Anasayfa / Aktüel

Beytüllahim’de Noel’in Dönüşen Anatomisi: İsrail Saldırıları Gölgesinde Sessiz ve Sembolik Kutlamalar

İşgal altındaki Batı Şeria’nın en önemli Hristiyan merkezlerinden Beytüllahim, İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’ya yönelik iki yılı aşkın süredir devam eden saldırıları nedeniyle Noel’i alışılmışın dışında, sessiz ve sembolik bir atmosferde karşılıyor. Turizmin durma noktasına geldiği, ekonomik faaliyetlerin zayıfladığı kentte, kutlamalar yalnızca dini ritüellerle sınırlı tutulurken, Noel süslemeleri ise kısıtlı imkânlarla yapılıyor.

 

Savaşın Gövdesinde Noel Hazırlıkları
Hazreti İsa’nın doğduğuna inanılan Beytüllahim, tarihsel ve teolojik merkezî konumuna rağmen uzun zamandır savaşın, kuşatmanın ve ekonomik çöküşün etkisi altında. Nativity Kilisesi Meydanı’nda her yıl görkemli bir Noel ağacı kurulur ve binlerce ziyaretçi ağırlanırdı. Ancak bu yıl meydandaki tek ağaç, İsrail saldırılarının yarattığı ağır koşullar nedeniyle sembolik nitelikte bir süslemeyle yetiniyor. Kentin bazı cadde ve meydanları minimal süslemelerle donatılırken, hazırlıkların tümünde “yas ve mütevazılık” ilkesi belirleyici hale geldi.

Gregoryen takvimini kullanan topluluklar tarafından 25 Aralık’ta kutlanan Noel, Ortodoks Hristiyanlar için 7 Ocak’ta anılıyor. Ancak takvimsel çeşitlilik Beytüllahim’deki atmosferi bu yıl değiştirmiyor; dini ritüellerin dışındaki tüm kutlama faaliyetleri iptal edilmiş durumda.

Belediye Yönetimi: “Noel Umut Demektir, Sessiz de Olsa Kutlanacak”
Beytüllahim Belediye Başkanı Yardımcısı Lucy Selciyye, kentin içinde bulunduğu koşulların Noel’i önceki yıllara göre tamamen farklı bir karaktere büründürdüğünü belirtiyor. Gürültülü kutlamalar, konserler, halk pazarları ve kitlesel etkinliklerin tümü iptal edilirken, belediye yalnızca dini ritüellerin sürdürülmesine karar verdi.

Selciyye’ye göre Noel ağacının ve sınırlı süslemelerin varlığı dahi, Filistin toplumunun yok edilme çabasına karşı bir direnç göstergesi niteliğinde. Buna karşın İsrail saldırılarının turizmi durma noktasına getirmesi, otellerin kapanmasına ve yerel ekonominin çökmesine yol açmış durumda. Kentin temel gelir kaynağı kabul edilen turizm sektörü “en ağır darbesini” yaşıyor.

Yerel Esnafın Sarsılan Ekonomisi
Mağara Halib Caddesi’nde hediyelik eşya üretim atölyesi bulunan Jack Jaqaman, turist hareketliliğinin iki yıldır yok denecek kadar az olduğunu vurgulayarak işletmelerin büyük kısmının üretimi durdurduğunu ifade ediyor. Jaqaman, çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kalan işletmelerin hâlen ayakta kalabilmek için mücadele verdiğini, süregelen saldırılar nedeniyle kırılgan ortamın sürdüğünü belirtiyor.

Rehber ve dükkân sahibi Stavros el-Bedek ise koronavirüs sonrası toparlanma emareleri görülürken İsrail saldırılarının her şeyi yeniden çökerttiğini söylüyor. Noel döneminin normalde yılın en yüksek gelir getiren zaman dilimi olduğunu hatırlatan Bedek, ateşkese ve güvenlik koşullarının iyileşmesine bağlı olarak hacı ziyaretçilerinin geri dönmesini umut ediyor.

Turizmin Çöküşü ve Kayıp Umutlar
Beytüllahimli diğer esnaflar gibi Peter Kanvati de ekonomi üzerindeki büyük baskıyı dile getiriyor. Hediyelik eşya sektörünün yüzde 90’ının turizme bağlı olduğunu belirten Kanvati, rezervasyonların tamamen durmasıyla çok sayıda fabrika ve dükkânın kapandığını, yalnızca küçük atölyelerin yurt dışına sipariş gönderebildiğini aktarıyor. Turistlerin yeniden döneceği umuduyla dükkânını açık tutmaya çalıştığını, ancak talebin oldukça sınırlı olduğunu ifade ediyor.

Doğuş Kilisesi ve doğum mağarasının bulunduğu alan, son iki yıldır yalnızca dua ve dini törenlerle sınırlı kutlamalara ev sahipliği yapıyor. Bu durum, kentin hem dini yaşamını hem ekonomik varlığını dönüştüren yeni bir normal oluşturuyor.

Qais Omar Darwesh Omar, Safiye Karabacak, Halime Afra Aksoy aa