğini savunan DNA araştırması, Anadolu'ya çifçiliğin Mezopotamya'dan geldiği iddialarını desteklemiyor, Anadolu'nun ilk çiftçilerinin yerli nüfus olduğuna işaret ediyor.

 

Anadolu'daki neolitik dönem arkeoloji kazılarında önemli emekleri bulunan ünlü Alman Arkeolog Prof. Dr. Harald Hauptmann ölümünden bir süre önce, "Anadolu'yu biz daha önce bir geçiş noktası olarak görüyorduk ama özellikle Çatalhöyük, Göbeklitepe, Nevali Çori ve Körtik Tepe arkeoloji kazıları gösteriyor ki burası aslında bir merkezdir ve medeniyetin beşiğidir. Anadolu, Dünya Tarihi açısından en az Mezopotamya Mısır, Antik Yunan havzası kadar önemli bir bölgedir" demişti.

Son yıllarda gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalar bu tespiti daha da güçlendiriyor. Max Planck İnsan Tarihi Bilim Enstitüsü (MPI-SHH) tarafından gerçekleştirilen yeni genom analizleri, Anadolu'nun ilk çiftçilerin daha önce iddia edildiği gibi dışarıdan gelmediğini, bu topraklarda yaşayan avcı toplayıcılardan oluştuğunu işaret ediyor. İlginçtir ki çalışmaya göre  komşu gruplarla genetik etkileşimler olsa da 7.000 yıl boyunca Anadolu avcı toplayıcı gen havuzu kalıcılık arz ediyor.

Nature Communications (Doğa İletişimi) dergisinde 19 March 2019 tarihinde Michal Feldman, Eva Fernández-Domínguez, Luke Reynolds, Douglas Baird, Jessica Pearson, Israel Hershkovitz, Hila May, Nigel Goring-Morris, Marion Benz, Julia Gresky, Raffaela A. Bianco, Andrew Fairbairn, Gökhan Mustafaoğlu, Philipp W. Stockhammer, Cosimo Posth, Wolfgang Haak, Choongwon Jeong ve Johannes Krause imzaları ile yayınlanan Geç Pleistosen insan genomu, Orta Anadolu'nun ilk çiftçileri için yerel bir köken öneriyor (Late Pleistocene human genome suggests a local origin for the first farmers of central Anatolia) başlıklı makalede yer alan bilgilere göre; tarımı daha sonraki yıllarda Avrupa’ya taşıyan Anadolu’nun ilk tarımcıları, bölgenin yerel avcı toplayıcılarının soyundan gelmiş.

8 çiftçiden elde edilen DNA'lar 587 eski çağ ve 254 günümüz insanının DNA'ları ile karşılaştırıldı.

Max Planck İnsan Tarihi Bilim Enstitüsü'den (The Max Planck Institute for the Science of Human History) yapılan açıklamaya göre; İngiltere Birleşik Krallığı, Türkiye ve İsrail'den bilim adamlarının oluşturduğu uluslararası ekip, Anadolu'nun llk çiftçilerine mensup 8 kişiden elde edilen genomları analiz ederek, 587 eski çağlara ait bireylere ve günümüzde yaşayan 254 kişiye ait DNA verileriyle karşılaştırdı.

Araştırmacılar, 15.000 yıllık zaman diliminde Anadolu avcısı-toplayıcılarından, günümüz insanına dek uzanan gen havuzundaki verilere göre, Anadolu'daki avcı-toplayıcılar ile ve ilk Anadolu çiftçilerinin doğrudan akraba olduğunu belirtiyor.

Bu bulgulara göre geçim stratejilerini değiştiren yerel avcı-toplayıcıların zamanla çiftçilere dönüştüğü anlaşılıyor.

Veriler, Anadolu'ya tarımı Bereketli Hilal göçmenleri getirdi iddialarını zora sokuyor

Arkeolojik ve antropolojik verilere göre, uzun süredir tarihçiler arasında; tarımı, Bereketli Hilal'den bir grup göçmen çiftçinin Anadolu'ya getirip getirmediği ve Anadolu’nun yerel avcı toplayıcılarının, tarım uygulamalarını komşularından alıp, almadığı tartışılıyor.

