Anasayfa / Restorasyon

Dabakhane Camisi Deprem Sonrası Yeniden İbadete Açılıyor: Beş asırlık tarih yeniden hayat buluyor

Şanlıurfa’da Sultan II. Selim tarafından 1568 yılında inşa ettirilen Dabakhane Camisi, 6 Şubat 2023’teki depremlerde ağır hasar almasının ardından tamamlanan kapsamlı restorasyon süreciyle yeniden ibadete açılıyor. Kentin taş süslemeleriyle en dikkat çekici yapılarından biri olan tarihi cami, geleneksel tekniklerle ve son teknoloji destekli güçlendirme yöntemleriyle restore edilerek hem kültürel miras hem de yapısal dayanıklılık açısından örnek bir model oluşturdu.

 

Deprem Hasarının Ardından Gelen Yeniden Doğuş
Şanlıurfa’nın tarihî kent dokusunun önemli parçalarından biri olan Dabakhane Camisi, 1568 yılında Osmanlı Sultanı II. Selim tarafından inşa ettirildi. Kentin zengin taş işçiliğini ve süsleme sanatını yansıtan yapı, 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar aldı. Özellikle caminin sekizgen alt bölümü, silindirik orta gövdesi ve onikigen üst kısmıyla özgün bir formda inşa edilen minaresi, depremde kısmen yıkılarak kubbenin bir bölümüne zarar verdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen kapsamlı restorasyon projesi, tarihi yapının özgünlüğünü korurken dayanıklılığını artırmayı amaçladı. Deprem sonrası yapılan incelemelerde, caminin özellikle minaresindeki taş blokların yerinden oynadığı ve statik açıdan risk oluşturduğu tespit edildi. Bu doğrultuda, yapı sökülmeden koruma altına alınarak hem geleneksel hem de modern tekniklerin bir arada uygulandığı bir güçlendirme çalışması başlatıldı.

Ali Palalı

Geleneksel Ustalık ile Modern Teknolojinin Buluşması
Restorasyon süreci, Vakıflar Genel Müdürlüğü gözetiminde alanında uzman restoratör ve mühendislerin iş birliğiyle yürütüldü. Şanlıurfa Vakıflar Bölge Müdürü Mehmet Ali Palalı, çalışmalarda önceliğin minarenin özgün taş süslemelerinin korunması olduğunu vurguladı. Palalı, “Bu minareyi sökmeden korumanın yoluna geçtik. Geleneksel kenet ve zıvana yöntemlerini, modern malzemelerle birleştirerek yapının özgün karakterini bozmadan güçlendirme sağladık.” ifadelerini kullandı.

Minarenin iç duvarları tekstil bazlı güçlendirme malzemeleri ve gelişmiş bağlantı sistemleriyle desteklendi. Dış ve iç duvarlar arasındaki bağlantı güçlendirilerek, yapının olası sarsıntılara karşı direnci artırıldı. Ayrıca, yüzey temizliği, taş bütünleme ve kubbe onarımı gibi aşamalarla caminin estetik bütünlüğü de yeniden sağlandı. Elektrik, mekanik, ses ve kamera sistemleri yenilendi; klima altyapısı günümüz standartlarına uygun hale getirildi.
Bu süreç, yalnızca bir restorasyon değil, aynı zamanda Osmanlı dönemi taş işçiliğinin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması açısından bir kültürel miras onarımı olarak değerlendiriliyor. Restorasyonda kullanılan yöntemlerin, benzer deprem riski altındaki diğer tarihi yapıların korunmasında da model teşkil etmesi bekleniyor.

Kültürel Sürekliliğin Sembolü Olarak Dabakhane Camisi
Yaklaşık beş asırdır Şanlıurfa’nın tarihî siluetinin bir parçası olan Dabakhane Camisi, yalnızca bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda taş işçiliği, süsleme sanatı ve Osmanlı dönemi kent mimarisi açısından önemli bir belge niteliğinde. Caminin yeniden ibadete açılması, hem Şanlıurfa halkı hem de kültürel miras uzmanları için bir “yeniden doğuş” olarak değerlendiriliyor.

Restorasyonun tamamlanmasıyla birlikte, cami cuma günü yeniden ibadete açılacak. Bu gelişme, deprem sonrası bölgedeki yeniden yapılanma sürecinde manevi ve kültürel bir sembol olarak önem taşıyor. Şanlıurfa Vakıflar Bölge Müdürlüğü, önümüzdeki dönemde kentteki diğer tescilli yapıların da benzer titizlikte restore edilmesi için çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı.

Dabakhane Camisi’nin yeniden ibadete açılması, geçmişle bugün arasında kurulan bir mimari süreklilik köprüsü olarak, Anadolu’daki tarihî camilerin korunmasına yönelik ulusal ölçekte örnek teşkil ediyor.

Cebaril Caymaz aa