Bitlis Delikli Mağara’da 8 Bin Yıllık Yaşam İzleri Gün Yüzüne Çıkarılıyor
Bitlis’in Adilcevaz ilçesindeki Delikli Mağara’da yürütülen kazılarda, Neolitik Dönem’e ait obsidiyen (volkanik cam) aletler, Urartu dönemine ait çoklu mezarlar ve Ortaçağ yapıları tespit edildi. Van Gölü kıyısındaki bu çok katmanlı arkeolojik alan, Doğu Anadolu’nun 8 bin yıllık geçmişine ışık tutuyor. Bulgular, bölgenin tarih öncesinden Ortaçağ’a kadar kesintisiz yerleşim gördüğünü ve Van Havzası arkeolojisine yeni veriler kazandırdığını ortaya koyuyor.
Van Gölü’nün Kıyısında 8 Bin Yıllık Bir Arkeolojik Hafıza
Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde, Van Gölü seviyesinden yaklaşık 60 metre yükseklikte bulunan Delikli Mağara’da yürütülen kazılar, bölgenin tarihsel sürekliliğini gözler önüne serdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ve desteğiyle Ahlat Müze Müdürlüğü başkanlığında, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Sinan Kılıç bilimsel danışmanlığında sürdürülen çalışmalar, Van Gölü çevresinin tarih öncesi dönemlerine dair önemli veriler sunuyor.
İki yıldır devam eden kazılarda, beş farklı kültürel tabaka tespit edildi. En alt seviyelerde Neolitik Dönem’e ait obsidiyen aletler ve çanak parçaları; üst tabakalarda ise Urartu dönemi mezarları, Ortaçağ yapıları ve süs eşyaları belirlendi. Bu bulgular, mağaranın farklı dönemlerde hem yaşam hem de gömü alanı olarak kullanıldığını gösteriyor.
Obsidiyen Aletler: 8 Bin Yıl Öncesine Ait Teknolojik İzler
Delikli Mağara kazılarında, obsidiyen ve çakmaktaşı aletlerin bulunması, Van Gölü çevresindeki tarih öncesi kültürlerin teknoloji ve üretim becerilerini anlamak açısından büyük önem taşıyor.
Dr. Kılıç, buluntuların Doğu Anadolu’nun erken yerleşim tarihine yeni bir boyut kazandırdığını belirterek şu değerlendirmede bulundu:
“Kazılarda elde ettiğimiz obsidiyen aletlerin çoğunun Erciş Meydan Dağı kökenli olduğunu düşünüyoruz. Ancak burada daha önce görülmemiş, şeffaf ve renksiz obsidiyen örneklerine de rastladık. Bu durum, Van Havzası’ndaki obsidiyen ticareti ve teknoloji ağlarının düşündüğümüzden daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.”
Arkeologlara göre, obsidiyen aletlerin üretimi ve kullanımına dair veriler, Güneybatı Asya’nın Neolitik dönemi için yeni bir kronolojik çerçeve sunabilir.
Urartu Dönemi Çoklu Mezarlar ve Ortaçağ Yapı Katmanı
Kazıların üçüncü tabakasında, Urartu dönemine ait çoklu mezarlar, demir bıçaklar, seramik kaplar, boncuklar ve süs eşyaları bulundu. Bazı mezarların Ortaçağ’da yapılan yapılar sırasında tahrip edildiği belirlendi.
Kılıç, “Geçen yıl tespit ettiğimiz kireç harçlı taban, Geç Ortaçağ’a tarihleniyor. Bu yapının altındaki iskeletler, Urartu dönemine ait çoklu mezarların parçalanmış kalıntıları. Bu alan, geçmişte de definecilik faaliyetine sahne olmuş olabilir,” ifadelerini kullandı.
Urartu mezarlarında bulunan yılan başı motifli deniz kabuğu boncuklar ve metal objeler, hem inanç sistemi hem de dönemin ticari ilişkileri açısından önemli ipuçları barındırıyor.
Kazılarda ayrıca kireç harcıyla sıvanmış tabanlara sahip bir Ortaçağ yapı kompleksi de ortaya çıkarıldı. Bu yapı, mağaranın uzun süreli yerleşim alanı olarak kullanıldığını ve Urartu sonrası dönemde yeniden işlev kazandığını gösteriyor.
Tarih Öncesinden Ortaçağ’a Uzanan Beş Tabakalı Arkeolojik Zenginlik
Delikli Mağara’da şimdiye kadar beş kültürel katman belirlendi:
En alt tabaka: Van Gölü’nün bir dönem mağara önüne kadar uzandığını gösteren kum tabakası,
İkinci tabaka: Geç Ortaçağ yapıları,
Üçüncü tabaka: Urartu dönemi çoklu mezarları,
Dördüncü tabaka: 8 bin yıl öncesine ait obsidiyen aletler ve çanak çömlekler,
Beşinci tabaka: Tarih öncesi yerleşim izleri.
Bu katmanlar, Van Gölü Havzası’nın kesintisiz bir yerleşim alanı olduğunu kanıtlar nitelikte.
Kılıç, “Delikli Mağara’da ulaştığımız bulgular, sadece Bitlis ve Van çevresinin değil, tüm Doğu Anadolu’nun tarih öncesi dönem boşluklarını dolduracak,” diyerek çalışmaların gelecek yıl da sürdürüleceğini ifade etti. Kazılardan çıkarılan eserlerin laboratuvar incelemeleri tamamlandıktan sonra Ahlat Müzesi’nde sergilenmesi planlanıyor.
Haber: Şener Toktaş
Fotoğraf: Kazı başkanlığı