Daha önceki arkeolojik bilgilere göre; Tarım yaklaşık olarak 11.000 yıl önce Bereketli Hilal (Mezopotamya)  denilen, bugünkü Irak, Suriye, İsrail, Lübnan, Mısır ve Ürdün'ün yanı sıra güney Anadolu ve batı İran'ın saçaklarını kapsayan bölgede geliştirilmişti ve MÖ 8.300'le birlikte bugünkü Türkiye’de Orta Anadolu’ya yayılmıştı.  Son çalışmalar ise insanlığın avcı toplayıcılıktan tarıma Anadolu'da geçtiğini işaret ediyor. (Bakınız: Anadolu'da Başka Göbekli Tepeler de var gibi)

Max Planck İnsan Tarihi Bilim Enstitüsü’nden bilim insanları tarafından yönetilen araştırma  ilk Anadolu çiftçilerinin, doğrudan yerel avcı toplayıcıların soyundan geldiği tezini destekliyor.

Günümüz Avrupasının çoğu İlk Anadolu Çiftçilerinin torunu görünüyor

DNA analizlerine göre; erken Anadolu çiftçileri daha sonra Avrupa'ya göç ederek, hem genlerini hem de yeni geçim stratejisi olan tarımı o coğrafyaya miras bırakmış görünüyor..  Günümüz Avrupalı soylarının en büyük bileşeni de Anadolu çiftçilerinin torunları görünüyor

Bulgular, çiftçiliğin, Anadolu'ya başka bölgeden insan göçüyle gelmediğini, yerel avcı toplayıcılar tarafından geliştirildiğine dair arkeolojik kanıtları destekliyor.

Genomlar  ilk çiftçilerin yüzde 90'ının Anadolulu avcı toplayıcılar olduğunu gösteriyor

MPI-SHH'nın makalede imzası bulunan araştırmacılarından Michal Feldman'ın verdiği biligilere göre; araştırma ekibi 8 ilk çiftçilere ait genomları, daha önce analiz edilmiş 587 antik birey ve 254 günümüz bireyi ile karşılaştırdığında,  erken dönem Anadolu çiftçilerinin atalarının büyük çoğunluğunun (~%90), Anadolu avcı toplayıcılarının akrabası olduğunu belirledi.

Feldman, “Bu durum, iklim ve geçim stratejisindeki değişikliklere rağmen, orta Anadolu’da 5.000 yıldan uzun bir süre boyunca genetik bir istikrar olduğunu gösteriyor.” diyor.

Makalede imzası bulunan bir diğer araştırmacı Choongwon Jeong sonuçları ““Sonuçlarımız, Anadolu'nun erken çiftçilerin tarımın Verimli Hilal'den Avrupa'ya geçişinde bir adım atma taşı olmadığını öne süren arkeolojik kanıtlara ek genetik destek sağlıyor. Ve Anadolu'nun yerel avcı-toplayıcıların tarımsal geçime yol açan fikirleri, bitkileri ve teknolojiyi geliştirip, benimsedikleri bir yer olduğunu gösteriyor.” şeklinde yorumluyor.

Johannes Krause: Komşularla genetik etkileşimi çözmek için daha fazla araştırma gerekiyor

Anadolu yerel avcı toplayıcılarının oluşturduğu ana bileşeninin uzun süreki istikrarı koruduğunu gösteren araştırma, aynı zamanda bu insanların kısmen de komşular ile etkileşim içinde de olduğunu gösteriyor.

MÖ 8.300-7.800 yılları arasında Anadolu’da çiftçiliğin iyiden iyiye geliştiği dönemde bugünkü İran ve komşu Kafkasya’da yaşayan insanlardan %10 civarında bölgeye göç  olduğu tahmin ediliyor.

Öte yandan, Anadolu çiftçilerinin MÖ 7.000-6.000 yılları arasında yaşayan ataları arasında yaklaşık %20 oranında Levant bölgesinden gelen insan olduğu fark ediliyor.

Araştırmanın baş yazarı Johannes Krause, “Çalışılan genom sayısının kesin veriler içerdiğini iddia edemeyiz. Çünkü sayısal açıdan çok düşük orana tekabül ediyor.. Halen çalışabileceğimiz genomlarda hem zaman hem de coğrafyada bazı büyük boşluklar var. Bu da ister kısa vadeli büyük insan hareketleri, ister daha sık, ancak düşük seviye etkileşimler olsun, genetik etkileşimlerin nasıl oluştuğunu yorumlamayı zorlaştırıyor." diyor.

Araştırmacılar gelecekte yapılacak daha kapsamlı araştırmalarla, konu hakkında daha da sağlıklı bilgilere ulaşılabileceğini belirtiyorlar.

arkeolojikhaber.com

Habere konu olan bültenin tam metni: www.shh.mpg.de/1236845/anatolia-neolithic-transition

Habere konu olan makalenin tam metni: www.nature.com/articles/s41467-019-09209-7